İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Koçaryan politikasının önceliği “Soykırım yalanı”nı sömürmek mi?

İsmet Giritli

ismet.giritli@ihlas.net.tr

Koçaryan politikasının önceliği “Soykırım yalanı”nı sömürmek mi?
9 Nisan 1998’de, Türkiye’nin ancak 1/26’sı büyüklüğünde ve 3.5 milyon nüfuslu Ermenistan Cumhuriyetinin başına gelen 50 yaşındaki Robert Koçaryan ve yönetiminin izlediği politikanın baş önceliğinin, sözde soykırım konusunu sömürmek ve dünyada Türkiye düşmanlığını yaymak olduğu görülmektedir.

Gerçekten, Güney Kıbrıs Parlamentosunun 1982’de sözde Ermeni soykırımını tanımasından sonra, Koçaryan’ın, Ermenistan’ın sözde soykırım iddialarının uluslararası alanda kabulü için sarfettiği çabanın sonucu olarak, 29 Mayıs 1998’deki taslağına Fransız Millet Meclisinin 18 Ocak 2001 oturumunda 577 üyeden sadece 52’sinin katılımı ile oylandığını ne var ki Koçaryan’ın göreve gelmesinden hemen sonra Belçika’nın 1998’de, Vatikan’ın ve İtalya’nın ise 2000’de sözde Ermeni soykırımını kabul ettiklerini, 13 Haziran 2002’de Kanada Senatosu sözde soykırımı kabul ederken, Kanada Parlamentosunun diğer kanadı olan Avam Kamarasının da ancak 22 Nisan 2004 günü Koçaryan’ın politikasına ve oyununa geldiğini biliyoruz.

Federal Alman Cumhuriyeti, sözde Ermeni soykırımının resmen tanınmasını isteyen bir dilekçe üzerine dilekçe komisyonu aracılığı ile Eyül 2001’de bu konunun parlamentonun işi olmadığına karar vermiş, Rusya Devlet Başkanı Putin ise, 15 Eylül 2001’de Erivan’daki soykırım anıtını ziyaret ederken, ziyaret defterine yazdığı yazıda sözde soykırımı tanımıştır. Buna mukabil ABD Başkanı George W. Bush’un, “24 Nisan” günlerindeki 2001-2004 mesajlarında “Soykırım” kelimesini kullanmadığını görüyoruz.

Sözde Ermeni soykırımı konusunda Ermenistan’ın ve Ermeni lobilerinin oyununa en çok NATO müttefikimiz Fransa’nın geldiği görülüyor. Gerçekten, bu yıl 27 Nisan 2004 günü Paris’in Kuzey banliyösü Arnonville’de, Ermenistan’ın Fransa Büyükelçisi Nalbantyan ile Ermeni Kilisesi Başpapazı Nakaşyan’ın katılımı ile açılan anıtın, Paris’teki soykırım anıtlarının altıncısı olacağı, Fransa’daki soykırımın anıtlarının ise, 15’i aştığı belirtilirken, Ermeni lobisinin şimdiden gelecek yılda Lyon şehrinde kurulacak soykırım anıtının yerini belirlediği bildirilmektedir.

Diğer taraftan, Koçaryan yönetiminin, Türkiye’ye ve Türklere karşı uluslararası seviyede yürüttüğü sistemli kötüleme ve düşmanlık politikası ile yetinmediği, Ermenistan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın, 2001 yılında 10. sınıflar için yayınladığı tarih kitabında, Ermenistan’ın komşusu Türkiye’ye karşı düşmanca tutum izlediği, orta öğretimdeki Ermeni çocuklarına asılsız ve yanlış bilgiler vererek, Türk Milletini soykırımcılıkla suçladığı ve Türkiye Cumhuriyetinden toprak talebinde bulunduğu, yani ileriye yönelik düşmanlık tohumlarını saçtığı görülmektedir.

Oysa BM belgelerinde BM’de, asılsız Ermeni Soykırımı iddialarını tanıyan ve destekleyen bir karar alınmadığı üstelik BM sözcüsü Farinam Haq’ın 5 Ekim 2000 günkü açıklamasında “BM’nin Ermeni deneyiminin soykırım olarak nitelendirilmesine imkan verecek hiçbir raporu kabul etmediği ve onaylamadığı gerçeğini vurgulandığını görüyoruz. Böylece, BM İnsan Hakları Komisyonunun değindiği ayrımcılığın önlenmesi ve azınlıkların korunması alt komisyonunun 1973 ve 1985 tarihli raporlarında Nersisyan ve Dickran H. Boyaciyan gibi, taraf tutan ermeni yazarların makale ve kitaplarına atıfla benimsediği görüşün, bilimsel ve tarihi verilere dayanmaması sonucu olarak, herhangi bir BM kararına dönüşmediği anlaşılmaktadır.

Yorumlar kapatıldı.