İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Altemur Kilic: Ermeni Meselesi – Haberturk

 Türkiye- , Rus “Petruşka Bebekleri” gibi, biri birlerinin
içinden çıkan ,sarmal olmuş, tehdit ve tehlikelerle ,
karşı karşıya. Fesat solucanlarının – fesat erbabının,
düşmanlarımızın kuyrukları ,bir yerlerde biri birlerine değiyor.
Yıllardan beri, Damokles’in kılıcı gibi, başımızın üstünde
tutulan “Ermeni sorunu” bunlardan biri ! 19. Yüz yılın sonlarından
beri bu sorun, Avrupa’da ve özellikle Amerika’da, Kiliselerin
başını çektiği “Türklerin soykırımına maruz kalmış, zavallı
,aç Ermenilere soykırımı uyguladıkları iddiası” giderek , toprak
ve tazminat taleplerine dönüştü. 2.Dünya Savaşından
sonra, Sovyetler Hükümetinin tahrikiyle , Ermeni
“Profesörleri” tarafından Kars ve Ardahan’ın Ermenistan’a
verilmesi talep edilmişti. . ASALA örgütünün,
onlarca güzide diplomatımızı katletmesi bile, bu sorunu
tüketmedi , diaspora Ermenilerinin kinlerini bastıramadı.
Bugün de, bu kini , kullanarak, önce “soykırımını” “resmen “
kabul etmemizden başlayarak – sonunda “zarar görmüş Ermeni
yakınlarına tazminat”, hatta Ermenistan’a toprak vermemiz istenecek.
AB’nin, Avrupa Parlamentosunun programında da bunlar var.

İÇİMİZDEKİ İŞGÜZARLAR

İçimizdeki bazıları, Profesör Halil Berktay’ın- Taner
Akçam gibi “sözde Türk” ,bilim adamları ve
araştırmacı-yazarlar, Ermeni olaylarında katledilmiş,mağdur olmuş
Türkler konusunu da, hiç olmazsa, aynı zamanda
araştıracakları yerde- soykırımım “sözde “ değil gerçekte
olduğunu kanıtlamak için inanılmaz, bir işgüzarlık
içindeler.Taner Akçam son olarak,Tür Tarih Kurumunun
yayınladığı “ERMENİLER,SÜRGÜN VE GÖÇ” kitabına,
“Türk’e Türk Propagandası yapmak” diye saldırıyor. Onun ve
2.Cumhuriyetçilerin başlıca işleri “Türk’e Türkü
kötülemek” ..Akçam herhalde cevabını da alacaktır.

OSMANLI-TÜRK

Onun, Berktay’ın iddiaları, suçun zamanın Osmanlı
hükümetinde ve İttihat ve Terakki’nin “ Teşkilatı
Mahsusasında” olduğu. Ancak Osmanlı Devletini ve Türkiye
Cumhuriyetini tefrik etmekle, bu töhmetin altından sıyrılmaya
çalışmak aslımızı inkar etmek olur.. Babalarımız,büyük
babalarımız Osmanlı döneminde Osmanlı-Türk ordularında
görev yapmışlardır. O mirası ret edemeyiz Kaldı ki, hasımlarımız
bu ayırımı yapmıyorlar, Ermeniler ve Rumlar Türk milletini
suçluyorlar. “Soykırımı Talimatını “ merhum Talat Paşa’nın
verdiği vb. , “milyonlarca Ermeninin telef” olduğu vb. yabancılar da
dahil, aştıurmacılar ve tarihçiler tarafından,belgelere –
zamanın istatistiklerine dayanılarak yalanlandı- cerh edildi- ama
faydası yok! ’.

Osmanlı Devletinin 1895’te ve 1919 da Ermenileri “jenoside” yani etnik
temizliğe- yani soykırımına tabı tuttuğu iddialarına karşı son
zamanlarda Bilal Şimşir’in,Kamuran Gürün’ün ve
Türkkaya Ataöv’ün kitap ve yazıları çıktı. Ben de
naçizane ,aynı konuda e ,Amerika’da e Avrupa’da gazete ve
dergilerde r çok yazdım ve TV ve Radyo programlarına
çıktım. “ Turkey and the World” adındaki İngilizce kitabım
yayınladıktan sonra ARMENIAN REVIEW dergisi – bana bir kompliman
sarkıttı; “Türk Davası ancak böyle savunulur ” diye…Bu
faaliyetim yüzünden ASALA –New York’ta beni tehdit etti,
evime ve büroma bomba koydu, Bu tehditlerden korkmadım- korkmam
ama ,artık Ermeni iddialarına cevap vermekten bıktım usandım!

