İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kahpe Bizans tarikiyle akrabalık

Türker Alkan

İtiraf etmeliyim ki kafam iyice karıştı. Geceleri kâbuslar görüyorum, ‘Ben kimim Yarabbi, in miyim, cin miyim’ diye feryat ederek kan ter içinde uyanıyorum. Sonra sabaha kadar gözüme uyku girmiyor: ‘Ben kimim!’

İlk tartışma ‘Türk müyüz, yoksa Türkiyeli miyiz’ diyerek başlamıştı. Bu konular gözüktüğünden daha karmaşık.

Yolda bir arkadaşım önümü kesti, “Yahu ben ana tarafından biraz Arnavut, baba tarafından Kürt ve Arap karışımı olan saf kan bir Türkiyeliyim,” dedi.

“Ee ne var bunda?”

“Şu var ki bu tartışmalar başlayalı kendimi tanımlamakta zorluk çekiyorum. Kızım soruyor, ‘Baba ben kimim ?’ Yanıt vermek kolay değil. Susmak da ayıp oluyor. Şaşırdım kaldım.”

Şimdi Fransız Cumhurbaşkanı Chirac tüy dikti: “Biz de, Türkler de aslında Bizanslıyız,” dedi. Yani daha Türkiyeli olup olmadığımızı karara bağlamadan bir de Bizanslı olup olmadığımızı tartışmaya başladık.

Bu, bir bakıma ilginç bir durum. Zira biz Türklerin eski bir huyu vardır, olmadık milletle akraba çıkmaya bayılırız: Pek çoğumuz Macarlarla, Finlilerle, Japonlarla, Korelilerle, Kızılderililerle yakın akrabalık iddialarında bulunur.

Ama bugüne kadar Fransızlarla akrabalık iddiasında bulunan kimse olmamıştı. Sanırım bu aklımıza bile gelmemişti.

Şimdi durup dururken Fransa Cumhurbaşkanı’nın bizimle akraba olduklarını söylemesi büyük bir sürpriz oldu.

İddia sahibinin Fransız Cumhurbaşkanı olması işi daha da ilginç kılıyor. O Fransızlar ki burunları büyüktür, kimseleri beğenmezler. Şimdi birdenbire ‘Bizans yoluyla akrabalık’ projesi ortaya atılınca hem Fransa’da hem de bizde şaşkınlığa neden oldu.

Dünkü gazetelerde tarihçilerin fikri soruluyordu: “Ne dersiniz, biz Bizanslı sayılır mıyız?” Çoğu, “Neden olmasın, zaten Bizans diye bir devlet de yoktu, ama Bizanslı da sayılabiliriz,” türünden biraz karmaşık yanıtlar verdi. Bazıları şiddetle reddetti, “Elhamdülillah Türküz ve Müslümanız, bu kahpe Bizans da nerden çıktı,” dedi. En çarpıcı açıklamayı bence Niyazi Öktem yaptı: “Osmanlı, Müslüman olmuş Bizanslıdır,” dedi. “Öyle ki Bizans kraliyet ailesinden Paleogolos sülalesi hemen Müslüman olup, Mesih Ali Paşa, Yusuf Paşa gibi adlar almıştır. Orta Asya’dan Anadolu’ya en fazla 1 milyon kişi geldi. Anadolu’da ise en az 4 milyon Rum ve Ermeni vardı. Anadolu, bir ırksal ve kültürel alaşımdır.”

Bir büyüğümüzün aslanlar gibi kükrediğini duyar gibi oluyorum: ‘Ne alaşımı ulan!’

Tabii ki Osmanlı, Bizans’tan daha pek çok şey almıştır: Devlet yapısının bazı unsurlarını, padişah eşlerini, entrikacılığı, içkili sefahat âlemlerini…

Ama gene de kendimizi Franszılarla akraba saymaya yetecek kadar ortak bir geçmişimizin olup olmadığı tartışılmalıdır.

Doğrusu ‘Türk müyüz, Türkiyeli miyiz’ tartışmasını daha bitirmeden ‘Bizanslı mıyız, değil miyiz’ tartışmasının başlaması bence tam bir talihsizlik oldu. Şimdi kafalarımız iyice karışacak.

Aslında benim de bir üstkimlik önerim olacak. Bütün kimlik tartışmalarını kapsayacak, sorunu kökten çözecek basit bir öneri: Hepimiz insanız. Bu yetmez mi?

Yorumlar kapatıldı.