İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

milliyet: `Erîvan xebêr dıde guhdarên ezîz!..´ (*)

Salih Kevirbiri

Türkiye’de Kürtçe yayının tartışmaları süre dursun, Ermenistan’da Kürtler 1955 yılından beri kendi dilleriyle radyo yayınlarına sahip. Ermenistan Ulusal Radyosu, aralarında Kürtçe ve Türkçe’nin de bulunduğu 12 dilde yayın yapıyor. Eski Sovyetler döneminde, ‘Her ulus kendi diliyle yayın hakkına sahiptir’ ibaresi, Sovyet rejimi yıkıldıktan sonra da Ermenistan’da korunmuş durumda.

Bir süre önce Ermenistan’ın başkenti Erivan’da çocukluğumun radyosunu ziyaret etme şansına sahip oldum. Radyonun Kürtçe bölüm sorumlusu ve aynı radyoda 43 yıllık bir emeğe sahip olan Keremê Seyad ile uzun uzadıya radyo hakkında söyleşiyoruz.
Sovyetler döneminde 15-20 kişilik yayın kadrosuna sahip radyo şu an Keremê Seyad, Kızı Leyla Kerem ve oğlu Tîtalê Kerem ile bazen de Sima Semend ile Cemila Celil ile ayakta kalma mücadelesi veriyor. Keza eski Sovyetler döneminde, 1990’lı yıllara kadar bir buçuk saatlik bir yayına sahip olan radyo, sonra bir saate, şu an ise yarım saate inmiş durumda. Ekonomik nedenlerden dolayı yayın kısaltma sadece Kürtçe bölümler için değil. Ermenice ve diğer dilleri de kapsamış bu kısıtlama.

Kürtlerin kalplerinin aynası

Kafkasya Kürtlerî denildiğinde Erîvan, Erîvan dendiğinde ise o efsanevi Erivan Radyosu akla gelir hemen. ‘Dapîr’ (nine) ve ‘bapîr’ (dede) lerimizin ‘Mîrze Mihemed’, ‘Keçelo’ ve ‘Kumreş’ten sonra büyük bir gururla bizlere bahsettikleri Erivan Radyosu gerçekten de kulaklarımıza sesten heykeller dikmişti.

Erivan Radyosu, ‘Kürtçe ıslık çalındı’ diye insanların ağır hakaretlere maruz kaldığı bir dönemde ortaya çıkıp, Zaxolu çiftçinin haberini Urmiyeli esnafa; Diyarbekirli bakırcı ustasının içten selamını Qamîşlo’lu öğrenciye ulaştırdı. Radyo’nun dalgalarının ulaştığı her yerde, artık insanlar ellerini göğüslerine vurarak bir seslerinin olduğuna ve bu sesin onları bir yerlerden getirip, bir yerlere götürdüğüne, kendi iç dünyalarında inandılar. Özetle Erivan Radyosu Kürtlerin kalplerinin aynasıydı ve dünyanın dört bir yanına dağılan Kürtler bu aynadan kendilerine baktılar.

Bağdat Radyosu’nda yapılan Kürtçe yayınlarda Arapça, Urmiye Radyosu’ndakilerde ise Farsça’nın etkisi görülürken, Erivan Radyosu duru bir Kürtçe ile yayınlarını sürdürmeye devam ediyor. Bağdat ve Urmiye Radyolarında Ortadoğu’da kullanılan çalgılara yer verilirken, Erivan Radyosu’nda bilur, davul, zurna, ‘fiq’ gibi yalnızca Kürtlerin kullandığı çalgılar öne çıkmakta.

Repertuara eklenen isimler

Her ne kadar ağırlıklı olarak dengbej stranları, yani enstrümansız söylenen Kürt halk ezgileri yer alsa da radyoda Kürtçe olan her türlü ezgiyi bulmak mümkün. Avrupa’da son yıllarda Kürt gençlerinin el attığı ve albümlerini bile kendileri yaptığı Kürtçe sözlü ‘pop’ ve ‘rock’ şarkılar da bunlara dahil.

Bir başka örnek ‘Kürt-rock’ın öncüsü Ciwan Haco ve daha farklı bir tarz tutturan Reşo da şimdilerde radyonun repertuarına eklenen isimler. Ama Şiwan Perver, hâlâ en revaçta olan isim.

Erivan Radyosu’nun yaydığı dalgalardan kimler geçmedi ki? Filîtê Quto ile Mamê Elê Etmankî ile yaptığı çatışmalar. Lawikê Metînî, Bişarê Çeto, Mîrzikê Zaza, Emê Gozê, Koçero, Siyabend û Xecê, Mem û Zîn, Xozan Daxê, Derwêşê Evdî, Salih û Nûrê, Heso û Nazê, Bavê Fexriya ve onlarca stran ve kılam bu radyo sayesinde geleceğe aktarıldı ve binlerce insan yine bu radyo sayesinde geçmişinin bir mezarlık olmadığına inandı ve inanmaya devam ediyor.

(*) “Erîvan konuşuyor değerli dinleyiciler!..”

Yorumlar kapatıldı.