Özdemir İNCE
FRANSA Demokratik Birliği (UDF) Lideri François Bayrou, 5 Ağustos tarihli Le Point Dergisi’nde yayınlanan söyleşisini şu cümle ile bitiriyor:
‘Türkiye kendisinden istenen kriterleri yerine getirecek. Hatta, bizim gözümüzde vazgeçilmez bir koşul olan Ermeni soykırımının tanınması konusunda bir çözüm (düzenleme) bulunacağına da inanmış bulunuyorum. Gerçek soru şu: Türkiye’nin adaylığı Avrupa’nın siyasal birliği projesi ile bağdaşıyor mu? Benim yanıtım: Hayır!’
* * *
Hürriyet’teki (7.8.2004) küçük haber dışında Türk basını bu çok önemli söyleşiyle hiç ilgilenmedi. Paris ziyareti sırasında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan’la görüşen François Bayrou’nun böyle bir cümle söylemesi, kuşkusuz, bu görüşmeden ya da Türkiye’nin genel tavrından edindiği izlenime dayanıyor. François Bayrou, ‘bizim için vazgeçilmez koşul’ dediği Ermeni soykırımının tanınması konusunda, demek ki Türkiye Cumhuriyeti hükümetinden ve Başbakan’ından kesin bir tepki görmemiş.
Bayrou’nun kafasında Türkiye’nin ne pahasına olursa olsun, bedeli ne olursa olsun Avrupa Birliği’ne girmeye kararlı olduğu yargısı yerleşmiş. Bu nedenle, Ermeni soykırımının tanınması konusunda bir çözüm bulunabileceğini düşünüyor. Kendileri bu koşuldan vazgeçmeyeceklerine göre, demek ki Türkiye soykırımı tanıyacak! O böyle düşünüyor.
* * *
Başbakan Erdoğan’ın, François Bayrou’ya açıkladığı ‘İnsanlar, bireyler laik olamaz, sadece devlet laiktir’ gibi Avrupa’da duyanı güldürecek görüşünün üzerinde durmayacağım, çünkü laikliğin ne anlama geldiğini bilen bir Avrupalı olarak François Bayrou bunu da tersliyor: ‘Biz Avrupalılar için, laiklik bizim varlığımızdadır. Hayatımızda, dinsel inançlara ilişkin olan ile vatandaş hayatına ait olan şeyi birbirinden ayırırız… Bizde bir rahip bile laik vatandaştır!’
Demek ki bir Avrupalı için bireyler de laik olabiliyormuş! Demek ki Türkiye kahvelerinde yapılan laiklik eleştirisi Avrupa’da gülünçleşebiliyormuş.
* * *
François Bayrou, Avrupa kültürüne ait saymadığı Türkiye’nin AB’ye üye olamayacağının nedenini açıklıyor: ‘Paris’te bulunduğu sırada Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilginç bir görüşmem oldu: Erdoğan bana ‘Bizim için, Avrupa’nın farklı uygarlıkların bir buluşma yeri olması gerekir’ dedi. Demek ki onun gözünde bir uygarlık farkı var.’
Başbakan Erdoğan, eğitimi ve aldığı formasyon gereği cumhuriyetin bütün kazanımlarını unutarak bir başka uygarlığa ait olduğunu itiraf ediyor. Böylece, Avrupa Birliği’ni ortak uygarlık ve proje birliği sayan François Bayrou’nun eline müthiş bir koz vermiş oluyor: Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı, Avrupa uygarlık ailesine mensup olmadıklarını kabul etti!
Türkiye’nin Başbakanı, anlaşılan, kendi özel cemaatine ilginç gelen düşüncelerin bütün dünya için geçerliliği olduğu gafleti içinde! Danışmanları da aynı gaflet içinde olmalı ki Erdoğan yabancılarla her görüşmesinde inciler saçmaya devam ediyor.
Başbakanın deyişiyle ‘gardı düşmüş’ François Bayrou böyle konuşuyorsa, gardı düşmeyen ötekileri siz düşünün artık!
Yorumlar kapatıldı.