İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Burada doğduk burada öleceğiz

Aslı SÖZBİLİR

1955’te Türkiye’yi terk edip İngiltere’ye göç etmek zorunda kalan Rum asıllı Petro ve Hristo Kolyos kardeşler, 49 yıl sonra ‘memleketimiz’ dedikleri Türkiye’ye geldiler. Emeklilik yıllarını yaşamak için çocukluklarının geçtiği Moda’da ev almaya hazırlanan Kolyos kardeşler, ‘Kararlıyız, burada doğduk, burada öleceğiz’ dedi.

HENÜZ 11 yaşındayken Anıtkabir’in bütün elektrik sistemini yapan Rum usta Yanis Sotiriadis’e çıraklık yaptığını gururla anlatıyor Petro Kolyos, Atatürk için ‘O benim en büyük kahramanım’ diye konuşuyor. Bu kadar özledikleri halde bunca yıldır neden Türkiye’ye gelmedikleri sorusuna 62 yaşındaki ağabey Petro Kolyos, ‘Gitmeden önce burada çok zengin bir hayat sürüyorduk. İngiltere’ye neredeyse hiçbir şeysiz gidince içine düştüğümüz fakirlik bizi sürekli çalışmaya zorladı. Çalışmaktan gezmeye hiç fırsat bulamadık’ diyor.

ZENGİNLİK ANNEDEN

Zenginlikleri, anneleri Katina tarafından gelen Kolyos kardeşlerin uçak mühendisi babaları Stavros Kolyos, Petro 4, Hristo 2 yaşındayken ölünce aile için İstanbul-Ankara arasında bir yaşam başlamış. Kışları Kadıköy Yeldeğirmeni Yurttaş Sokak 19 Numara’daki iki katlı evlerinde geçiren Kolyoslar, yazları da dönemin İngiltere sefirinin başyardımcılığını yapan dedelerinin Çankaya’daki havuzlu villasında geçirmişler.

OKULDAN ATILMIŞ

Yeldeğirmeni İlkokulu’nda öğrenim gören kardeşlerden Petro, Balat’taki Fener Lisesi’ne giderken Hristo, eğitimine devam etmemiş. Petro’nun da öğrenim yaşamı uzun sürmemiş, okula gitmek yerine Dimitri, Yanni ve Kosta adlı Rum arkadaşlarıyla İstanbul’un keyfini sürmeyi tercih edince ikinci yılında okuldan atılmış.

HALA FENERLİYİM

Petro, ‘En çok Bomonti’de serserilik yapardık. Bir de kızlara hava atmak için Tarlabaşı’ndaki pavyonlarda ve Çiçek Pasajı’nda bira içerdik. Hava güzel olunca da boğazda yüzmeye giderdik’ diye anlatıyor o günleri. Türkiye’yi terk etmeden önce Fenerbahçe genç futbol takımında oynadığını söyleyen Petro, ‘Hálá Fenerbahçeliyim’ diyor.

Arkadaşlarını arayacaklar

6-7 Eylül’de İstanbul’da yaşanan şiddet olaylarının ardından Kolyos ailesi 1957’de Haydarpaşa’dan kalkan Orient Express ile Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmış. Petro, çok sevdiği İstanbul’dan ayrıldığı için ağlamış. Hristo’nun ise en büyük üzüntüsü mahallede birlikte büyüdüğü arkadaşları Refik ve Remzi kardeşleri geride bırakmak olmuş. 60 yaşındaki Hristo, ‘O kadar yakındık ki Remzi sünnet olurken acısından ‘anne’ diyeceğine benim ismimi bağırdı. Kadıköy’de yaşadığımız Yurttaş Sokak’a gidip kapıları tek tek çalarak arkadaşlarımın izini bulacağım.’

İstanbul’da bir vapurlar aynı

KOLYOS kardeşlerin İstanbul’daki ilk işi, doğdukları yeri ziyaret etmek olmuş. Atatürk Havalimanı’ndan kaldıkları Swissotel’e doğru yol alırken etrafı meraklı bakışlarla izleyen kardeşler, henüz Boğaz köprülerinin olmadığı, uzun kuyruklu Amerikan arabaları ve boş yollarla hatırladıkları İstanbul’un yeni hali karşısında şaşkına dönmüşler. Petro Kolyos, ‘İstanbul Londra’dan daha gelişmiş’ yorumunu yapıyor; kardeşi Hristo ise ‘Bir tek vapurlar değişmemiş’ diyor. Türk yemeklerinin burnunda tüttüğünü söyleyen Petro, ‘En çok kırmızı soğan, lakerda ve francala ekmeğini özledim; bir de gazel çekmeyi…’ diye konuşuyor gülerek.

Kırılan camları gidip satardık

6-7 Eylül olayları sırasında 13 yaşında olan Petro’nun anıları, çocuk gözüyle her şeyden eğlence çıkarılabileceğini gösteriyor: ‘O günlerde bütün Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler korku içindeydi. Bizi mahalledeki komşularımız korudular. Etraf azınlıkların evleri ve dükkanlarının kırılan camlarıyla doluydu. Biz kardeşimle bu camları toplayıp satıyorduk. Çocuk aklıyla istiyorduk ki daha çok cam kırılsın biz de daha çok para kazanalım.’

Paşa’nın bahçesinden şeftali aşırırdım

KOLYOS kardeşler babalarının ölümünden sonra, yazları İngiliz Sefiri’nin baş yardımcısı olan dedelerinin Çankaya’da Pembe Köşk’e komşu olan villasında geçirmişler. 8 yaşındaki Hristo Kolyos, Pembe Köşk’teki bir ziyaret esnasında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün elini öpmüş. Ankara günleri, Hristo Kolyos için hálá çok canlı. Kolyos, ‘Sık sık gizlice Pembe Köşk’ün bahçesine girerek ağaçlardan şeftali aşırırdım. Tadı hala damağımda’ diyor.

6-7 Eylül’de ne oldu?

6 Eylül 1955’te İstanbul Ekspres Gazetesi, Atatürk’ün Selanik’te doğduğu eve bomba atıldığını yazdı. Galeyana gelen halk, gayrimüslim ev ve iş yerlerini yağmaladı. Çok sayıda azınlık okulu ile kiliseleri, 3 bin 584’ü Rumlara diğeri Ermeni ve Musevilere ait 5 bin 538 gayrimenkul tamamen yakıldı. Olayların ardından İstanbul’un gayrimüslimlerin büyük bölümü yurdu terk etti.

Yorumlar kapatıldı.