İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Görmemişin oğlu olmuş!..

Emin ÇÖLAŞAN

SEVGİLİ okuyucularım, ilan edilen ‘bayram’ havasına ve atılan ‘zafer’ naralarına bakınız! Bilmeyen zanneder ki Türkiye muhteşem bir zafer kazandı, dünyayı karşısında esas duruşa geçirdi…

Ve ‘AB zaferimiz!’ kutlanırken aynı gün çoğu gazetenin kıyısına köşesine sıkışıp yer bulamayan habere bir bakınız:

‘Bağdat Büyükelçiliğimize koruma gönderilen özel harekátçı polislerimize Musul’da saldırı. Beş polisimiz şehit.’

Yanıbaşımızda öldürülen 65 kamyon şoföründen sonra beş polisimiz… Ve biz kendimizi AB tantanasına öylesine kaptırmışız ki, kimsenin umurunda bile değil.

Şehitlerimize Allah rahmet eylesin. Ama önemli olan onlar değil, AB!

* * *

Şimdi burada soracağım sorulara da yanıt verecek bir tek babayiğit çıkmayacağını göreceksiniz.

– Hangi ülke AB’den görüşme tarihi alınca orada görgüsüzce bayram ilan edildi? Hangisinde böyle tantana yapıldı? Hangisinde birileri ‘kahraman!’ ilan edildi?

17 Aralık konusunda hükümetin ‘asla geri adım atmayacağı kırmızı çizgileri’ vardı! Abdullah Gül bunları Milliyet’te 15 Aralık günü Fikret Bila’ya şöyle sıralamıştı:

1- Kararda tam üyelik hedefini saptıracak hiçbir unsur olmamalı. 2- Çözüm olmadan Kıbrıs Rum Kesimi’ni tanımayız. 3- Müzakereye başlama kararı ikinci bir zirve kararını gerektirmeyecek kadar kesin ve net olmalı. 4- Hiçbir alanda kalıcı kısıtlama olmamalı.

Ne yazık ki bunlardan üçü istedikleri gibi çıkmadı. 1- Kararın ucu açık. Yani üyelik garanti değil. 2- Rum tarafını dolaylı yolla tanıdık. 3- Bu tamam. İkinci zirveye gerek kalmadan müzakere başlayacak. 4- Türk vatandaşlarının serbest dolaşımı gibi, hemen her alanda kısıtlamalar getirildi, ya da getirilmesi öngörüldü.

Bildiride aynen ‘Müzakere sürecinin ucu açıktır ve sonucu önceden garanti edilemez’ hükmü yer alıyor.

Hani, nerede kaldı sizin kırmızı çizgileriniz? Çiğnendi mi, çiğnenmedi mi?

17 Aralık akşamı basın toplantısında ‘mesafe aldık ama henüz kazanmadık’ diyen kişi Recep Tayyip Erdoğan değil miydi?

Adamlar Türkiye’nin üyeliği için ‘garanti değil, ucu açık’ hükmünün bildiride yer almasını sağladılar. Aşağılamanın bundan daha açığı olur mu?

Bu koşullarda bile bayram ilan etmek, zafer naraları atmak, karşılama törenleri düzenlemek ayıp değil mi? Türk milletini kandırmak değil mi?

Avusturya Başbakanı, Türkiye’nin üyeliğini referanduma götüreceğini açıkça söyledi. Fransa öyle. Chirac ayrıca Ermeni soykırımı iddialarını karşımıza getireceklerini yineledi. Kıbrıs Rum Kesimi, ‘Bizi resmen tanımazsanız Ekim 2005’te müzakereye başlamanızı veto edeceğiz’ diye postasını koydu.

Aynı 17 Aralık zirvesinde, AB’ye bizden çok sonra başvuran Hırvatistan’a bizden önce, Mayıs 2005 için müzakere tarihi verildi. Bunlar Türkiye için aşağılama değil mi?

* * *

Şimdi Türk milletini bu koşullarda bile kandırmaya kalkışanlara ve bayram ilan edenlere bir kez daha sorayım:

25 ülke AB üyesi. Hangi ülke müzakere tarihi alınca böyle hoplayıp zıplayıp kendisini küçük düşürdü? Bırakın müzakere tarihini, hangi ülke üye olunca bunu yaptı?

Örneğin, Hırvatistan’da dün bayram yoktu!

Ankara’da dün ortalığa günler öncesinden hazırlandığı anlaşılan AB bayrakları çıkarıldı. Direkler, caddeler, meydanlar AB bayraklarıyla donatıldı. Komedinin böylesi, yağcılık ve yalakalığın bu kadarı!

Şu iki günlük tablo karşısında yeniden soruyorum:

Biz bu kadar mı görgüsüz olduk? Bu kadar mı küçüldük? Bizi kandırmak bu kadar mı kolaylaştı?

Ben bu iktidarın yerinde olsaydım, bırakın böyle kutlamalar düzenletmeyi, 17 Aralık’tan günler önce kendi ağzımla açıkladığım kırmızı çizgilerimi, yani olmazsa olmazlarımı paspas gibi çiğnettiğim için Türk milletinden özür dilerdim.

Hiç değilse ‘çiğnettik ama ucu açık ve sonucu garanti olmasa bile müzakere tarihi aldık, bununla yetinelim’ derdim. Sonra eklerdim: ‘Borsa rekor kırdı ya, daha ne istiyorsunuz!..’

Atasözlerimiz hep muhteşemdir. Hele bazı durumlarda cuk diye oturur. İşte onlardan biri:

Görmemişin oğlu olmuş…

Ötesini bilirsiniz! Biz görmemişten de beter duruma düştük.

Daha neler yaşayacağız, üzerimizde daha ne oyunlar oynanacak… Ve bugünleri bile mumla arayacağız!

Yorumlar kapatıldı.