İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

bianet: TRT, 40 Yıllık Verilerle Kürtçe Yayın Yapacak

Zaman Gazetesi

04/06/2004

BİA (Ankara) – Farklı dil ve lehçelerde yayın yapmaya hazırlanan TRT, bu yayınları gerçekleştirebilmek için ya 2010’da yapılacak nüfus sayımını bekleyecek ya da Devlet İstatistik Enstitüsü’nün ülkemizde konuşulan lehçeleri en son tespit ettiği 1965’e ait verileri esas alacak.

Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), AB uyum yasalarının ardından çıkardığı geleneksel dil ve lehçelerde yayın yönetmeliği ile bu konudaki yayın iznini ulusal kanallara vermişti. Yerel ve bölgesel kanallardan da devletin çıkaracağı lehçe profilini beklemeleri istenmişti. TRT, hangi lehçelerde yayın yapacağını tespit etmek için Devlet İstatistik Enstitüsü’nden lehçe ve farklı dillerle ilgili rapor istedi.

Gelen cevapta yer alan bilgilerin 39 yıl öncesine ait olması kafaları karıştırdı. TRT’ye eski bilgileri sunduklarını doğrulayan Enstitü Başkanı Ömer Demir ise lehçelerle ilgili soruların en son 1965 nüfus sayımında kullanıldığını kaydetti. Aynı sonuçları 5 ay önce RTÜK’e de gönderdiklerini belirten Demir, her iki kurumdan yeni bir talep gelmediğini söyledi. Kurumun takviminde lehçe profiline ilişkin çalışma yer almazken, uzmanlar bu bilgilerin ancak 2010’daki nüfus sayımında elde edilebileceği görüşünde.

1965 yılında Türkiye’nin nüfusunun yaklaşık 30 milyon civarında olduğunu dile getiren Demir, o yıllarda Türkiye’de Kürtçe başta olmak üzere Arnavut dili, Ermenice, Rumca, Çerkes dilinin çeşitli yörelerde yoğun olarak kullanıldığının tespit edildiğini; ancak bu sonuçların bugüne oranla çok değişmiş olacağını vurguladı.

Demir; “Bizden yeni bir çalışma istenmedi. Yeni bir çalışma arzu edilirse yaparız; ancak yeni bir çalışmanın ne kadar sürede sonuçlanacağını bilemeyiz.” dedi.

TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz’le görüşerek Çerkesçe yayın yapılmasını isteyen Kafkasya Kültür Derneği Genel Sekreteri Cumhur Bal, 1965 yılındaki verilerin dikkate alınmasının yanlış olacağını söyledi.

Bal, ‘dinleyici ve izleyici profili’ çıkarılmasına da karşı olduklarını dile getirdi. Bal, “Biz Türkiye’de Kürtlerden sonra ikinci kültürel yapıyı oluşturuyoruz. Şimdi araştırmada bu daha az gösterilirse bizim için yayın yapmayacaklar mı?” diye konuştu.

İstanbul Kürt Enstitüsü de 1965 yılında çıkarılan bir rapor dikkate alınarak yayına başlamanın yanlış olduğu görüşünde. Enstitü yöneticilerinden Alaaddin Aktaş, 1965’ten bu yana etnografik yapının çok değiştiğine işaret etti.

“Bu istatistiklere göre hiçbir bilimsel temele ulaşılamaz. Bugünün gerçekleri dikkate alınarak bir yapı oluşturulması lazım.” şeklinde konuşan Aktaş, yayınların içeriğinin belirlenmesi noktasında ise muhatap alınması gereken kurumun DİE değil Kürt dernekleri olması gerektiğini savundu.

Aktaş; “Spikerden tutun da içeriğe kadar TRT’ye yardım edebiliriz. Biz de en az bir devlet memuru kadar bu ülke için çalışıyoruz.” dedi. (EÖ/BB)

Yorumlar kapatıldı.