İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Patrikhane kapısı

Emin Çölaşan

SEVGİLİ okuyucularım, Türkiye dış dünyada bütün ağırlığını yitirmiş, hep alttan alan, hep ödün veren sömürge ülke konumuna düşürülmüş. Bugün size bunun somut bir örneğini daha vereceğim.

İstanbul’da bulunan Fener Rum Patrikhanesi’nin ana giriş kapısı taaa 1821’den, yani tam 183 yıldan bu yana ‘kilitli’ duruyor. Bu durum aslında Türkiye’ye karşı Osmanlı döneminden beri süregelen çok büyük bir saygısızlığı, kin ve nefreti sergiliyor.

Kim olursanız olun, Patrikhane’ye bu ana kapıdan değil, yan kapılardan girebilirsiniz. Niçin? Olayı kısaca anlatayım:

1821 yılında Yunanistan’da Mora isyanı başlıyor. Devlet aleyhine kalkışan Rumlar, binlerce Müslüman’ı kesiyor ve bu bölge Osmanlı egemenliğinden kopuyor. Yunanistan bağımsızlık elde ediyor. Mücadelenin başını kilise ve papazlar çekiyor.

İstanbul’daki Patrik Gregorius’un bu isyanda önemli rolü olduğu, isyanı kışkırtıp büyük destek verdiği belgelerle ortaya çıkıyor.

Padişah 2. Mahmud’un emriyle yargılanan Gregorius, Patrikhane’nin bu ana giriş kapısında idam ediliyor.

Kapı o günden beri kapalı. İdam yeri hem dışarıdan, hem de bahçenin içinden tahta perdelerle çevrili. Adına ‘kin kapısı’ diyorlar. Burası bütün yabancı ziyaretçilere özenle gösteriliyor.

Söylentiye göre, İstanbul yeniden Rumların eline geçene kadar (!) açılmayacakmış. Üstelik açtırmak için Türk devleti de çaba harcamıyor.

Şimdi biz Patrikhane’ye her türlü ödünü vermeye hazırlanıyoruz. ABD ve AB bastırıyor. Aralık ayında müzakere tarihi alabilmek umuduyla Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasına izin vereceğiz, bol bol papaz yetiştireceğiz. Patrikhane için yeni yetkiler tanıyacağız.

Bunca ödünü veriyoruz da, örneğin karşı tarafa ‘şu ana kapıyı açtırın, şu saygısızlığa bir son verin’ diyemiyoruz!.. Çünkü veren, alttan alan hep biziz.

Şimdi açıkladığım bu ‘Patrikhane kapısı’ gerçeğini Türk milleti bilmez.

Aslında bizi yönetenler bilir ama korkudan bir şey yapamazlar. Patrikhane Eyüp Kaymakamlığı’na bağlı. Patrik ‘Türk’ vatandaşı! Acaba bu kapının açılması konusunda ne diyecektir? Bizim Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve öteki devlet kuruluşları bir ses verecek midir?

Gelecek yanıtları size buradan aynen aktaracağım. Eğer gelirse!!!

Yorumlar kapatıldı.