İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sabetaisttim Hıristiyan oldum

Ayşe Arman

‘‘Ben bir Sabetaistim!” diyemeyeceğim artık…

Köklerimize rağmen, annem babam da değiller.

Annem ve babam, çok uzun zaman önce samimi olarak Müslüman oldular.

Bu konuyu kapattılar, açmıyorlar, açılmasını da istemiyorlar.

Akrabalarımızın yüzde 80’i de Sabetaist kökenimizi bilmiyorlar.

Bilenler de zaten, ne kabulleniyor ne de tartışmak istiyor.

Bana gelince…

Sabetay Sevi Efendi, beni hiçbir zaman bir mesih olarak ikna etmedi ama en azından beni bir arayışa itti.

Ve sonunda kendi tercihimi yaptım.

Belki şaşıracaksınız ama pek çokları gibi Müslüman değil, Hıristiyan oldum. Rabb’e şükür Hıristiyanım, İsa’nın Mesih olduğuna inanıyorum. Mutluyum, huzurluyum.

Ama iman bazında bir tercih yapmış olmam, benim Yahudi ulusuna bağlı olduğumu, Yahudi kanı taşıyor olmamı engellemiyor.

Kanımı da söküp atamam ya!

‘‘Yahudi her zaman Yahudidir, Yahudi kalır!’’ diyorlar.

Desinler.

Yahudi kalırım tabii ama bu Hıristiyan olmama, bir Hıristiyan gibi yaşamama engel değil ki.

Bugün İsrail’de binlerce Hiristiyan- Yahudi var.

***

Köklerim Sabetaist, yani Yahudi ırkına mensubum (her ne kadar Yahudilerin çoğu bizi Yahudi olarak kabul etmiyor olsa da) ama ben Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıyım.

Bu ülkenin okullarında okudum, bu ülkenin ekmeğini yedim, bu ülkenin ordusunda yedek subay olarak askerliğimi yaptım.

Kendimi Türk oğlu Türk addediyorum.

Ben İsrail’de kamikazelerin saldırısı sonucu 3 evladıyla ölen hamile Yahudi kadın için de ağlarım, Filistin’de ölen 3 yaşındaki bebek için de ama en çok PKK ile çatışmada ölen binlerce Mehmetçik için…

Ağladım da.

Ben Tel Aviv’in basketbol takımlarını da takip ederim ama Efes Pilsen’in şampiyon oluşu beni daha bir coşturur.

Bana ve sevdiklerime hiçbir sorun çıkarılmayacağını bilsem, yarın, adımı, soyadımı, posizyonumu açıklar, göğsümü gere gere dolaşırım ortalıkta…

Ama sizler bu şekilde devam ettikçe, söyler misiniz, nasıl yapılır böyle bir şey?

***

Adam, ‘‘Elhamdulillah Müslüman’’ olmuş, belki sizin yaşadığınızdan daha da iyi yaşıyor imanını, Kuran’ını, sünnetini…

Belki Sabetay köklerinden bile haberi yok…

Ama siz ortaya çıkıp, ‘‘Adı şuymuş, soyadı buymuş’’ diyerek, bilmediği, bilmek istemediği, işin gerçeği, artık umrunda bile olmadığı geçmişini söylüyorsunuz…

Korkutuyorsunuz…

Yargılıyorsunuz…

Tutuyorsunuz yakasından, bıraktırana aşk olsun.

Bari dinime küfreden Müslüman olsa!

Birbirimizi sevelim güzel Ayşe Arman, birbirimizi sevelim…

Yalçın Küçük Bey’e de selam ve sevgilerimi iletin…

İyi çalışmalar.

YANIT VERİYORUM

Tabii ki birbirimizi sevelim.

Katılıyorum.

Burada yazdıklarınız için söyleyebileceğim hiçbir şey yok.

Hele benim için…

İsteyen istediği dinden olsun, isteyen istediği dilde konuşsun, isteyen istediği gibi giyinsin, isteyen istediğiyle arkadaş olsun, istediğiyle düşman…

Ne beni ne de kimseyi ilgilendirir.

Bu tartışmalarda adımın geçmesinin bir tek nedeni var o da gazeteci olmam. Yalçın Küçük röportajını kim yapmış olsaydı, siz bu yazdığınız mektubu ona göndermek zorunda kalacaktınız.

Yayınlar mıydı bilmiyorum…

Ama ben yayınlamayı tercih ediyorum çünkü sizin gibi düşünüyorum.

Ama şunu da bilmenizde fayda var:

‘‘O öyle düşünmesine rağmen fikrini söylemesin çünkü zararlı!’’ ya da ‘‘Onun söyledikleri yanlış çünkü ben ona gıcık oluyorum’’ şeklindeki itirazları da hiçbir şekilde kaale almıyorum.

Sizin görüşlerinizi duyurmak nasıl vazifemse, başkalarının söylediğini aktarmak da aynı derece vazifem.

Benim yaptığım sadece bu.

Sevgiler.

Yorumlar kapatıldı.