İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Erdal Güven:’Temel milli yarar’a dikkat-RADIKAL

10-15 gün kadar önce Brüksel’den Pavlos adında bir Rum gazeteci arkadaşım
aradı. Doğrudan konuya girdi, "Bundan sonra" dedi, "zor yazı yazarsın, ‘Türk
askeri Kıbrıs’tan çekilmelidir’ diye." Anlamadım, "Hayrola" dedim. "Sizin yeni
TCK’nın 306’ncı maddesinden haberin yok herhalde" dedi. Tatilde fişi tamamen
çektiğimden ve tatil dönüşü henüz ilk mesai günümü icra etmemden olacak,
hakikaten yoktu. "Duyduğuma göre artık o minvalde bir yazarsan dosdoğru hapsi
boylayacakmışsın, maddede aynen böyle yazıyormuş" dedi. Ne yalan söyleyeyim
afalladım. Söylediği şeyin vahametine mi yanayım, "Olmaz öyle şey" diyebilecek
‘medeni cesaret’i bulamayaşıma mı, yoksa kendi TCK’mı Brüksel’deki bir Rum
gazeteciden öğrenmeme mi, bilemedim. "Ben bir bakayım, seni ararım" deyip
telefonu kapattım.

Önce ben tatildeyken mesai yapmış yazıişlerindeki arkadaşlara sordum.
Haberleri yoktu. Hatta aralarından hukuk bilenler, "Bir ceza maddesinde öyle bir
ifade olmaz" dedi. Biraz rahatladım, ama emin olabilmek Ankara Radikal’den yeni
TCK haberlerini takip eden Yurdagül Şimşek’i aradım. Onun da haberi yoktu böyle
bir ifadeden, olabileceğine de pek ihtimal vermiyordu. Ama hemen önündeki
tasarıyı açıp 306’ncı maddeyi okuyunca, "Doğruymuş, var öyle bir ifade" dedi.
Velhasıl, Pavlos haklıydı… Aynı gün Yurdagül, bu maddeyi haberleştirdi ve
haberi 20 Eylül’de ‘İfade özgürlüğüne milli yarar kıskacı’ başlığıyla manşetten
yayımladık…

306’ncı madde, ‘Temel milli yararlara karşı hareket’ kapsamına giren suçların
cezasını düzenliyor. Dört fıkradan oluşan madde şöyle:

(1) Temel millî yararlara karşı fiillerde bulunmak maksadıyla veya bu
nedenle, yabancı kişi veya kuruluşlardan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak
kendisi veya başkası için maddi yarar sağlayan vatandaşa, üç yıldan 10 yıla
kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezası verilir. Yarar sağlayan veya
vaat eden kişi hakkında da aynı cezaya hükmolunur. (2) Fiilin savaş sırasında
işlenmiş ya da yararın basın ve yayın yoluyla propaganda yapmak için verilmiş
veya vaat edilmiş olması hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. (3)
Suç savaş hâli dışında işlendiği takdirde, bu nedenle kovuşturma yapılması
Adalet Bakanı’nın iznine bağlıdır. (4) Temel millî yararlar deyiminden;
bağımsızlık, toprak bütünlüğü, millî güvenlik ve Cumhuriyet’in Anayasa’da
belirtilen temel nitelikleri anlaşılır.

Kıbrıs meselesi nereden çıktı derseniz, maddenin gerekçesinde suça örnek
olarak ‘Kıbrıs’tan asker çekilmesini önermek, 1915 olaylarını Ermeni soykırımı
diye nitelemek’ gösteriliyor.

Bir kere ‘Temel millî yarar’ı kim tanımlıyor? Bağımsızlık bir yana, toprak
bütünlüğü ya da milli güvenlik konularında, tüm yurttaşların devletin çizdiği
çerçeve içinde düşünmeye zorlanması, ifade özgürlüğüne sığar mı? Anayasa’nın
temel nitelikleri arasındaki Atatürk milliyetçiliğinin ya da laikliğin ne
olduğu, günümüzde ne ifade ettiği, nasıl uygulanması gerektiğinde konusunda bir
mutabakat mı var?

Diyeceksiniz ki (ben de ilk okuduğumda demiştim çünkü) öyle yazıp çizdiğin
için maddi yarar sağlamıyorsan, ne diye gocunuyorsun? Evet ama söyler misiniz,
‘maddi yarar sağlamak’ ne demek? Sağlayıp sağlamadığınıza kim, nasıl karar
verecek?

Diyelim ki, bir Türk icadı olan ‘devlet politikası’ aleyhinde yazıp
çiziyorsunuz, dolayısıyla güya ‘temel milli yararlara karşı’ hareket
ediyorsunuz; yabancı bir kuruluş sizi bir konferansa davet etti, yol paranızı
ödedi, otelde konaklattı, ağırladı. Ya da akademisyensiniz, yabancı bir
üniversite ‘karşı’ görüşlerinizinden ötürü size burs verdi. Ya da yabancı bir
yayınevi ya da gazete yazılarınızı, araştırmalarınızı aldı, çevirtti, yayımladı,
size de telifini ödedi. Ceza mı alacaksınız?

Türkiye daha birkaç ay önce Kıbrıs’tan asker çekmesini öngören Annan Planı’nı
kabul etmedi mi? Ermeni soykırımı meselesini tarihçilere bırakalım diyen
Türkiye’nin ta kendisi değil mi? Eee?

Anlayan varsa, bana da anlatıversin…

Yorumlar kapatıldı.