İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Camiler ve Acemiler

Halit KAKINÇ

Yorumlar yüzde yüz doğru. Yunan Ortodoks Kiliseleri Başpiskoposu İskeçe doğumlu Hristodulos, psikopat. Türk düşmanı. Daha da öte, aynen dün yazmış olduğum gibi Patrik Bartholomeos’un da can düşmanı.

İki hafta önce Bartholomeos ve Hristodulos, Olimpiyat Oyunları dolayısıyla Atina’da düzenlenen dinlerarası bir sempozyum’da bir araya geldiler. Söz konusu toplantıya hıristiyan, müslüman, musevi, budist ve hindu inançlarına mensup 80 temsilci katıldı. Sempozyum sonrasında, her ikisinin de imza koydukları şöyle bir deklarasyon yayınlandı:

‘Ulusal, etnik, dinsel, sosyal ve diğer her türlü ayrımcılığı reddediyoruz. Hasta ruhlu hoşgörüsüzlük ve dinsel fanatizm, savaşların ve organize terörizmin tohumlarıdır. İnsanoğlunun ve halkların barış içinde birlikte yaşam sürmelerini tehdit etmekte ve zarar vermektedir…’

Tam ‘Aferin… İşte böyle olmalı’ diyecektik ki, bir başka ırkçı-psikopatın hezeyanları duyuldu. Selanik Metropoliti Piskopos Anthimos, Atina’da bir İslami Araştırmalar Merkezi kurulmasının ‘Tam bir intihar’ olacağı şeklinde bir görüş yumurtladı. Anthimos’a göre böyle bir merkez, İslamiyet propagandasına hizmet etmekten başka bir işe yaramayacaktı.

Tartışma başladı. Karamanlis Hükümeti, Atina’da böyle bir merkez kurulması fikrine destek verdi. Hristodulos karşı çıktı.

‘Hristodulos’un baskıcı

ve populist yöntemleri’

Hristodulos’un psikopatlığının yanısıra, işin içinde başka işler de vardı. Olayın ucu son seçimlere kadar uzanıyordu. Bu seçimlerde PASOK, Bartholomeos’a arka çıkarken, Karamanlis Hristodulos’a destek vermişti. Seçimlerden sonra Yunan Kilisesi, bu işbirliğinin diyetinin peşine düştü. Atina’nın merkezinde bir arsa talep etti. Niyetleri, Hıristiyan Merkezi adı altında, içinde lüks oteller de bulunduran bir yatırım yapmaktı.

Yukarıdaki ara başlıkta kullanılan ifade, Yunan Medyası’na ait. Din adamından çok politikacıya benzeyen Hristodulos, yeni iktidar döneminde geniş bir kampanya başlattı. Tartışmalı konularda arka arkaya açıklamalar yaptı. Medyayı kullanmak için hiçbir fırsatı kaçırmadı. Televizyon programlarına abone oldu.

Hem bizzat kendisi hem de ona bağlı din adamları, katıldıkları bütün programlarda ağız birliği ederek ortak bir strateji uyguladılar. Patrik Bartholomeos’u ve Fener Patrikhanesi’ni topa tuttular.

Doğal olarak Yunanistan’daki aklı başında insanlar da, bu durumdan rahatsız olmaya başladılar. Hristodulos’u eleştiren haber ve yorumlar birbirini izledi. Bu yorumlardan, Eleftherotipia gazetesinden alınma ilginç bir örneği aktarmak istiyorum:

‘…Bu entrikalarını

yüzlerine vuralım!’

‘Esas sorun, Hristodulos veya Anthimos’un bu tür yorumlarda bulunmaları değil, Karamanlis Hükümeti’nden tek bir kişinin çıkıp da onları layık oldukları yere yerleştirmemesidir… Çenelerini kapamaları yolunda bir uyarıda bulunulmamasıdır…

Herhangi bir politik güce, politika belirleme yetkisine sahip olmadıklarının, seçimle iş başına gelmediklerinin, ülkemizin iç ve dış politikasını oluşturmadıklarının hatırlatılmamasıdır…

Onlara, alıştıkları yöntemle cevap verelim. Çevirdikleri bu entrikalarını yüzlerine vuralım. Ve kamuoyunu sansürlemenin görevleri olmadığını hatırlatalım.

Hükümet de, ileride daha da kötüsü ile karşılaşırım korkusu yüzünden olup bitenlerin farkında değilmiş gibi davranmaktan vazgeçsin…’

Yazımın başlığı da yine aynı gazeteden alınma. Camiler malum. Acemilerden kasıt da Yunan Kilisesi’nin sözcüleri.

Bartholomeos’a neden sahip çıkılması gerektiğini anlatabildim mi?

Yorumlar kapatıldı.