İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

radikal: Ankara´yı dışlamak tehlikeli (The Times)

ROSEMARY RIGHTER

Tony Blair ile Türk başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortak bir noktası var: İkisi de sürekli, ülkelerinin gerçek Avrupalı olmadığına dair alaylara maruz kalıyor. Hadi Britanyalılar buna alışık, hatta gizlice hak veriyor. 1963’te Charles de Gaulle mağrur bir edayla Britanya’nın AET üyesi olamayacak kadar orta-Atlantik yapıda olduğunu söylediğinde kıkırdamaları da bu yüzdendi. Ama Türkler için bu iş şaka değil. Britanya’yla aynı yıl Türkiye de Avrupa’nın kapısını çalmış ve Britanya’nın aksine Türkiye’ye, askeri darbe eğiliminizden kurtulmayı becerebilirseniz, günün birinde neden olmasın, gibi bir imada bulunulmuştu. Britanya topluluğa birkaç yıl sonra girdi, Türkiye ise hâlâ beklemede.

AB umduğunu bulamadı

Suriye, Irak, İran ve Kafkaslar’a sınırları olan, başkenti Küçük Asya’da bulunan, nüfusu ağırlıklı Müslümanlardan oluşan bir ülkeyi kucaklama vaadini tek bir Avrupalı politikacı veya diplomatın bile ciddiye aldığını sanmıyorum. Kuvvetli bir NATO müttefikine nezaketen öyle demeyi uygun görmüşlerdir -Türkiye’nin generallerinin kulübe katılmaktansa, kulübe uygun olduklarını duymak istedikleri sanıldığından, oldukça da risksiz bir kumar oynadıklarını düşünmüşlerdir.

Eğer öyleyse Atatürk’ün Batılaştırıcı mirasının gücünü hafife almışlar. Türkleri savsaklamak, baş belası Britanyalılardan da zor çıktı. İnat ettiler. Hükümetleri yavaş yavaş, gitgide daha demokratik, daha kulüp üyeliğine uygun bir hal aldı. 1999 yılında Orta Avrupalılar akın akın kuyruğa girerken Türkiye’ye resmi üye statüsünü vermemek mümkün değildi. Güçlü İslamcı eğilimleri olan bir partiye liderlik eden, ancak şimdiye kadar Türkiye’nin laik siyasi kimliğine uymuş olan Erdoğan da, bu durumu reformları hızlandırmada mahmuz olarak kullandı.

Erdoğan bugün, Avrupa’yı anlaşmada üzerine düşeni yapmaya çağırmak için Oxford’da bulunuyor. Ekim ayında Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’nin üyelik müzakerelerine hazır olduğunu söylemesi bekleniyor. Bu durumda aralık ayındaki AB zirvesinde kesin bir başlangıç tarihi verilecek.

İkiyüzlülüğün vadesi doldu. Ve kıyamet kopuyor.

Giscard d’Estaing güldürüyor

Türk kültürü Yunan, Roma, Bizans ve İslam etkilerinin bir karışımı. Asteriks Romalı komutanlara aptal aptal oyunlar oynarken, servet ve bilgi yayan kültürlerdi bunlar. Buna rağmen, yamyam imparator Bokassa gibi uygarlık faziletleri avlayan Valery Giscard d’Estaing, Türkiye’nin AB’ye girmesinin ‘Avrupa’nın sonu’ anlamına geleceğini söylüyor. “Barışta nasıl ölçülü, zaferde nasıl soylu olunacağını Hıristiyanlara Türkler öğretti” diyen Voltaire duysa kahkahalarla gülerdi. Almanya’dan Hıristiyan Demokrat

Edmund Stoiber ise inatla, Türkiye’nin Avrupa’nın ‘ortak değerleri’nin dışında olduğunu, Avrupa’nın “özgürlük, sorumluluk ve dayanışma mücadelesi”nde rol oynamamış olduğunu söylüyor.

O dediğiniz özgürlük mücadelesinin en büyük kısmı mein Herr, dini hoşgörüsüzlüğe ve cani ırkçılığa karşı verilmişti.

Bu artık sadece önyargı olmakla kalmayıp, cahilce önyargı oluyor. Osmanlı reformcular, askerlerini eğitsinler diye Amerikan gemi yapımcılarını, Fransız eğitimcileri, Prusyalı von Moltke’yi davet etmişti. Batılılaşma onların ‘özgürlük mücadelesi’nde sanılandan çok daha büyük bir rol oynadı.

Avrupa sözünü tutmalı

İşin aslı şu; Türkiye istenmiyor, çünkü kimse Avrupa’nın yakında en büyük nüfusa sahip olacak ülkesinin Müslüman olmasını istemiyor. Ama ılımlı bir Müslüman ülkenin Avrupa ortaklığı içinde serpilip gelişememesi için hiçbir neden yok. Türkiye’yi sindirmek masraflı ve zor olacak, ama bunun yapılması şart. Çünkü karşılığında elde edilecek stratejik kazanç çok büyük: Şam’dan Orta Asya’ya uzanan yay boyunca, İslam üzerinde uygarlaştırıcı etkinin güçlenmesi.

AB üyeleri sözünü tutmazsa, Türkler bunu yenilmez Müslüman karşıtı önyargıya yoracaktır. Avrupa’nın kapısının eşiğinde Avrupa’ya soğutulmuş, istikrarı bozulmuş, bir ihtimal de köktendincileşmiş 70 milyonluk bir ülke belirebilir. Avrupa’yı ‘Avrupalı’ tutmanın bedeli, dehşet verecek kadar yüksek olabilir.

(28 Mayıs 2004).

Yorumlar kapatıldı.