Murat Yetkin
Başbakan Tayyip Erdoğan hem Avrupa Birliği üyelik sürecinde kritik Fransa temaslarından dönerken yolda, hem de dün Ankara Sanayi Odası etkinliğinde yaptığı konuşmada önemli uyarılarda bulundu. Aslında söylediklerini bir saptama ve bir uyarıya indirgemek de mümkün.
Saptama, artık AB ile ilişkilerde son dönemece girildiği saptaması; Erdoğan bunu “final” sözcüğüyle ifade ediyor. Bu cümle ilk defa söylenmiyor. Ancak Erdoğan’ın Fransa’da iktidar, muhalefet ve iş çevreleriyle yaptığı görüşmelerin ardından bunu söylemesi önemli. Bu arada, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in hafta başında İngiliz Financial Times gazetesindeki sözlerini tekzip ederek Türkiye’ye şartsız yanıt verilmesi gerektiğini söylemesi de kaydedilmeli.
Erdoğan’ın uyarısı da buna bağlı: “Türkiye süreci zedeleyecek bir yanlışa girmemeli”.
Erdoğan’ın bu uyarısının kuşkusuz birden fazla muhatabı var. Öncelikle, Türkiye’nin son dönemdeki reformların uygulamada da kendisini göstermesi gerekiyor. Bu doğrultuda yargıya ve emniyet teşkilatına büyük sorumluluk düşüyor. Çünkü 6 Ekim’de açıklanması beklenen ilerleme raporunda özellikle kişi haklarıyla ilgili gelişmeler ön planda olacak. Erdoğan’ın uyarısının bir muhatabı da siyasiler.
Avrupa kamuoyunda Türkiye’ye ilişkin kaygılarının arasında din ve devlet işlerinin birbirinden ayrıldığı laik sistemin sulandırılıp sulandırılmayacağı konusunun da bulunduğu, herhalde Başbakan’ın Fransa ziyaretiyle daha net ortaya çıkmıştır. Ayrıca Erdoğan önümüzdeki aylarda, Heybeliada Ruhban Okulu’ndan Ermeni meselesine dek bazı alanlarda, yeni adımlar atması gerekebileceğinin de farkında. Meclis’teki parti grubunun ve bürokrasinin desteğine asıl o zaman ihtiyacı olacak. Uyarısının bir nedeni de bu.
(Kısaltıldı)
Yorumlar kapatıldı.