İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

hürriyet: Bir onlar kalmıştı…

Oktay EKŞİ

BAZEN yazacak konu bulmakta zorlanırsınız. Bazen de bugünkü gibi olur. Konular küme küme karşınıza çıkar. Bir yanda Kıbrıs’taki tarihi referandum. Öte yanda son olarak Kanada Avam Kamarası’nın (Alt Meclis’in) ‘Ermeni soykırım iddialarını kabul ettiğine’ ilişkin kararı…

İnsanın aklına hemen, ‘bir onlar kalmıştı’ demek geliyor. Çünkü gerçekten Arjantin’inden Fransa’sına, Belçika’sından Avustralya’sına, İsviçre’sinden Avrupa Parlamentosu’na kadar o kadar çok ülke parlamentosu bu kararı çıkarttı ki, nerdeyse ‘çıkartamayan hangi ülkeler?’ diye soracak noktaya geldik.

Bu kararların tarihi gerçeklerle uyumlu olup olmaması ayrı bir mesele. Biz diyoruz ki ‘Hayır! Ortada Türkler tarafından yapılmış bir katliam yok. Kendi devletine karşı silahlı mücadele başlatmış, hatta kendi devletiyle savaşan Ruslarla birlik olup kendi ülkesine saldırmış bir kesimin işlediği cinayetler ve ona karşılık verenler var. Buna katliam değil, olsa olsa karşılıklı öldürme adı verilebilir. O nedenle olaylar sadece Ermeniler yönünden değil, Türk halkı yönünden de vahimdir’.

Ne bunu ne de ‘Bu konunun tarihi gerçeğini parlamentolar değil tarihçiler ortaya çıkartabilir’ şeklindeki itirazımızı dikkate alıyorlar.

Daha da vahimi şu:

Siz bizim savunduğumuz bu görüşü eğer İsviçre’de veya Fransa’da alenen savunursanız, örneğin bir gazetede ‘Türkleri de Ermeniler öldürmüştür. O nedenle olaylar katliam sayılamaz’ diye yazarsanız açıkça suç işlemiş sayılırsınız. Çünkü bu amaçla çıkartılmış özel yasa var.

Dünyanın en uygar toplumu olarak geçinen İsviçre’de böyle bir yazı aynı şekilde suç teşkil eder. Sonuçta hapsedilirsiniz.

Hani bu ülkeler ifade özgürlüğüne çok bağlı geçiniyorlar ya… İşlerine öylesi gelince gördüğünüz gibi en masum bir savunmayı dahi ‘suç’ haline getirebilirler.

Tıpkı ‘Yahudiler (özellikle İkinci Dünya Savaşı öncesi ve savaş dönemi Yahudileri) aleyhine bir şey yazmanın (hatta alenen söylemenin) hemen tüm Avrupa ülkelerinde suç sayılması’ gibi.

İnsanın aklına ister istemez dünyanın tepsi gibi düz değil, top gibi yuvarlak olduğunu ve güneşin etrafında döndüğünü söylediği için Engizisyon Mahkemesi tarafından Galileo’nun suçlu bulunması örneği geliyor.

Gerçi Galileo’yu korkutup ‘Evet kabul ediyorum. Dünya yuvarlak değildir’ dedirttikleri bilinir (ders kitapları tam aksini yazar) ama ne yaparsınız ki gerçeği baskıyla değiştirme olanağı yoktur.

Batılı dostlarımız (!) Türkiye (hatta Türkiye de değil Osmanlı İmparatorluğu) aleyhindeki bu kararları parlamentolarından geçirirken acaba sadece bir dakika süreyle kendi geçmişlerine bakmıyorlar mı? Örneğin Afrika’nın şimdi Ruanda diye bilinen ülkesini uzun yıllar sömüren Fransızlar ile Belçikalılar, bundan sadece 10 yıl önce Ruanda’da Hutu’ların, 1 milyon Tutsi’yi öldürmelerinden hiç suçluluk duymuyorlar mı?

Türkiye Cumhuriyeti’nin, 1915 olayları konusunda hukuki sorumluluğu zaten yoktur. Ama ahlaki sorumluluğu, onların Tutsi katliamındaki sorumluluğu kadar bile değildir.

Yorumlar kapatıldı.