İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`TÜRKLER VE ERMENİLER BARIŞ VE HUZUR İÇİNDE YAŞAYABİLİRLER´

AZG gazetesi kurulduğundan bu yana Türkiye’yi dikkat noktasında bulundurmaktadır. Göründüğü kadarıyla bunbun tek taraflı olmadığı, internet aracılığıyla Editörlüğümüze ulşatırılan, halkımızın dostları Ali Ertem, Kemal Yalçın, Ragıp Zarakoğlu gibileri yanında, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merk. Ermeni Araştırmaları Enstitüsü (EAE) ve Türkiye’deki diğer bilimsel kuruluşlardan edinilen mektuplardan anlaşılmaktadır. Dahası, EAE Md. Hasan Oktay, Erivan’ı ziyaret ettiğinde, gazetemizi de ziyaret etmiş ve 8 Eylülde yayımlanan AZG’a verdiği röportajda, Türkiye’de hakim olan kanıya göre, AZG’ın Ermenistan’da yayımlanan ve internet sayfası günlük haberlerle güncelleştirilen tek internet sayfası olduğunu ve Türkiye’nin AZG’ın sayfasını yakınen takip ettiğini söylemişti.

Dr. Oktay’ın bu sözlerini teyid edercesine, 24 Kasımda, eski general Orhan Tan, gazetemize bir mektup yollamıştır. Türk generalin bu mektubuna “Yeni Amerikan Ansiklopedisinde Ermeni Soykırımını geniş açıklaması” başlıklı gazetemizin 18 Kasım tarihli konusu vesile olmuştur. Editörlüğümüzün yanıtına 26 Kasım’da tekrar cevap veren General O. Tan, kendisinin Türk ve Ermenilerin uzlaşma ve dostluğunun yakın bir taraftarı olduğunun altını çizmekte ve mektubunun AZG sayfalarında yayımlanmasını kabul ettiğni iafde etmektedir.

Öncelikle söyleyelim ki, toplumumuz Ermeni Soykırımı ve Ermeni-Türk ilişkilerine dair Türk gerçekliğinde varolan görüşlerden haberdardır.

H. Çakıryan

“Sayın Yazı İşleri Müdürü;

Gazetenizden öğrendiğim bir husus üzerine bu yazıyı göndermek ihtiyacı hissetim. Gazetenizin haberinde, ABD’de yeni bir soykırım ansiklopedisi yayımlandığı, bu ansiklopedide 20 kadar da Ermeni makalesinin yer aldığı ifade ediliyordu.

Benim bir yıllık ABD Kara Harp Koleji öğrenimim sırasında tetkik ettiğim ansiklopedilerde, Türk – Ermeni ilişkilerinin yazarları, soyadları “….ian” olan kişilerdi. Öyle zannediyorum ki bu yeni ansiklopedide de aynı konuda hiçbir Türk yazarın makalesi yer almamıştır. O halde, Türk– Ermeni ilişkilerinde kesin bir taraflılık ve ön yargı var. Bu durum, gerçekten barış yanlısı Türkleri çok üzmektedir.

Ben, Türk – Ermeni ilişkilerinin iyileşmesini arzu eden, barış yanlısı bir kişiyim. Bu ilişkilerin düzelmesinin en çok Ermenistan için hayırlı olacağına da inanıyorum. Ancak, bu gerçeğin, birileri tarafından Ermeni ulusuna anlatılması lazım. Bu konuda, emperyalizm tarafından kandırılmış ve kiliselerinde bile Ermenice ayin yapamayan kişilere meydanın bırakılmaması gerektiği inancındayım.

Tarihi gerçekler dikkate alındığında, esasen soykırım diye bir olay kesinle olmamıştır. 1915’te olanları şöyle özetlemek mümkündür;

Osmanlı Devleti, Rusya ile harp halindedir. Onlarca yıldır bölgede anarşi yaratmakta olan Ermeni çeteleri, başta Daşnak Partisi olmak üzere, ülkemizi istila eden düşmanla işbirliği yapmış, genç erkekleri dört cephede savaşan Türk şehir, kasaba ve köylerinde olmadık katliamlarda bulunmuş, buralarda nüfus yapısını değiştirmek istemişlerdir. Emparyalistlerin maşası Ermeni çetelerinin yaptıklarını düşünmelisiniz. Bu isyan üzerine Osmanlı Devleti, haklı olarak, bu bölgedeki Ermenileri, Devletin başka bölgelerine nakletmeye karar vermiştir. Bu nakil esnasında imkansızlıklar, salgın hastalıklar ve ağır iklim şartları nedeniyle, hiçbir zaman arzu edilmeyecek zayiatlar meydana gelmiştir. İşte, 1915 olayları, işin dünya kamuoyunu yanıltma çabaları haline getirilmiştir. Bu mesnetsiz ithamlar ve çabalar Ermeni ulusuna çok şey kaybettirmiştir ve bundan sonra da kaybettirecektir. Ermenistan, devletleşme sürecini tamamlaması gerekirken, emperyalizmin Ermeniler üzerinden Türkiye üzerindeki planlarına alet olmamalıdır.

