İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Değneğin öteki ucu…

Oktay EKŞİ

FENER Rum Patriği Bartholomeos’un birkaç gün önceki Cumhuriyet’te yayınlanan sözlerine göre ‘Heybeliada’daki Rum Ruhban Okulu önümüzdeki ders yılında açılacak’mış.

Patrik Bartholomeos kesin bir güvence almadan böyle bir şey söylemez.

Oysa ortada henüz, 1971’de kapatılan Rum Ruhban Okulu’nu açma olanağı veren bir yasa yok. Buna rağmen Patrik Hazretleri üstelik tarih vererek bunları söylüyorsa konunun mutfak hazırlıklarını bitmiş sayabiliriz.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in bu konuya ilişkin olarak 30 Ağustos 2003 tarihli gazetelerde yayınlanan sözlerini anımsayınca, bu hazırlığın Çelik’e havale edildiği görülür. Nitekim Hüseyin Çelik o demecinde;

‘İnsanlar kendi dinlerinin ilahiyatıyla ilgili okul açmak istiyorsa, devletin, hükümetin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapması gereken, buna kolaylık sağlamaktır. Biz Avrupa’da İslam ilahiyatıyla ilgili okul açmıyor muyuz?’ diyordu.

Sayın Bakan’ın bu sözleri 3 Mart 1924 tarihli -eğitim sistemimizin temelini oluşturan- Öğretim Birliği Yasası’na taban tabana zıttır. Çünkü o yasanın amacı ‘insanların Türkiye’de kendi dinlerinin ilahiyatıyla ilgili okul açması’ sonucu yaşanan sakıncaları ortadan kaldırmaktır. Yasa gereğince tüm okulların Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmasının gerekçesi de budur. Ama ne yaparsınız ki Türkiye’deki eğitim kurumları, henüz bu temel yasayı özümseyememiş bir bakana emanettir.

Konumuza dönecek olursak:

Bilindiği gibi Heybeliada Ruhban Okulu, 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları yasası ve Anayasa Mahkemesi’nin 12 Ocak 1971 tarihli kararına dayanılarak kapatıldı.

Sadece bu okul değil, söz konusu yasa gereğince tüm Özel Yüksel Okullar devlete devredildi. Ama Fener Patrikhanesi, kendi okulunun devlet denetimine verilmesine razı olmayınca, okulun kapısına kilit vurmak zorunlu oldu.

Fener Patrikhanesi -en azından káğıt üstünde- bir Türk kurumu olmasına rağmen, Türk kanunlarına uymak yerine kanunlar bize uysun diyor ve o gün bugündür tavrını değiştirmiyor.

İşin tuhafı bu son hükümet de ‘Merak etme açacağız’ mesajını vererek hem Anayasa’nın getirdiği esaslara aykırı bir vaatte bulunuyor hem de asıl önemlisi, ‘ruhban okulunun açtığı kapıdan kimlerin gireceğini’ görmezden geliyor.

Ne demek istediğimizi merak mı ediyorsunuz?

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ‘İnsanların Türkiye’de kendi dinlerinin ilahiyatıyla ilgili okul açmasına devletin, hükümetin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kolaylık göstermesini’ istemiyor muydu?

Yarın tutar da birileri ‘Biz Nakşibendiler’ yahut ‘Biz Yahova Şahitleri, kendi dini anlayışımızı öğretecek yüksekokul kuracağız’ derse, Sayın Bakan buna ne diyecek?

Biz de onu merak ediyoruz.

Yorumlar kapatıldı.