İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AB ile tarih pazarlığı

AA – PARİS – Türkiye, AB liderlerinin 17 Aralık zirvesi öncesi bir diplomasi atağına daha kalkarken, Başbakan Tayyip Erdoğan iki günlük Paris çıkarmasının son gününde OECD’deki temaslarında AB’ye yönelik mesajlar verdi. Erdoğan, AB liderlerini müzakerelerin temmuz 2005’ten sonraya kalmaması için uyarırken, Türkiye konusunu da iç politika malzemesi yapmamalarını talep etti. Dün Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) Konseyi’nde konuşan Erdoğan, şu mesajları verdi:

AB liderlerinin 17 Aralık’taki zirvede alacağı kararın, sadece Türkiye-AB ilişkileri değil, yeni dünya düzeni açısından da bir milat olacağına inanıyoruz. Dünyamızın içinden geçtiği kritik dönemin, bu sorumluluğun ertelenmesine tahammülü yoktur. AB’li dostlarımızın, bu gerçeğin bilincinde hareket edeceklerini, koşulsuz ve müzakere sürecinin yürütülebilirliğini teminat altına alacak bir karar vereceklerini umut ediyoruz. Katılım müzakerelerinin gecikmeksizin başlatılmasını bekliyoruz. Bundan kastımız, müzakere sürecinin 2005’in ilk birkaç ayında resmen, en geç Temmuz 2005’te de fiilen açılmasıdır.

‘Asker çekmeyiz’

Türkiye, Kıbrıs’tan asker çekmez. Çünkü Avrupa’nın da isteğiyle nisanda yapılan referandumda Türk tarafı olumlu oy kullandı. Güney Kıbrıs ise, hayır dediği halde AB’ye üye oldu. Referandumda hayır diyenin AB üyesi olması çelişkili değil mi? Türkiye’ye bu şekilde yüklenilmemeli.

(Bazısı Ermeni asıllı gazetecilerin ‘Ermeni soykırımı’nın inkârının Türk Ceza Kanunu’nda suç sayılıp sayılmadığı’ gibi soruları üzerine) Türkiye, Ermeni iddiaları konusunda rahat bir ülke. Ermeni soykırımı iddiasının kabul edilmesi için önce Osmanlı arşivinin incelenmesi lazım. Osmanlı arşivlerine girin inceleyin. Bunu yapmadığınız müddetçe, meseleye objektif bakamazsınız. Benim partimde Ermeni vatandaşlarım var. Benim ülkemdeki Ermeni vatandaşlarımın şikâyeti yok. Uzaktan bakarak bu işi ajite etmeyin. Kine dönüştürmeyin, dostluğa dönüştürün. Biz şu anda Ermenistan sınırını konuşuyoruz, siz süreci uzatıyorsunuz. Şu anda Türk havalimanına Ermeni uçakları iniyor. Bizim bu konulara yaklaşımımız, şu an Ermenistan’da bile yok.

‘Referandum olmaz’

(‘Fransa kamuoyunu ikna için Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin yararlarına olacağına dair ne gibi mesajınız var’ sorusu üzerine) Bugüne dek AB’ye üyelik kriterlere göre belirlenmiş. ‘Ben arzu edersem olur, etmezsem olmaz’ demek olmaz. AB’ye girmenin kriterleri içerisinde halkların referandumu yoktur. Halkların yetki verdiği siyasi iradenin kararı vardır. Bu siyasi irade, bu atmosferi oluşturur. Fransız dostlarımıza şunu söylüyorum; Türkiye, Fransa’nın en önemli yatırım partnerlerlerinden biridir ve Avrupa’da küresel bir güç oluşturuyorsunuz.

Dünyada terörün ne büyük bir düşman olduğunu görüyorsunuz. Bu konuda ortak bir platform oluşturmak zorundayız. Türkiye öyle bir kültürden ki, biz yaradılanı yaradandan ötürü seven bir anlayışın mensuplarıyız. Bunu yaygınlaştırmak, sevgi temelli bir barış anlayışını dünyada egemen kılmak gayretinde olmalıyız. Geleceği böyle inşa etmek durumundayız. Bu bakımdan NATO’da, AGİT’te, OECD’de hep birlikteyiz, bir aradayız. Peki neden AB’de de bir arada olamayacak mışız?

(Bir İtalyan gazetecinin, ülkesinde koalisyon ortağı Kuzey Birliği’nin Türkiye konusunda referandum istenmesiyle ilgili sorusuna karşılık) İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin ‘Türkiye’nin üyeliğinin iç politika malzemesi yapılmaması’ yolundaki uyarısı, buna en güzel cevap. Fransa’da da bu konu iç politika malzemesi yapılmasın. Çünkü biz dostuz.

(‘Din faktörünün Türkiye’nin üyeliğini zorlaştırıp zorlaştırmayacağı) Bu soruda zorlanıyorum ve bunu böyle söylemek istemiyorum. Çünkü Avrupa’da konuştuğum dostlarım ‘AB’nin bir Hıristiyan kulübü olmadığını’ söylüyor.

Erdoğan daha sonra OECD’ye katılan büyükelçilerin sorularını yanıtladı. Söz alan Fransız Büyükelçi Dominique Perreau, “Fransa’da müzakerelerin başlaması konusunda karar verecek merci Cumhurbaşkanı’dır. Cumhurbaşkanı Chirac, ‘Türkiye’nin üyeliği AB’ye güç katacaktır’ diyerek, bu konudaki tavrını açık biçimde zaten ortaya koydu” diye konuştu.

‘Kaygıya mahal yok’

Başbakan, önceki akşam da Fransız Dış Politika Enstitüsü’nün 25. kuruluş yıldönümü toplantısında Fransızların Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili korkularını gidermeye çalıştı. Erdoğan, Avrupa’nın Türkiye’den ‘göç gelecek’ diye korkmasının gereksiz olduğunu, AB siyasi güç olmak istiyorsa bu tür bir düşüncenin geçerli olamayacağını anlattı. AB’ye sadece maddi hesaplarla bakmadıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Evet, Türk’üz, Müslüman’ız. Ama inanın, temelde sizlerle aynıyız” dedi. Başbakan, ayrıca Türkiye’nin savaş ve insanlık suçlarının yargılanacağı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kuran Roma Anlaşması’nı onaylayacağını da yineledi. Önceki gün Fransız siyasetinin yükselen yıldızı Ekonomi Bakanı Nicholas Sarkozy’yle görüşen Erdoğan, dün de Türkiye’nin üyeliğine en fazla destek veren iktidardaki UMP’nin milletvekili Pierre Lelouche’la bir araya geldi.

Yorumlar kapatıldı.