İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yabancı kaynaklara göre Ermeni olayları!

Ruhat Mengi

Bugüne kadar Dışişleri Bakanlığı’na “Ermeni soykırım iddiasına karşı Başbakanlık Arşivi’ni açmaları, Kültür Bakanlığı tarafından çıkarılan (Ramazan Çalık’in) Alman Kaynaklarına göre Ermeni olayları, Kâmuran Gürün’ün İngiliz, Fransız, Amerikan ve Türk kaynaklarından yararlanarak yazdığı ‘Ermeni Dosyası’ gibi kitapları çoğaltarak Avrupa’ya göndermeleri için kaç kez uyarıda bulunduk, sayısını unuttum.

Bunlar yapılmadı. Hâlâ Avrupa’dan gelen mektuplarda arşivlere ulaşılamadığı şikâyeti yer alıyor. Bırakın arşivleri de bir yana sadece o iki kitap bile, olaylar sırasında Doğu’da bulunan İngiliz konsolosların yazdığı raporlar bile olayların Rusya’nın ve misyonerlerin kışkırtmaları sonucu çıkarılan isyanlarla başlatıldığını ve savaş şeklinde sürdüğünü kesin delillerle göstermeye yeter.

Fransız basınında çıkan yazılar çok kısa bir süre sonra bu iddianın tekrar karşımıza sürüleceğini gösteriyor. Zararın neresinden dönülse kârdır, Dışişleri Bakanlığı en kısa zamanda bu kitapları bastırıp yabancı kütüphane ve üniversitelere, parlamenterlere dağıtmak zorunda. Bunu yapamıyorsa bu kitapların önemli bölümlerini İnternet’te yayınlamalı. Başbakanımızın bu konuda sorulan sorulara ‘Tarihi tarihçilere bırakalım” demesi yeterli olmadığı gibi hatalı da. Zira onlar tarihi tarihçilere bırakmadıkları gibi yanlış bilgilerle Türkiye’nin aleyhinde sonuçlar doğuracak çalışmalarını sürdürüyorlar.

Onun için ben bu arada sözünü ettiğim iki kitaptan, özellikle Kamuran Gürün’ün Avrupa’da satışa çıktığı anda Ermeniler tarafından toplatılan Ermeni Dosyası’ndan bazı bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum. Bunların çoğu yabancılar tarafından yazılan raporlar, bilgiler olduğu için itirazların da bize değil, onlara yapılması gerekiyor.

Ermeni Dosyası-Alexander Powell (a.g.e. Sayfa 30):

“Vahşet olayları çok büyük ölçüde mübalağa edilmiştir. Son dönemlere ait vahşet olaylarının bir kısmı ise hiç vuku bulmamıştır. Amerikan yardım teşkilâtının mahalli (İstanbul) basın temsilcilerinden biri, dostlarına açıkça, Amerika’ya sadece Türk aleyhtarı haberler gönderebildiğini, çünkü para getirenin bu olduğunu söylemiştir.”

William L. Langer (The Diplomacy of Imperialism-S.157)

“İhtilalcilerden biri, Robert Kolej’in kurucusu Dr. Hamlin’e Hınçak çetelerinin Türkleri ve Kürtleri öldürmek, köylerini ateşe vermek ve sonra kaçmak için fırsat kolladıklarını, gazaba gelecek Müslümanların o zaman müdafaasız Ermenilere saldırarak onları katledeceklerini ve Avrupa’nın Hıristiyan medeniyeti adına müdahale ederek duruma el koyacağını söylemiştir. Dehşet içinde kalan Hamlin’in bu düşünceyi tahayyül ötesinde vahşi görmesi üzerine de şu cevabı vermişti: Hiç şüphesiz size öyle gelir. Ama biz Ermeniler hür olmaya kararlıyız. Avrupa Bulgar olaylarını duydu, Bulgaristan’a hürriyet verdi. Bizi de duyacaktır.” (Devam edecek…)

“Lütfen sesimi duyur”!

Japonya depreme karşı her türlü önlemi alan, bu nedenle de depremlerde fazla zarar görmeyen ülkelerin başında geliyor. Buna rağmen Tokyo’da 6.8 şiddetindeki son depremde 20’nin üstünde ölü ve çok sayıda yaralı var. Aynı şiddette bir deprem (ki bekleniyor) birkaç yılda İstanbul’da olsa nasıl bir sonuç bekleniyor? Acaba AB turlan yapan yöneticilerimiz bu konuda çalışıyor mu? Binalar güçlendiriliyor, kaçak katlar yıkılıyor mu?

Aslına bakarsanız her öncelikten daha da öncelikli olarak eğilmeleri gereken sorun bu. Seferberlik haline getirip hızla önlemleri almak ve çözüm bulmak zorundalar. Zira sonuçta bu zaman kaybından dolayı korkunç şekilde suçlanacaklar, hatırlatmak isterim.

Bursa’dan yazan Jale Karakalem isimli emekli bir okurum “Sayın Ruhat hanım kızım, ALLAH rızası için sesimi duyur” diyerek şunları yazmış:

“Belediye seçimlerinden sonra gecekondu ve diğer binaların üstüne plânsız, projesiz kat çıkmalar sistemli bir şekilde arttırıldı. Bilim adamları bunca depremden bahsederken bu nasıl uygulamadır? Depremlerde sağlam binaların bir kısmı üstüne yıkılan çürük binalar yüzünden zarar gördü, insanlar hayatını kaybetti. Ben evimi projeli 2 kat yaparken komşum belediyenin bilgisi dahilinde seçimden sonra 2 kaçak kat çıktı. Soruyorum; imar plânları niçin yapılıyor, her vatandaş kaçak kat çıkan komşusuyla kavga mı etsin yoksa kaçak katları kendisi mi yıksın? Sayın Başbakan’a ve deprem konseyini toplayanlara sesleniyorum; eğer biraz samimiyseniz bu gidişata derhal dur diyerek şimdiye kadar yapılan binalan denetleyin, yoksa bu cinayet gibi uygulamalara göz yumduğunuza inanacağım.”

İşte vatandaşın duyguları. İster dikkate alır ve belediyelerinizi seferber edersiniz, ister vicdanınızı, sorumluluğunuzu unutur sadece ‘iftar davetleri’ vererek günü geçirmeye bakarsınız.

Asıl dindarlık böylesine büyük bir sorumluluğu bilmek, taşımak ve gereğini yapmaktır.

Sonradan mazeretlerinizi dinlemeyeceğiz, ona göre!

Yorumlar kapatıldı.