İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Temel millî yararlara karşı hareket

Gectigimiz hafta yasallasan Turk Ceza Kanunu hakkinda medyaya yansiyan tek
tartisma “zina” konusunda olsa da, aslinda yeni Ceza Kanunu baska degisiklikleri
de beraberinde getirmekte. Ancak bazi kanunlar ise yepyeni degisiklikler getirse
de neredeyse hic tartisilmadan onaylandi. Bunlardan birisi ise bizi ozellikle
ilgilendiriyor: Temel millî
yararlara karşı hareket
isimli 305.madde. TBMM’nin internet
sitesinden ulasilabilen maddenin metni soyle.


http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5237.html

Temel millî yararlara karşı hareket

MADDE
305. –
(1) Temel millî yararlara karşı fiillerde bulunmak maksadıyla veya bu
nedenle, yabancı kişi veya kuruluşlardan doğrudan doğruya veya dolaylı olarak
kendisi veya başkası için maddi yarar sağlayan vatandaşa, üç yıldan on yıla
kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir. Yarar sağlayan veya
vaat eden kişi hakkında da aynı cezaya hükmolunur.

(2) Fiilin
savaş sırasında işlenmiş ya da yararın basın ve yayın yoluyla propaganda yapmak
için verilmiş veya vaat edilmiş olması hâlinde, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.

(3) Suç
savaş hâli dışında işlendiği takdirde, bu nedenle kovuşturma yapılması Adalet
Bakanının iznine bağlıdır.

(4) Temel
millî yararlar deyiminden; bağımsızlık, toprak bütünlüğü, millî güvenlik ve
Cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel nitelikleri anlaşılır.

 

Kapsami genis tutulan bu madde ile Turkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karsi
islenmis bircok fiilin cezalandirilmasi ongoruluyor. Ancak bu kanunun neleri
ongorulerek olusturuldugunu anlamak icin ise Adalet Komisyonu’nun hazirladigi ve
6 Agustos 2004’te komisyondan cikan Turk Ceza Kanunu Tasarisi’na bakmak
gerekiyor.

Yine TBMM’nin internet sitesinden ulasilabilen tasarinin 359.maddesi (Komisyon’dan
meclise sevk edilirken 306.madde olarak tasarida yer aldi, kanunlasirken ise 305.madde
olarak kanunlasti, rakamlar karisiyor dikkat!) hakkinda raporda yer alan gerekce ise soyle:


http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem22/yil01/ss664m.htm

Madde 359. – Madde, genel olarak temel millî yararları korumakta ve bunlara
karşı eylemlerde bulunmak üzere yarar elde edilmesini cezalandırmaktadır. “Temel
millî yarar” kavramının gerek içerik gerek kapsamı itibarıyla çok geniş
olabileceği bilinmektedir. Bu bakımından maddenin son fıkrası kısıtlayıcı bir
ölçüt olarak kaleme alınmıştır.

Bu nedenle, “kanunsuz suç olmaz” ilkesini kabul etmiş bulunan Türk ceza hukuku
sisteminde “temel millî yarar”a karşı eylemde bulunma maksadının belirlenmesi
bazen duraksamalara neden olabilir. Ancak maddenin son fıkrası duraksamaların
giderilmesine olanak verecek niteliktedir.

Suçun maddî unsuru bir para veya yarar veya vaat kabul etmektir. Ancak bu
kabulün belirli temel millî yararlara karşı eylemlerde bulunmak amacıyla
gerçekleşmesi gereklidir. Para veya yarar kabul etmek veya vaat kabul edilmesi
suçun tamamlanması için yeterlidir; ayrıca fiilen temel millî yararlara karşı
eylemde bulunmuş olmak suçun oluşması için zorunlu değildir.

Madde, failde özel kast aramaktadır: Maddî unsur, temel millî yararlara karşı
eylemlerde bulunmak üzere gerçekleştirilecektir.

