İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soykırım şantajı

Özdemir İNCE

Aklı başında olan, sözcüklere ve kavramlara karşı saygısı olan her kimse “Soykırım” sözcüğünü öyle uluorta kullanmaz. Kullanmadan önce uzun uzun düşünmek zorundadır.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı AKP’li Mehmet Elkatmış, ABD’yi Irak ve Felluce’de soykırım yapmakla suçlaması uluslar arası ilişkilerde kabul edilmesi olanaksız bir hata idi. Tarih bilgi ve bilincinden, sözcüklerin üslup değerinden pek haberli olmadığını sandığım Mehmet Elkatmış’un soykırım suçlamasına ABD tarafından hemen cevap geldi: “Bu ölçüsüz eleştiriler ilişkimize zarar veriyor. Siz soykırımı bu şekilde kullanırsanız, bizim de Ermeni soykırımı iddialarını engellememiz beklenemez.”

***

“Soykırım” kavramının çok dikkatli kullanılmasının gerektiği ülkemizde, bu sözcüğün neredeyse mahalle kavgası için bile kullanılıyor olması inanılır gibi değil. Özellikle de İslâmi kesimde bu sözcük-kavram çekirdek-leblebi gibi kullanıyor. Bu kesime göre Afganistan’da, Çeçenistan’da, Bosna’da soykırım yapılmıştır; Filistin ve Irak’ta soykırım yapılmaktadır. İster ilan edilmiş olsun ister olmasın, savaşta, iki tarafın da silah kullandığı durumlarda soykırımdan söz etmenin olanağı yoktur. En ağırından, olsa olsa “katliam” kullanılabilir.

Özellikle de 1915 yılında Ermenilere soykırım yaptığı iddiasıyla 90 yıldır suçlanan bir halkın ve ulusun mensupları, başka halk ve ulusları suçlamak için bu sözcüğü kesinlikle ağızlarına almazlar. Bugün Filistin ve Irak’ta olanların eğer soykırım olduğunu iddia edersek, 1915 Ermeni olaylarının soykırım olmadığını nasıl kanıtlayacağız?

***

Bir durum değerlendirmesi yapan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bakın neler diyor:

“Tabii ki her şeyin kendi boyutu içinde değerlendirilmesi gerekir. Orada aşırı güç kullanmak, sivilleri gözetmemek, bunlar ayrı şeylerdir. Bunlarla ilgili Türkiye’nin tavrı gayet açıktır, kamunun tepkisi ortadadır. Sadece Türkiye’de değil dünyanın her tarafında bu tepkiler vardır. Bunlar açık toplumun gerekleridir. Ama (siz soykırım derseniz, biz de böyle yaparız) demek şantaj olur. Bu tip şeyler söz konusu değildir. Ama soykırım tamamen ayrı bir konudur, bunun hukuki tarifi başkadır.” (Zaman, 30.11.04)

***

Dışişleri Bakanı gerçekçi düşünmüyor: ABD’nin, Irak savaşıyla ilgili olarak Türkiye’nin soykırım tanımlamasına aynı kavramla karşı çıkması şantaj değil misillemedir, meydan okumadır. Ve ABD, Türkiye’nin önüne yüklü bir fatura koyabilir.

Kuşkusuz, şu anda Irak’ta olanları, kendilerini direnişçi olarak tanımlayan Iraklı milislerin ve ABD askerlerinin yaptıklarını onaylamamız mümkün değil.

Ancak, olanları soykırım olarak tanımlayan bir kesim aynı zamanda Iraklı milislerin yaptığı katliamı da övgüyle karşılamaktadır. Böyle bir ortamda AKP’li Mehmet Elkatmış’ın soykırım tanımlamasını kullanması ve Dışişleri Bakanı’nın skandalın üzerini örtme çabaları son derece tehlikeli girişimlerdir. Ve AKP ileri gelenlerinin, Irak konusunda, ülkenin ulusal çıkarlarından çok parti tabanlarının dinsel saplantılarını gözetmesi karşısında kaygı duymamak olanaksız.

***

Fransa Dışişleri Bakını Michel Barnier Avrupa Birliği hakkındaki düşüncelerini açıklarken “Türkiye müzakereler sırasında kendi geçmişiyle barışmalı. Ortada bir Ermeni trajedisi var” demiş. Evet, bir soykırım değil ama ortada bir Ermeni Trajedisi var. Bu trajedinin rejisör, aktör ve mimarlarından biri olan Fransa’nın bu konuda geçmişiyle, tarihiyle yüzleşmesi gerekmektedir.

Monsieur Michel Barnier’ye bir sorum var: Fransa, 1920 yılında, neden Ermenilere Çukurova’da devlet kurmak sözü verdi; neden Fransız Yabancılar Lejyonu’nun üniformasını giydirip ellerine silah verdi?

Önce kendisi bu sorunun cevabını versin!

Yorumlar kapatıldı.