10 Kasım törenlerinde konuşan Cumhurbaşkanı Sezer ve Başbakan Erdoğan, son günlerin tartışmalı konuları, ‘Azınlık Raporu’ ve Lozan Antlaşması üzerinde aynı hassasiyetle durdular.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Tayyip Erdoğan, devletin zirvesini buluşturan Atatürk’ü anma töreninde, son günlerde gündemden düşmeyen Azınlık Raporu ve Lozan tartışmaları konusunda aynı hassasiyeti dile getirdiler. Cumhurbaşkanı Sezer, tekil devlet yapısının vazgeçilemez değer olduğunu belirtirken, Başbakan Erdoğan da özellikle “Azınlık Raporu”na değindi ve “Bu ülkenin bütün vatandaşları sadece Anayasal vatandaş olmaları hasebiyle eşittir” diye konuştu. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nda düzenlenen tören devletin zirvesini bir araya getirdi. Törene Sezer ve Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Kuvvet Komutanları ve bazı bakanlar da katıldı.
‘YARARSIZ GİRİŞİMLER’
Sezer konuşmasında Atatürk’ün düşünceleriyle evrenselleştiğini belirtirken, sözü Lozan ve azınlık tartışmalarına getirdi. Sezer şöyle konuştu: “Son günlerde Türk ulusunun, varlık nedeni sayılan temel değerlerine sahip çıkma kararlılığının farklı yönlere çekilmesi ve bu konuda gerçekle bağdaşmayan değerlendirmeler yapılması üzüntü vericidir. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra imzalanan benzer anlaşmalardan bugün geçerliliğini koruyan tek belge olan Lozan Barış Antlaşması’yla çözülmüş kimi konuların, sorunmuş gibi gündeme taşınması, devletimize ve toplumumuza yararı bulunmayan girişimlerdir. Unutulmamalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti, gurur duyduğumuz başarılarını, toplumu oluşturan tüm ögelerin katılımıyla gerçekleştirmiştir. Unutulmamalıdır ki, tekil devlet yapımız ülke ve ulus bütünlüğünü sağlayan temel değerimizdir.”
ANAYASAL VATANDAŞLIK
Başbakan Erdoğan ise konuşmasında Cumhuriyet, Milli Egemenlik ve laikliğin Türkiye Cumhuriyetini var eden asli nitelikler olduğunu vurguladı. ‘Anayasal vatandaşlık’ üzerinde duran Erdoğan, şöyle devam etti: “Milli devlet, Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan bireylerin vatandaşlık temelindeki ortaklığına işaret etmektedir. Atatürk hiçbir zaman ırk, din, etnik köken esasında tanımlanan millet anlayışlarına itibar etmemiştir. O’nun için milletin ayırt edici vasfı, ortak bir tarih ve birlikte yaşama iradesidir. Bugün Türkiye, Anayasal vatandaşlık zemininde tarih şuuruna ve ortak yaşama iradesine sahip, farklılıklarını zenginlik olarak algılayabilen bireylerden oluşan güçlü ve demokratik bir ülkedir.” Milli egemenlik, milli devlet ve laiklik gibi kavramların Türk Milleti için ayırıcı değil, birleştirici olduğunu belirten Erdoğan, “Milli devlet fikrine uygun şekilde bu ülkenin bütün bireyleri, başka hiçbir hususiyetlerine bakılmaksızın, sadece vatandaş olmaları hasebiyle eşit bir konumdadır. Demokratik Cumhuriyetin asıl hedefi, Anayasal vatandaşlık temelinde bütün bireylerin demokratik hak ve özgürlüklerden en üst seviyede yararlanabilmelerini sağlamaktır” dedi.
Yorumlar kapatıldı.