Yukarıda açıklandığı üzere madde, genel olarak, temel millî yararlara karşı
eylemleri cezalandırmaktadır. Bu itibarla kanunda temel millî yararların ihlâli
ayrıca özel hükümlerle korunmuş bulunduğu hâllerde o hükümlerin uygulanması
gerekecektir.

Bu nedenle birinci fıkrada “fiil daha ağır bir cürüm oluşturmuyorsa” ibaresine
yer verilmiştir.

Maddenin ikinci fıkrasında suçun savaş sırasında işlenmiş olması ağırlaştırıcı
neden sayılmıştır. Esasen savaş sırasında “temel millî yarar”ın saptanmasında
hiçbir zorluk da bulunmaz; zira artık ölçü vardır: Savaş çabalarını ihlâl edici
ve zaferin kazanılmasını engelleyici her eylem temel millî yararlara karşı
sayılmak gerekecektir.

İkinci fıkrada ise, basın ve yayın yoluyla propaganda yapmak üzere para veya
yarar veya vaat kabul edilmiş ise ceza artırılacaktır: Para, yarar veya vaat
kabulü suretiyle bugün Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesi veya bu konuda
Türkiye aleyhine bir çözüm yolunun kabulü için veya sırf Türkiye’ye zarar vermek
maksadıyla, tarihsel gerçeklere aykırı olarak, Birinci Dünya Savaşı
sonrasında Ermenilerin soy kırımına uğradıklarının basın ve yayın yoluyla
propagandasının yapılması gibi.

Maddenin üçüncü fıkrası, “temel millî yarar” kavramının belirlenmesinde isabet
sağlamak ve gereksiz kovuşturmalara yer bırakmamak üzere suçun kovuşturulmasını
barış zamanında Adalet Bakanının iznine bağlamıştır.

Maddenin son fıkrası, temel millî yararlardan nelerin anlaşılması gerektiğini
göstermektedir. Bu fıkra Fransız Ceza Kanununun 410-1 ve izleyen maddelerinden
esinlenerek kaleme alınmıştır. Fransız Kanunu, belirttiği bazı suçların temel
millî yararlara ilişkin bulunmasını suçun unsuru saymış ve bu nedenle temel
millî yararların neler olduğunu bu maddelerinde tanımlamıştır. Böylece Fransız
Kanunu temel millî yararlara yönelik her hareketi suç saymamakta bazı suçların
cezalandırılması için bu yararlara zarar olasılığını aramakla ve bu nedenle
temel millî yararların ne olduğunu tanımlamaktadır.

Tasarının bu maddesi ise kavramı, son fıkrasındaki tanımın çerçevesinde
kısıtlamakta ve bu değerlere karşı harekette bulunmak için yarar sağlanmasını
suç saymaktadır. Söz gelimi doğal çevreye zarar verici hareketler, gezinmek,
ormanı yakmak üzere yarar sağlayan kişi, fiili daha ağır bir suç oluşturmuyorsa,
bu maddeye göre cezalandırılacaktır.

Metindeki paragrafa yapilan vurgu benim. Dusunce ozgurlugune bu kadar vurgu
yapilirken, hem de ceza kanununa boyle bir maddenin girmesi insana “bu ne perhiz
bu ne lahana tursusu” dedirtiyor zorla. Herhalde Ermeni soykirimi tartismasi
tarihcilere boyle birakiliyor, tersinin soylenmesi yasaklanarak… Kibris’tan
cikabilecek Turkiye lehine cozumun ne oldugu kanunen belli olmadigindan, bu
muglaklik ile bu konuda fikrini beyan etmek isteyenlerin de kafasinin uzerine
Demokles’in kilici dikiliyor.

Benim aklim pek basmiyor siz soyleyin. Turkiye bu yeni kanun ile ozgur
dusunce yolunda ileri bir adim mi atmis oldu yoksa geri mi?

Yorumlar kapatıldı.