İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Barış ve kardeşlik duası

Türkiye’yi yasa boğan ikiz saldırıların yıldönümünde, acı ve gözyaşı vardı. Türkler ile Museviler, teröre karşı birlik ve beraberlik tablosu sergiledi. Barış için dua etti

İstanbul’da 15 Kasım 2003’te, 6’sı Musevi 24 kişinin ölümü, 300’ü aşkın kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı intihar saldırılarının birinci yıldönümünde anma törenleri düzenlendi. İlk tören, ilk saldırının gerçekleştiği Neve Şalom Sinagogu önünde yapıldı.

BİRLİĞİMİZİ BOZAMAZLAR

Ölenlerin yakınlarının gözyaşlarına boğulduğu törende, Türk Musevi Cemaati Başkanı Silvio Ovadio patlamalardan sonra zarar gören Türkler’e seslendi. Ovadio, ‘Bu birliği ve beraberliği kim-senin bozmasına izin vermeyeceğiz’ diye konuştu. Hahambaşı vekili Rav Yevda Leon Adumi ise ‘Milletçe bugün yürekle-rimizin kanamasının yıldönümüdür. Geçmişte yaşananlardan ders almalıyız. Gün güzellikler iyilikler, yaratma günüdür’ dedi. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ise ‘Sadece bir cemaate saldırı yaptıklarını zannettiler. Ama bugün tüm ülkeyi karşılarında buldular. Bu tür hadiselerle asla bizleri bölemeyecekler’ diye konuştu. Konuşmaların ardından Türk din adamları Kur’an-ı Kerim’den ayetler, Musevi din adamları da Tevrat’tan bölümler okudu. Törene katılanlar sinagogun önüne ve barış anıtına karanfil bıraktılar. Patlamada ölen Murat Şahin’in ailesi, Şahin’in işyerine patlamaları anlatan bir fotoğraf ve ölen çocuklarının bir fotoğrafını astı.

İkinci tören ise saat 10.45’te Beth İsrael Sinagogu önünde yapıldı. Ölenler anısına saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra konuşan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, huzuru bozmak isteyen şer güçlerin tarihte olduğu gibi bugün de var olduğunu belirterek, ‘Önemli olan, Allah’ın bize bahşettiği dünyada, barış içinde, ezan ve çan sesleriyle, ama ulusal birliğimizden, laik Türkiye anlayışından ayrılmadan, elbirliğiyle dünya barışı için yaşamamızdır’ dedi.

Musevi Cemaati Lideri Silvio Ovadio da saldırıların Türkiye’deki Museviler’in toplumdan soyutlanmalarını amaçlandığını söyleyerek, ”Ancak, halk, yerel yöneticiler ve siyasiler bizleri bir kez daha kucaklaşmışlardır’ dedi. Duaların okunmasının ardından saldırıda ölenlerin resimlerinin bulunduğu panoya karanfiller atıldı.

Özkan TAMİRAK-Gül KİREKLO/İSTANBUL

——————————————————————————–

Şimdi yanımda OLACAKLARDI

Beth İsrael Sinagogu’na yapılan saldırıda 85 yaşındaki annesi Anna Rubistein ile 8 yaşındaki küçük kızı Anette Rubistein’i kaybeden Tily Rubistein, tören alanında güçlükle ayakta durabildi. Gözyaşlarına hakim olamayan acılı kadın, ‘Bu iğrenç saldırı olmasaydı, yavrum ve annem şimdi yanımda olacaktı’ dedi. Çektiği acıları tarif edemeyeceğini belirten acılı kadın, ‘Siz olsanız ne hissederdiniz’ diye yanıt verdi. Saldırıdan yaralı olarak kurtulan Julyan Rankol ise ‘Yaşadığım kabusu hiç unutamadım’ diyerek, şunları anlattı: ‘8 yaşındaki oğlum Mert Özerol’la saldırıda ölen 8 yaşındaki Anette Rubistein çok iyi arkadaşlardı. Patlama olmadan önce birlikte oynuyorlardı. Sinagog, çocukların sesleriyle çınlarken, patlamayla birlikte çocuk sesinin yerini haykırışlar aldı. Oğlum kayıptı. Ben şok yaşıyordum. Olaydan tam 15 dakika sonra çocuğumu bulabildim. Arkadaşı Anette ise ölmüştü’ Sinagogda güvenlik görevlisi olarak çalışırken, bombalara hedef olan Mehmet Ateş’in annesi Arife Dönmez de törende yerini aldı. Dönmez, oğlu öldüğünde torunun daha 6 aylık olduğunu belirterek ‘Oğlumu aldılar, torunumu babasız bıraktılar’ diyerek, gözyaşı döktü.

8 günlükken terörle tanıştı

Saldırının olduğu gün 8 günlük olan Meris Askan, dedesi İshat Katalon ile törene geldi. Elinde kırmızı karanfil tutan 1 yaşındaki Meris’in dedesi İsak Katalon, o gün yaşadıkları dehşeti şöyle anlattı: ‘Evimiz sinagogun karşısındaydı. Birden büyük patlamayla ev yıkıldı sandık. Ev patlayan camlarla doldu. Tavan çöktü. Meris, patlamayla birlikte hıçkırarak ağlıyordu. Bir an ses

kesildi. Öldüğünü zannettik. Hemen beşiğinin bulunduğu odaya koştuk. Meris yaşıyordu. Onu kucağımıza aldığımız gibi dışarı fırladık.’ O gün yaşadığı kabusu unutmamak için Meris’i anma törenine getirdiğini söyleyen İsak Katalon’un kucağında etrafa gülen gözlerle bakan Meris ise kendisinin de yaşadığı olayın ne gibi acılar getirdiğini bilmiyordu.

Yorumlar kapatıldı.