İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

zaman: Duduk, mey, balaban

Duduk, aynı coğrafyanın sazı olmasına rağmen üç ayrı isimle anılıyor. Ermeniler kendi sazlarıymış gibi sahiplenirken biz seyrediyoruz.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Ermeni duduk ustası Djivan Gasparyan ve Erkan Oğur konseri ile duduk ve Ermeni müziği tekrar gündeme geldi. Çıkardığı tınılarla bize de çok yakın olan duduk aslında yakın coğrafyanın sazı olmasına rağmen, bir Ermeni sazı olarak lanse edilmeye çalışıldı hep. Yakın coğrafyalarda farklı adlar ile anılan duduk, Türkiye’de mey, Azerbaycan’da balaban, Dağıstan’da yastı balaban, Gürcistan’da duduki diye biliniyor. Türkiye ise Knar Grubu ve Djivan Gasparyan’ın albümleri ile tanımıştı ‘duduk’u.

İnternetteki siteler

Mey, balaban ya da duduk aynı ya da benzer yönleri olan sazlar mı? Bu sazlar eğer aynı ise Türkiye’de ve dünyada duduk, neden Ermeni sazı olarak lanse ediliyor? Farklı adlarla anılan bu sazlar kime ve hangi kültüre ait idi? Dahası internette “Traditional Armenian Folk Instruments”, “Armenian Instruments Menu” gibi başlıklar altında binlerce web sitesi var. Bu sitelerde sadece duduk değil ud, kanun, santur, saz, kaval, tar, kemençe, Karadeniz kemençesi, tulum, davul, darbuka gibi müzik aletleri ‘Otantik Ermeni Enstrümanları’ başlığı altında değerlendirilerek, detaylı yazılı ve görsel doküman sunulmuş.

Vurdumduymazlık

İTÜ Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Süleyman Şenel, bu sazın “Ermeni Müzik Aleti” olarak adlandırılmasının, öncelikle Ermenilerin, dünyaya açılma gayretleriyle ilgili olduğunun altını çiziyor. “Biraz da milliyetçi uygulamaların etkisi olduğunu düşünüyorum. Bu çerçevede, dünya ulusları, kendi kültürlerini ve kültür değerlerini tanıtma konusunda yoğun çabalar sarf ediyorlar. Ülkemizde ise, kültür–sanat ile ilgili kişi ve kurumların faaliyetlerindeki yetersizlik ve vurdumduymazlık da bilinen bir hadise. Bölgesel bazda, kültürel alışverişin olması normal. Ancak, aşırı sahiplenme duyguları ile bir kasıt içerisinde olunarak hareket edildiğinde, insanların ve toplumların tarih önünde zor durumda kalabilecekleri kesindir.” lŞamil Kucur

Yorumlar kapatıldı.