İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

akşam: Dağlık Karabağ sorunu

Yavuz Gökalp Yıldız

Kafkasya, Rusya için yaşamsal öneme sahip. Bu bölgeden çekilmesi, Ural Dağları’ndan aşağıya inememesi anlamına gelir. Orta Asya üzerinde kontrolünü yitirir. Ortadoğu ile bağlantısı kopar. Karadeniz’deki gücü ve Türkiye üzerindeki baskısı azalır. Enerji havzalarını kontrol edemez.

Türk dünyasının birlikteliğinin düğümünü de bu bölge oluşturuyor. Türkiye’nin doğuya açılımının ana hattı Kafkasya’dan geçiyor.

Bu jeostratejik değerlendirmeler her ne kadar eski gibi görünse de, hala geçerliliğini korumaktadır. Bunu uygulanan politikalarda görmek mümkün.

Rusya bölgede hala önemli güç!

Rusya’nın Kafkasya politikası, taktik değişikliklerin dışında stratejik açıdan devamlılık arz eder. Çarlık döneminde etnik sorunlar ve buna bağlı iskan politikaları SSCB döneminde de sürdürülmüştür. Kriz alanları, Kafkasya’nın denetlenmesinde önemli rol oynadı, oynuyor!

1991’den sonra bölgede etkinliğini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Rusya, bölge ülkelerindeki etnik çatışmaları kışkırtarak ya da kullanarak bölgede kalmayı başarmıştır. ‘Adriyatik’ten Çin Seddine’ hamaseti, Rusya’nın yanı sıra birçok Batı ülkesini de tedirgin etmiş ve sonuçta Ermenistan’ın Karabağ’ı işgaline ses çıkarılmamıştır. Bu temelde verilen örtülü destekle Ermenistan Karabağ’ı işgal etmiştir!

Karabağ’ın işgali ile Türkiye’nin Türk dünyasıyla coğrafi bağının kesilmesi, Rusya, İran, Fransa, ABD, İngiltere gibi birçok ülkeyi rahatlatmıştır!

Bölgedeki istikrarsızlık Rusya’nın yanı sıra diğer ülkelerin de, tarafları etkileme gücü elde etmesine olanak sağlamıştır. Rusya, AGİT Minsk grubu içinde yer alarak hem sürece dahil olmuş, hem de Azerbaycan üzerinde etki yaratma olanağı elde etmiştir.

Ermenistan’ı kurtarma planı !

Karabağ’ın işgali Ermenistan’ı güçlendirmemiş, tersine zayıflatmıştır. Ter-Petrosyan bunun bilincindeydi. Ancak Türkiye’nin politikasızlığı Ter-Petrosyan’ın iktidarı, Ermenistan’da aşırı milliyetçilere teslim etmesine yol açtı. İktidardaki ‘Karabağ klanı’ önceliği, ekonomik-toplumsal sorunlara değil, Türk düşmanlığına verdi. Bu politika ve ambargo Ermenistan’ı daha da yoksullaştırdı. 2 milyona yakın Ermeni ülkesini terk etmek zorunda kaldı.

Azerbaycan’da ise tam tersine bir gelişme yaşandı. Karabağ’ın işgali, ulusal birlikteliği güçlendirdiği gibi, barışçı tutum Azerbaycan’a prestij kazandırdı.

Aralık 1996’da Lizbon’da AGİT zirvesinde sorun görüşüldü. Çözüm için, Ermenistan ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün korunması, Azerbaycan içinde ‘self-determination’ hakkına sahip Karabağ’ın yasal statüsünün korunması ve güvenliğinin garanti edilmesi, Karabağ’ın altı ilinin tarafsız hale getirilmesi, iki ilde barış gücünün görev yapması ve buralara Azerbaycan Türkleri’nin yerleştirilmesi gündeme geldi. Azerbaycan görüşmelere temel oluşturması açısından bu ilkelere itiraz etmezken, Ermenistan bu ilkeleri kabul etmedi.

Kimin uzlaşmaz olduğu ortada. Buna rağmen şimdi, Kuzey Irak gibi, Ermenistan’ı kurtarma ve Türkiye üzerinden finanse etme politikası gündemde…

Yorumlar kapatıldı.