HRANT DİNK

Bu yazıyı şu sırada, Ermeni konusu, üzerimizde oynanmakta olan
“Büyük Oyunun” son perdesinde, ısıtıldığı için ve AGOS
Genel Yayın Müdürü Hrant Dink’in Neşe Düzel’le
sohbetinde söyledikleri üzerine yazıyorum. Dink, akıllı adam,
Türkiye’nin “soykırım konusunda özür dilemeyeceğini-
dileyemeyeceğini çok iyi biliyor. Bugünkü veya
herhangi bir iktidar AB uğruna özür dilemeye kalkışırsa,
Türk milleti, bunu asla kabul etmez. Ama ,Türk vatandaşı olan
muhtemelen Türk Ordusunda görev yapan Dink- “milletinin” yani
Ermeni milletinin – Diasporadaki ı ve Ermenistan’daki Ermenilerin “ bu
olayı ve “kinlerini” , asla unutmayacaklarını söylüyor.

Ya bu olayların Türk tarafı? . Hrant Dink bunlara değinmiyor. 19.
yüz yılın sonlarında , Büyük Harp esnasında Ermeni
komitacıların ve teröristlerin yaptıklarını- yaşanmış vakaları,
Erzurum’daki toplu mezarları, evimizde yaşarken geceleri dehşetle
uyanıp , çocukluğunda yaşadıklarının etkisi altında “Ermeniler
geliyor” diye kaçmaya kalkışan yaşlı Erzurumlu yakınımızı,
babamın Maraş’ta ,daha dumanları tüterken üzerine vardığı
kadın ve çocukların, diri diri Ermeni çeteciler
tarafından yakılan Camiyi,- ve tehciri gerektiren olayları biz de
unutmayalım mı?

Unutamayacaksak ne yapmalı? Hrant Dink’e göre,Türkiye bu
sorunu “tartışmaktan korkmamalı ”- yani e olayı kaşımaya, kanatmaya
devam etmeliyiz! Nereye kadar? Tartışmalardan bunca yıl sonra olumlu
bir netice almaya imkan yok fakat “sorun” Türkiye’nin
üstünde Damokles’in kılıcı gibi- Ermenistan hududunu
açmaktan başlayarak, tazminat ve toprak talepleriyle
gündemde tutulacak ve müfrit Ermenilerin Türklere karşı
kinleri bitmeyecek!

Ermeni konusunu AB gündemine getirmenin arifesinde, Oyun
içinde bir oyun var;Bir Hrant Dink e göre Türkiye “
demokratikleşir yanı AB Kriterlerini kabul ederse Ermeni sorunu da
Kürt sorunu gibi o “aymazlık” havasında çözülecek!

ERMENILER VE TÜRKLER

Aslında, yapılması gereken iki tarafın da bu konuyu “Büyük
Oyun” sahnesinden kurtarıp- tarihe havale etmektir.
Çünkü aslında Türklerle Ermeniler arasında, din
farkına rağmen, mesela,Araplarla olan yakınlıktan da fazla bir
yakınlık-adeta karabet vardır. Ermeniler aslında Türklerle
kültür, mutfak,ve müzikte çok kaynaşmış
çok sevecen insanlardır. Bunca olaya rağmen ,Türkler
Ermenilere-Ermeni hemşeri ve komşularına hep sempatiyle
bakmışlardır.Ermeniler de Türklere. Çünkü Yabacı
ülkelerde de Ermeniler Türklere yakınlık
gösterirler.Ermeniler “Tebayı Sadıka olarak Osmanlı Devletinin en
önemli mevkilerine yükselmişlerdir. Zaten bunun
içindir ki bazı Ermenilerin, yabancı tahrikleriyle devlete
ihanetleri Türkleri-diğer unsurların ihanetinden daha çok
yaralamıştır.

Yıllarca Amerika’da yaşadığı halde bana “Ne yaptınız güzel
Türkçe’mize?” diye yakınan sınıf arkadaşım Arto Ayvazyan’ı
ve eşini kardeşlerim gibi sevmişimdir Amerika’da onların evi bizim
evimiz , çocukları bizim kendi çocuklarımız gibiydi. . Ta
ki bir gün, bu kucağımızda oynayan çocukları –birden bire
bize adeta düşman gibi bakana kadar! :O zaman rahmetli Arto, dert
yanmıştı; “Bu p…bizim aramızdaki sevgiyi ne anlarlar?” diye.Bu da
Ermeni olayının insanı boyutu!

Yorumlar kapatıldı.