İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bir hinlik var bu ökümeniklikte

Özdemir İNCE

KİMİ II. Cumhuriyetçi zevat, tezlerini ilk kez ‘ulusal çıkar’a dayandırarak, ‘Dinsel ve tarihsel bakımdan bu Ortodoks ilahiyatı dışında kimseyi ilgilendirmez. Siyasi bakımdan ise Fener Rum Patrikhanesi’nin güçlenmesi, Türk dış politikasının lehine’ diyor.

Bir başka kesim ise ‘Türkiye düşmanı, megali idea yeminlisi Fener Patrikhanesi’ öcüsüyle uğraşmakta. Birinci değerlendirme kurnazca, ikincisi fanatik…

‘Ökümenik’ sıfatının Türkiye’ye zararlı ya da faydalı olacağı varsayımlarından önce, iki kesimin de yapması gereken şudur: Patrikhane’nin dinsel açıdan ökümenik olup-olmadığı konusunda belgeye dayalı bir karara varmak. Söylendiği gibi ökümenik olması Türkiye’nin yararına ise, bu sıfatın her şeyden önce dini bakımdan doğru ve gerçek olması gerekir.

* * *

Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu’nun davetlisi olarak Türkiye’de bulunan Yunanistan Turizm Bakanı Dimitris Avramopoulos, ‘Ökümenikliğin anlamını siyaset belirlememektedir. Bu geçmişten, gelenekten gelen tarihsel olaydır’ diyor. Çok doğru!

Patrikhanenin Basın Sorumlusu Dositeos Anagnostopulos da ‘ökümenik’in siyasi değil, tarihi ve dinsel içerik taşıdığını ve ökümenik sıfatının 451 yılında yapılan Dördüncü Kadıköy Konsili’nde verildiğini ileri sürüyor.

Bana sorarsanız, ökümeniklik 325 yılında toplanan I. İznik Konsili’nden bu yana dinsel olduğu kadar politiktir. Zaten ABD’nin Fener Rum Patrikhanesi’ni ökümenik kabul etmesi; ABD Büyükelçisi Eric Edelman’ın ‘Bu konudaki politikamızda hiçbir değişiklik yok ve olmayacak. Tepki duyan gelmesin’ deyu rest çekmesi de bu işin ne denli siyasi olduğunu göstermektedir.

Bu da yetmiyormuş gibi, Fener Rum Patriği Bartholomeos’un ökümenik sıfatını kullanmasına Türkiye’nin karşı çıkması Avrupa Birliği tarafından da eleştiriliyor. 6 Ekim 2004’te yayınlanan AB İlerleme Raporu’nun ‘Dini özgürlükler’ bölümünde ‘Ökümenik Patrik unvanının aleni kullanılması hálá yasaktır …’ deniliyor.

Bütün bunlar ‘ökümenik’ sıfatının ne denli politik olduğunu göstermektedir.

* * *

Patrikhane Basın Sorumlusu Anagnostopulos’un sözünü ettiği Kadıköy Konsili’nde Konstantinopolis kilisesi (piskoposluğu) Kudüs ile birlikte Patriklik düzeyine yükseltildi. Ayrıca pentarhi (beş başlı) sistem de kabul edildi. Buna göre Roma, Konstantinopolis, İskenderiye, Antakya ve Kudüs, Hıristiyan dünyasının tarihsel merkezleri olarak kabul edildiler.

Kadıköy Konsili, Ortodoks mezhebinin monofizit ve diofizit kiliseler olarak ikiye ayrılmasına neden oldu. Başta Roma ve yandaşları olmak üzere güçlü bir muhalefet, bir kilisenin ökümenik olabilmesinin en önemli koşulu olarak bir havari tarafından kurulmuş olmasını yani apostolik olmasını savunmaktadır. Bu özellik sadece Roma, İskenderiye ve Antakya kiliselerinde vardır. Patrikhane kilisesi havariler tarafından kurulmamıştır. İsa ‘Sezar’ın hakkı Sezar’a’ dediğine göre Patrikhane’nin ökümenik olup olmadığı Roma, İskenderiye, Antakya, Kudüs, Moskova ve Atina kiliselerine sorulsun. ABD’ye değil!

Not: 4 Aralık 2004 yazımda ‘Primus’ sözcüğü ‘Pirimus’, ‘Konsil’ sözcüğü de ‘Konsül’ olarak yayınlanmıştır. Yanlışı düzeltirim!

Yorumlar kapatıldı.