Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait yüzlerce tarihi eseri bağrında taşıyan Bitlis’te tarihi eserler üzerinde kitabelerin olmaması, tartışmalara neden oluyor. Uluçay, bu kitabelerin Ermeniler tarafından bilinçli olarak yok edildiğini öne sürdü. Uluçay, kitabeleri olmayan tarihi eserlerin yeteri kadar değer göremeyeceğini bilen Ermenilerin bunu bilinçli olarak yaptıklarını iddia ederek, “Tarihi eserlerde kitabe olsa belki de bölgede çok değer kazanır, yerli ve yabancı turistlerin büyük akınına uğrardı.
Ermeniler bunu biliyor ve bu nedenle Bitlis işgal altında olduğu dönemlerde bilinçli bir şekilde tarihi eserler üzerinde bulunan kitabeleri yok ettiler.
Ruslar hem o kadar yerlerini bilmez hem de bir kitabeyi yıkacak kadar basit değiller. Tarihi eserlerin bugün yeterli değeri almasınlar diye, ta o zaman Ermeliler tarafından yok edildi. Bu nedenle Bitlis’te 430’a yakın tarihi eser olmasına rağmen, yeteri kadar değer kazanmıyor. Çünkü, insanlar bir eserin kitabesine çok önem verirler” dedi.
Define avcıları kitabeyi ne yapsın?
İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüsnü Işıkgör ise, kitabelerin Ermeniler tarafından değil de define avcıları tarafından yok edildiğini öne sürdü.
Işıkgör, define avcılarının arasında bilinen yanlış inanışlar nedeniyle kitabelerin yok olduğunu belirterek, “Define avcıları kitabelerin arkasında altın var diye, onları bir bir yok ettiler. Ama böyle bir şey yok. Kitabenin arkasında altın olmaz. Kitabe demek, o yapıyı anlatan bir belge demektir.
Şimdi birçok tarihi eserin belgesi yok. Tabii gelen turistler de haklı olarak yapının tarihini merak ediyor. Altın bulma hevesiyle tarihi eserlerimiz hepsi tahrip edildi. Bunlara yetkililer olduğu kadar, vatandaşların da sahip çıkmalarını bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Yorumlar kapatıldı.