İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kars´taki duyarsızlar ve Karakurut olayı!

İçimizde; bizden olup da, yabancıdan beter düşman kesilenler, nedense gözümüzden kaçar! Ben; asıl yıkıcı düşmanın, yabancılar değil, çıkarı uğruna yabancılarla bütünleşen, hatta yabancılardan kat kat Türk ve Türkiye düşmanı kesilen içimizdeki bu yaratıklar olduğunu düşünürüm… Hiçbir yabancı, halkıma ve ülkeme, bu hainler kadar tehlikeli ve zarar verme düşüncesi/eylemi içinde olamaz!

Kars’taki toprak satım alımlarında asıl bu tiplere dikkat etmek gerekir. Çıkarları gereği, yabancılar adına toprak alımı yapmaları olasıdır…

Amerikalılar ve İsrailliler, Ermeniler vs yalnız Kars’ta oyun içinde değillerdir; yurdun her yerinde, işte bu yerli işbirlikçileri eliyle, sinsi oyunlar içindedirler! Oyunları yeni de değildir! Belki ufak tefek kazanımlar elde etmişlerdir ama sinsi oyunları ile amaçlarına ulaşmaları olanaksızdır… Kars’ta bu çok daha zordur. Merak edenler, Kars tarihine bakabilirler…

Kars’ta çok şey olup bitiyor… Olup bitenlere, devletin resmi makamları pozisyonlarını alıyorlar. Sivil toplum örgütleri, siyasi parti teşkilatları, yerel basın ne yapıyor?..

Kars’ta, Sivil Toplum Örgütleri var mı? Özür dilerim, göremedim! Siyasi parti il ve ilçe teşkilatları da, kendi işleri ve içişleri ile uğraşıyorlar! İktidar partisi AKP’nin il başkanını Kars’ta bulamazsınız. Nasıl il başkanı ise hep Ankara’dadır!..

CHP il teşkilatı ise, “ihraç”larla uğraşıyor. Asla ve asla CHP’lilikleri tartışılamayacak üç CHP’liyi, “ihraç” istemi ile İl Disiplin Kurulu’na sevk etti. Bunlar; tam on yıl CHP’den Kars Belediye Başkanlığı yapan Selehattin Filtekin ile CHP eski il Başkanı Muhammet Üstebay ve 1999 Genel Seçimlerde ön seçimle CHP’nin Kars listesinden birinci sıradan milletvekili adayı olan TBMM’nin emekli Özel Kalem Müdürlerinden Şener Özdemir’dir!

Üstebay ile Özdemir’in, Genel Kurul yani Kurultay delegesi olduklarını öğrendiğinizde, “ihraç” isteminin, korkak Deniz Baykal ya da onun yönetimindeki CHP’den geldiğini anlayacaksınız.

Genel Merkez yönetimi, Kars’taki “ihraçlardan” haberlerinin olmadığını söylüyorlar! Kimi kandırıyorlar?! Kars il yönetiminin, kendilerinden habersiz, böyle bir işe girişebileceklerine kim inanır? Hiç olmazsa, bu konuda ciddi ve tutarlı olsunlar… Söyledikleri gibi, haberleri yoksa, Kars il yönetimine, “ihraç istemi”nin hesabını sorsunlar…

Anamuhalefet partisi böyle de, diğer muhalefet partileri ne durumda?Kendi içlerine öylesine kapanmışlar ki, olup bitenlerden haberleri yok! İktidar partisinin il ve merkez ilçe yöneticileri, il’e gelen iki milletvekillerini, sünnet çocukları gibi kapı kapı dolaştırmakla meşguldüler!

Ya yerel basın? Daha içler acısı durumdaydı!

Kent merkezinde günlük sekiz gazete çıkar; bir televizyon kanalı, üç radyo yayın yapar!

Bu kadar yerel basını olan ilin, sorunları olur mu? Olmaması gerekir. Ama Kars, sorunlarla boğuşuyor! Çünkü, özellikle etkili olan yazılı basın, kendi çıkarı peşine düşmüştür! Tek dertleri, çıkma amaçları resmi ilan!

Devletin yıllık bilmem kaç milyarını, hiç de kamusal ve yasal sorumluluklarını yerine getirmeden ceplerine atarlar. Hak etmiyorlar!.. Devlet de buna kayıtsız!.. Neden?..

Üçü dışında, diğerleri haber yazmasını, haber başlığı atmasını bilmiyorlar; ama gazete çıkarıyorlar, gazetecilik yapıyorlar(!) Güldürmesinler…

Kars’ta olup bitenleri, Kars’la ilgili yazılanları sordum. Baka kaldılar! Güç duyulan bir sesle “Öyle bir şey duymadık, haberimiz yok” dediler!..

