İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Devletin Görüşünü Asker Değil TBMM Yansıtır´

BİA (İstanbul) – Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un “azınlık” tartışmalarına katılması ve açıklamalarını “devletin görüşü” olarak dile getirmesi “devletin tanımı, devlet görüşünün oluşumu ve askerin siyasetteki rolü” hakkında yeni tartışmaları da beraberinde getirdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Susurluk Komisyonu üyesi Fikri Sağlar, bianet’e, askerin siyasete karışmasını yanlış bulduğunu, bu tür açıklamaları ancak TBMM’nin yapabileceğini, ancak yönetime katılamayan yurttaşın oluşturduğu parlamentonun da yetersiz kaldığını ifade etti.

“Gerçek tanımlamaları siyasi partiler yapmalı”

Sağlar sözlerine şöyle devam etti:

* Türkiye’deki siyasi yönetimlerle partiler demokratikleşme konusunda, demokratik cumhuriyetin kurulmasında yetkin olmadıkları için bu durum; başka kurumlarla şahısların siyasete doğrudan katılımına neden oluyor. Bu, bu duruma fırsat veren bugünkü siyasi partilerin bir aczidir.

* Böyle bir ortamda her kurumun kendine uygun tanımlamalar yapmasını doğal karşılamak gerekiyor. Üstüne vazife olmayanların devlet ya da azınlık tanımlaması yapmasını, kurumların kendi varlık nedenleri olarak algılamak gerekli.

* Bu konuda gerçek tanımlamaları siyasi partiler yapmalıdır. Devletin tanımı, yurttaşlar ve onların oluşturduğu kurumlar bütünü olmalıdır. Asıl kişiler, yönetim paydaşı olan vatandaşların oluşturduğu siyasi kadrolardır.

“Sivil devlet anlayışı sağlanamamıştır”

Devletin, görüşünü TBMM aracılığıyla ifade etmesi gerektiğini vurgulayan Sağlar, “Askerin siyasete karışması olumsuz. Yönetime katılamayan yurttaşın oluşturduğu bir parlamento da yetersizdir. Devletin görüşü, meclis ve vatandaş tarafından iletilmelidir. 1920 ve 1923 meclislerinde devlet tanımı aşağı yukarı ortaya çıkmıştır. AB’ye uyum süreciyle bu yeniden belirlenmeye çalışılmıştır” dedi.

Sağlar, anayasanın değiştirilemez maddelerine ilişkin de şunları söyledi:

“Bu maddeler halkın oyuyla ortaya çıkmıştır ve 1961 Anayasası’yla belirlenmiştir. İsviçre anayasasında da, başka demokratik ülke anayasalarında da değiştirilemez maddeler vardır. Değiştirilemez maddelere karşı çıkılmasına, bunun kompleks yaratmasına da gerek yoktur. Bu maddelere karşı çıkmak kahramanlık değildir, değiştirilmesi konusundaki ısrar da yanlıştır.” (NS/BB)

Yorumlar kapatıldı.