İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

zaman: ‘Türkiye, Karabağ çözülene kadar Ermeni sınırını açmama sözü verdi’

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in davetlisi olarak iki günlük resmi ziyaret için bugün Türkiye’ye geliyor.

Ziyaret öncesi Zaman’a konuşan Aliyev, Türkiye’nin Dağlık Karabağ problemi çözülene dek Ermenistan sınır kapısını açmama sözü verdiğini belirtti.

Azeri kamuoyunda bu konuda oluşan tepkinin özellikle Amerikalı yetkililerin son dönemdeki açıklamalarından kaynaklandığını ifade eden Aliyev, Ankara’nın verdiği sözün kendisi için yeterli olduğunu kaydetti. “Gücümüz birliğimizdedir.” diyen Azerbaycan Cumhurbaşkanı, ikili ilişkilerde bu siyaseti devam ettireceğini vurguladı. Aliyev, Ankara’nın Karabağ sorununda arabulucu olmasını istediklerini; ancak buna Ermeni tarafının da olumlu yaklaşması gerektiğini söyledi. Türk işadamlarına yatırım çağrısında bulunan Aliyev, ülkesindeki Türk liselerinin Azerbaycan’ın geleceği için donanımlı kadrolar yetiştirdiğine işaret ederek, “Ülkenin cumhurbaşkanı olarak söz konusu liselerin faaliyetlerini genişleterek devam ettirmelerini istiyorum.” dedi. Bakü-Ceyhan petrol boru hattının vaktinde bitirileceğini dile getiren Aliyev, Kazakistan’ın da projeye katılmak istediğine dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Aliyev, iki ülkeyi birbirine yaklaştıran ilkeli yayınlarından dolayı Zaman Gazetesi’ne teşekkür etti. Aliyev’in bugünkü ziyareti, Azerbaycan’daki ‘Türkiye Ermenistan’a kapı açıyor’ söylentileriyle oluşan bir atmosferde gerçekleşmesi açısından önem taşıyor.

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türkiye ziyareti öncesi Karabağ probleminden siyasi ilişkilere, Orta Asya ülkelerinin entegrasyonundan ekonomik ve kültürel ilişkilere kadar birçok konuda Zaman’ın sorularını cevapladı:

Türkiye ziyaretinizin arefesinde Azerbaycan’da “Türkiye, Ermenistan’a kapılarını açıyor.” söylentisi dolaşıyor. Bu konuda size yansıyan somut bir gelişme var mı?

Bana resmen en ufak bir gelişme yansımış değil. Eylül ayında başbakan olarak Türkiye’ye yapmış olduğum ziyaret sırasında konu gündeme gelmişti. Türkiye hükümet ve devlet yetkilileri, çok açık ve net bir şekilde Dağlık Karabağ problemi çözülene kadar Ermenistan’a kapıların açılmasının söz konusu olmadığını belirtmişlerdi. Cumhurbaşkanı olarak bu açıklama bana yeterli.

Meselenin kamuoyunda tartışılmasına gelince, herhalde bu tepki doğaldır. Bazı kaynaklardan sürekli bu tür gelişmeler yayılıyor. Bildiğiniz gibi ABD yetkilileri bununla ilgili artık açık bazı ifadeler kullanmaya başladı. Kamuoyundaki endişenin asıl nedeni bu. Bir kısım büyük devletler, çıkarlarını gerçekleştirmek için bazı baskılar yapabilir. Azerbaycan da 1990’lı yıllarda defalarca böyle baskılara maruz kalmıştı. Bakü-Ceyhan boru hattını hayata geçirmede niyetini açıkladığında Azerbaycan’a çok büyük baskılar geldi. O dönemde çok zayıf bir ülke olmamıza rağmen baskılara dayandık. Türkiye ise güçlü bir ülke. İnanıyoruz ki baskılara boyun eğmeyecektir.

Bu meselenin Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine hiçbir zaman halel getirmeyeceğinden eminim. İki ülke kardeşliği ve dostluğu ebedidir. Bu bugün de, 100 yıl sonra da 300 yıl sonra da bu böyle olmalı.

Karabağ probleminin çözümünde Türkiye ve özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan, Kıbrıs meselesindeki somut adımların benzerlerini atarak arabuluculuk rolü oynayabilir mi?

Türkiye, şimdiye kadar siyasi olarak her zaman yanımızda oldu ve olacak. Karabağ problemindeki desteğine ve niyetine çok önem veriyoruz. Ve uluslararası teşkilatlarda ve formlarda Azerbaycan’ın yürüttüğü siyaseti desteklemiştir. Elbette ki Türkiye’nin meselenin çözümü konusunda daha faal bir şekilde rol oynamasını istiyoruz. Ama bunu Ermenistan’ın da istemesi gerekiyor. Ermenistan da buna müsbet tepki göstermeli…

Uluslararası teşkilatlar ve devletler, Karabağ probleminde şimdiye kadar somut bir çözüm üretemedi. Azerbaycan bu konuda ne kadar daha bekleyebilir?