Şimdi, şu soruları sorup cevap aramak gerekir.

1. Osmanlı Devleti yerine başka bir Devlet olsa bu durumda ne yapardı? Örnek: ABD, 2 nci Dünya Savaşında, Pasifik sahillerine yakın bölgelerdeki Japon asıllı yurttaşlarını ülkenin orta bölgelerindeki kamplarda toplamıştır.

2. Sözde soykırımı ispat edecek gerçek herhangi bir Devlet Belgesi var mı? Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti arşivini herkese açmıştır. Acaba Ermeni bilim adamları ve tarihçileri gelip bunları inceliyor mu?

3. Türklerin Ermenilere karşı tutum ve davranışı, tarih boyunca ne olmuştur? Ermeni halkı, Osmanlı Devletinde, asırlarca “Millet-i Sadıka” olarak adlandırılmıştır. O halde, 1915 olaylarının asıl nedeni daha akılcı bir biçimde anlamaya çalışılmış mıdır? Asırlarca Ermeni vatandaşlarını refah, huzur ve güvenlik içinde yaşatan Osmanlı Devleti, neden Doğu Anadolu’da yaşayan Ermenilere böyle bir yer değiştirme uygulamıştır? Türkler, Ermenilere düşman olsa ve soykırım uygulasa idi, İstanbul’daki Ermenilerin durumu ne olurdu, şimdi nedir? Hiç düşünüyor musunuz? 1915 Olayları öncesi Osmanlı Devleti ile harp halindeki Avrupalılar, Ermenilere neler vaat etmişlerlerdir? Biliyor musunuz?

4. Doğu Anadolu’ daki Ermeni vatandaşlarımızın terör, isyan ve düşmanla işbirliği sonucu, ne kadar asker ve büyük çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere ne kadar sivil Türkün öldüğünü biliyor musunuz?

Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, bence, bazı Ermeniler ve tarihi bazı olayları hala unutmayıp Türk düşmanlığı yapan sözde dost ve müttefiklerimiz olayları çarpıtmakta, Türk – Ermeni düşmanlığını devamlı kaşımakta, aramızda kurulması mümkün ve gerekli dostluğu sabote etmektedirler. Bunda, maalesef, biz Türklerin de kabahati var tabii. Zamanında tepki gösterip gerçekleri dünya kamuoyuna anlatamamışız.

Şimdiki zamana dönersek, Ermenistan bölgede barış ve istikrara katkı sağlaması gereken bir devlettir ve komşularıyla iyi geçinmelidir. Kafkaslarda işgalci bir devlet olarak varlığını sürdürmesi onu uluslar arası arenada sıkıntıya sokacaktır. Bu gün Ermenistan’ın yaptıkları gözardı edilebilir, ama yakın bir gelecekte bu tutum ve tavırları yüzünden Ermeniler çok acı ve sıkıntılar çekebilecektir. Ermenistan Devleti, Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak zorundadır. Çünkü batıya açılan tek kapı Türkiye’dir. Şunu da unutmamak gerekir ki düşmanlığın kaldırılabilmesi yönünde adım atılabilmesi için devletler arası görüşmeler gerekir. Görüşmek için de, karşınızda sizin egemenliğinizi ve sınırlarınızı tanıyan ve buna saygı duyan bir devlet olması ön şarttır.

Yazım biraz uzun oldu. Ama, bir hatıramı da ifade etmek istiyorum. İzmir’deki NATO Karargahında, Barış İçin Ortaklık (PfP) programı çerçevesinde, 1996 veya 97 yılında gerçekleştirilen bir konferansa iki Ermeni subayı da katılmıştı. Kendilerini Orduevimizde misafir ettik. Benim o karargahta Kurmay Başkanlığım dönemindeki bu faaliyetin, aramızdaki barış ve dostluğa vesile olması dileklerimi bu subaylarınıza iletmiştim.

Hala aynı düşünceler içersindeyim. Türkler ve Ermeniler , İstanbul’ da olduğu gibi, birlikte mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilirler. Lütfen ön yargılardan ve tarihi yanılgılardan kendinizi kurtarın.

En derin saygılarımı sunuyorum.

Ankara, 26 Kasım 2004

Orhan TAN, Emekli Tümgeneral “

Yorumlar kapatıldı.