Gazetelerden birinde, Yazıişleri Müdürü “görünen” “fotoğrafçı”yı, Cemiyet Başkanı yapan yerel basının içler acısı halini artık varın anlayın!..

Kars’taki yerel basının, gerçek anlamda yerel basın olabilmesi için, gazetecilik yapma uğraşı ve gayreti içinde olduklarını gözlediğim üç gazetecinin bir araya gelip, “vasıflı” bir gazete çıkarmalarından başka çare yok. Valiliğin de; resmi ilan parası yutucusu gazete ve gazetecilerin (!) asli işlerine dönmeleri için, yasal mevzuatı uygulaması gerekir. O zaman, Kars’ta, nitelikli ve işlevinin, sorumluluğunun bilincinde yerel gazete çıkar, Kars’ın, Karslının sorunlarının çözümüne öncülük eder, katkılarda bulunur…

Böyle bir girişim olursa, valilik, yasal mevzuatı uygular mı bilemem. Ancak, sorun Kars’a özgü değildir. Başka illerde de benzer sorunlar vardır. Benim, Hükümet’e, basınla ilgili Devlet Bakanı’na, iletişim fakültelerinin dekanlarına, Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü’ne ve RTÜK Başkanlığı’na bir önerim olacak: Yazılı, sözlü ve görsel yerel basına, resmi ve özel ilan yayınlayabilmeleri için, kadrolarında en az bir tane iletişim fakültesi mezunu bulundurma koşulu getirilsin. İletişim fakültelerinden mezun gençlere iş kapıları açılırken, yerel basın derlenip toparlanacak…

Şimdi gelelim, Karakurut’taki olaya…

Olay, 31 Temmuz 2004 Cumartesi günü saat 14.30 sıralarında Kars’ın Sarıkamış ilçesine bağlı Karakurut bucağındaki, Jandarma Karakolu’nun önünde yaşandı. İstanbul’a dönüyorum. Otobüsümüz, ana yol üzerinde, jandarma tarafında durduruldu. Önümüzde bir başka otobüs var. O hareket etti. Az sonra, gidiş-gelişli yolun ortasında yerleştirilen kulübeden çıkan nöbetçi astsubay çavuş otobüse girdi. Bayanların değil, bayların nüfus cüzdanlarını çıkarmalarını söyledi. Ağırıma gitti! Dayanamadım, “Komutan bu ne kontrolü?” diye sordum. “Kimlik kontrolü” dedi, uzaklaştı. Eline sıkıştırdığı kimlik tomarıyla otobüsten indi, kulübeye girdi. Bilgisayar gibi bir şey ve kulübenin camına yapıştırılmış “aranan” bir erkek fotoğrafı gözüme ilişti. Durdurulmayan kamyonlar, özel otolar arasından geçen nöbetçi asker, komutanından aldığı kimliklerimizi, otobüsümüzün muavinine uzattı, “Gidin” diye komut verdi! Hareket ettik. Bir bayan yolcu, “Burası nere?” diye sordu. Neden böyle bir soru sormuştu?!..

İstanbul’dan Kars’a gittiğim gün de, yine Karakurut’ta, otobüsümüz, sabahın erken saatlerinde, nöbetçi jandarma tarafından durdurulmuş, ama arama ve kimlik kontrolü yapmadan gitmemize yol vermişti…

Önce İl Jandarma Alay Komutanlığı’nın, sonra da Jandarma Genel Komutanlığı’nın, Karakurut bucağında yaşanan bu olaya ilgileri çekmek istiyorum.

Özellikle Cumartesi – Pazar günlerinde, otobüslerin durdurulup, yolcularda kimlik yoklaması yapılması kafalarda soru işareti oluşturmuştur!

Kars’a giriş ve çıkışlarda, olağanüstü durum mu uygulanıyor?..

Yoksa, olağanüstü bir durum mu söz konusu? Söz konusuysa, neden yalnızca yolcu otobüsleri?…

O gün, bir istihbarat mı alınmıştı? Bir kaçağın, yolcu otobüslerinden birinde olduğu mu Karakurut jandarmasına bildirilmişti?..

Bu sıraladıklarımın tamamı olmuş olsa bile, kaçak yakalamanın yolu böyle mi olmalı? Bilinsin ki, bu yol, ciddi rahatsızlık verir! Bir Karslı olarak, bana verdi ve bende, inanılsın ki derin iz bıraktı!

Kars Jandarma Alay Komutanı ile Jandarma Genel Komutanı’nın, beni anlayacaklarına ve biraz “keyfiyet”e kaçan uygulamayı incelettikten sonra kaldırtacaklarına inanıyorum…

Yorumlar kapatıldı.