Biz bu meselenin er veya geç hal olacağına hâlâ inanmak istiyoruz. Ancak tabii ki, bu kadar göçmenin evsiz yurtsuz kalmasına, bu şartlarda yaşamasına dayanacak gücümüz artık son aşamasında. Dünya artık çifte standarda son vermeli. Ermenistan yavaş yavaş birçok teşkilat ve ülke tarafından işgalci bir devlet olarak kabul edilmeye başlandı. Bu Avrupa şûrasının resmi kayıtlarına geçti. Yıllardan beri Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Minsk grubunun çalışmalarından elbette çok rahatsızız. Çünkü faaliyetinin neticesi yoktur.

Konunun iki yönü var. Birincisi biz her devletin toprak bütünlüğüne saygı duyduğumuz gibi bizim de Ermeniler tarafından işgal edilen topraklarımızın şartsız bir şekilde bize teslim edilmesini istiyoruz. Ondan sonra Dağlık Karabağ statüsünü müzakere edebiliriz.

İkincisi ise Ermenistan’ın ileri sürdüğü konu: Dağlık Karabağ’daki Ermeni halkın geleceğidir. Yani ya Karabağ Ermenilerinin Ermenistan’la birleştirilmesini ya da Dağlık Karabağ’a bağımsızlık statüsü verilmesini istiyorlar. Biz bunu asla kabul etmeyeceğiz. Çünkü bugün Ermeniler sadece Dağlık Karabağ’da değil, Gürcistan’da, Türkiye’de, Fransa’da, Amerika’da yaşıyor. Her bulundukları ülkeden devlet mi talep etmeliler?

Babanızın ‘efsane’ olarak nitelediği Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattı önemli aşamaya geldi. Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattı konusunda da aynısını söyleyebilir miyiz?

BTC hattında işin yarıdan çoğunu bitirmiş durumdayız. Azerbaycan’a ait çalışmaların vaktinde bitirileceğini umuyorum. Dünyanın en büyük enerji projesi olan BTC hattının zamanında hizmete sokulacağından eminiz. Bu hat, Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ın kalkınması anlamına geliyor.

Gaz hattının çalışmaları da devam ediyor. Şahdeniz gaz yatağında çalışmalar var. Boru hattının yapılması için büyük kaynağa ihtiyaç var. Er ya da geç Azerbaycan gazı Erzurum’a ordan Yunanistan’a ve Avrupa’ya akacak. Kimsenin bundan şüphesi olmasın.

İki proje de her üç ülkeyi yakınlaştıracak ve jeo-siyasi meraklarımıza uygun netice verecektir. ‘Azerbaycan’ın imkanları Türkiye’nin, Türkiye’nin imkanları da Azerbaycan’ın hizmetindedir.’ diye düşünüyorum.

Geçtiğimiz günlerde Kazakistan’a resmî ziyarette bulundunuz. Kazak petrolüyle ilgili yeni gelişmeler var mı?

Hiçbir bölgesel işbirliği, Azerbaycan’ın katılımı olmadan gerçekleşemez. Bu konuda Kazakistan’ın da fikri netleşmiş. Sayın Nursultan Nazarbayev’in davetlisi olarak Astana’ya gittim. Nazarbayev, Bakü-Ceyhan’a katılma konusunda açıklamada bulundu. Bu da BTC için önemli bir gelişme. Bu projenin tam kapasite çalışmasından sonra bölgede daha farklı ve sürpriz gelişmelerin olacağını düşünüyorum.

Göreve gelir gelmez, Orta Asya’nın iki önemli ülkesi olan Özbekistan ile Kazakistan‘a resmî ziyartte bulundunuz. Türk cumhuriyetleri arasındaki entegrasyondan memnun musunuz?

Biz, kardeşler arasındaki ilişkilerin iyileşmesini istiyoruz. Son zamanlarda ilişkilerde zayıflama müşahede ediliyor. Haydar Aliyev, bu konuya çok önem verirdi. Başlangıçta atılan güzel adımların önümüzdeki dönemde de devam ettirileceğine inanıyorum.

Halen hem Cumhurbaşkanlık hem de Milli Olimpiyat Komitesi’nin başkanısız. Sporla direkt ilgilenen belki de tek cumhurbaşkanısınız?

Şimdiye kadar her iki görevi yürüten olmamış. Bu da ülke sporu için önemli bir avantaj.

Türk işadamlarının Azerbaycan ekonomisine katkısını nasıl görüyorsunuz? Yeni dönemde Türk yatırımcılarından neler bekliyorsunuz?

Azerbaycan, yabancı yatırımlar açısıdan diğer BDT ülkelerinin birçoğuna göre ilk sırada yer alıyor. Türk işadamları ülkemizde çok büyük işler yapıyor. Hem hizmet, hem sanayi hem de petrol sektöründe olan faaliyetlerinden çok memnunuz. Türk işadamlarıyla görüşmelerimizde onları daha çok yatırım yapmaları konusunda teşvik ettim. Kapılarımız Türk işadamları için sonuna kadar açık. Yatırımlar için her türlü şartı oluşturmaya hazırız.

13.04.2004

Enes Cansever

Bakü

Yorumlar kapatıldı.