İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kırılgan zeminde dans

Aslı Aydıntaşbaş

Kuzey Irak sorunu, Felluce, PKK derken ekümenik tartışması da Türk-ABD ilişkilerinde kırılma noktalarını artırdı. Eski bir ABD’li diplomat “Biz Irak’ta olduğumuz sürece dostluk zor” diyor.

Dün telefonla sohbet ettiğimiz Washington’daki bir yetkiliye göre Türk-Amerika ilişkileri “1 Mart sonrası dönem gibi.” Yani kötü. Bir diğer kaynak, yine bir 1 Mart tezkeresine referansta bulunarak, “Çatlak sesler var” diyor. Türkiye değil, Irak ve “Geniş Orta Doğu” ya yoğunlaşan ABD başkentinde, artık Türkiye’nin eskisi kadar güçlü savunucuları olmadığı ortada. Ankara’da da yetkililer benzer endişeler taşıyor, 50 yıllık bu dostluğun geldiği (ve gideceği) noktayla ilgili. Irak’taki Amerikan varlığı, Amerikan ordusunun PKK’yla mücadele konusundaki isteksizliği ve Kuzey Irak’ın geleceği, tüm kurumlarıyla Ankara’da ABD yönetimine yönelik tepkiyi arttırdı. Bir çoklarına göre Türkiye’nin Avrupa Birliği perspektifi, Ankara’yı gerektiğinde “ABD’ye sert çıkma” konusunda “daha özgür” hissettiriyor. İlişkilerdeki kırılganlık ve karşılıklı güvensizlik o kadar ki, konuya kafa yoran bir gözlemci “Yol ayrımındayız. Artık soru şu: Ortak mıyız?” diyor. 50 yıllık geçmişi olan Türk-Amerikan ilişkilerindeki son gerilim, Türkmen şehri Telafer’le başladı, Felluce’- yle iyice ayyuka çıktı, bu haftaki “ekümenik” krizi ile de resmiyete döküldü.

HOP OTURUP HOP KALKTI

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Telafer’deki operasyonu eleştirirken “İlişkilerimizi askıya alırız” sözüne tepki gösteren Washington, daha sonra benzer tepkileri Tayyip Erdoğan’ın Felluce’de ölen direnişçilere “şehit” demesi ve Dick Cheney ile yaptığı telefon görüşmesinin (Erdoğan Cheney’i azarlamış gibi) basına yansıma şekliyle ilgili gösterdi. Üst düzey bir Amerikalı yetkiliye göre, “Washington hop oturup hop kalktı.” ABD tarafı ayrıca Türkiye’nin Büyük Orta Doğu projesinde isteksiz olması ve Irak bağlamında yalnız Sünni direnişçilere sempati duymasından şikayet ediyor. Bir aydır devam eden bu homurdanmalar listesine bu hafta bir de ABD Büyükelçisi Eric Edelman’ın Dışişleri’ne çağrılarak protesto yemesiyle doruğa ulaşan “ekümenik” tartışması eklendi. Tüm bunlar Washington’da “bazı çevrelerin” AK Parti iktidarını bir kez daha “İslamcı” damgasıyla yorumlamasına neden oldu.

ANKARA KÖPÜRÜYOR

Ankara’da da benzer kırgınlıklar ve Kuzey Irak’taki PKK varlığı konusunda Amerika’ya duyulan kızgınlık, patlama noktasına geldi. AK Parti hükümeti, “halkın iradesini yansıttığı” gerekçesiyle Felluce konusundaki tepkiyi yansıtmayı “demokratik görev” olarak görüyor. Hükümet çevrelerine göre, Mehmet Elkatmış’ın sözleri ve geçen hafta TBMM’de aralarında Başbakan’a yakın isimlerin de bulunduğu 112 milletvekilinin ABD Başkanı Bush’a kınama mektubu yollaması, “kamuoyundaki rahatsızlığın” göstergesi. Ankara aynı zamanda AB’den tarih almasına beş kala Washington’un desteğinin kendi varlığı için “yarardan çok zarar” olduğu görüşünde. Ankara aynı zamanda 48 F-16’nın Almanya’dan İncirlik’e kaydırılması ya da İncirlik’in daha serbest kullanımı gibi Amerikan talepleri konusunda da isteksiz. İkinci Bush iktidarı politikalarının veya Irak’ta olası bir iç savaşın bölgede yaratacağı istikrarsızlık konusunda da devletin çeşitli birimlerinde endişe var.

IRAK KARA KEDİ GİBİ

Buna karşın geçen hafta Abdullah Gül, dün de NTV’ye verdiği röportajda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Washington’la ilişkileri yumuşatma yönünde önemli mesajlar verdi. Cheney’le görüşmesinin basına yansıma şeklinden üzüntü duyduğunu belirten Erdoğan, bunun dostane bir telefon görüşmesi olduğunu vurguladı. Hem Ankara hem de Washington’daki bir çok gözlemciye göre, bundan sonra Türk-Amerikan ilişkileri “kırılgan” ve zaman zaman “krizli” bir zeminde seyredecek. Emekli bir üst düzey Amerikalı diplomat özetliyor: “Biz Amerikalılar Irak’ta olduğumuz sürece dostlığumuz eskisi gibi olmayacak.”

Yorumlar kapatıldı.