Dini konulu bir filmin bu kadar büyük bir kitleye ulaşabileceğini hayal dahi edemeyen Amerikan film endüstrisi, Mel Gibson’ın filminin ardından “dini filmler” akımını başlatmaya hazırlanıyor. Aylarca filmini dağıtacak şirket bulamayan, Amerikalı birçok sinema eleştirmeni ve Musevi örgütleri tarafından “Yahudi düşmanlığı aşılıyor” suçlamalarıyla karşı karşıya kalan Gibson, filminin vizyona girmesinin ardından rahat bir soluk aldı. Gibson’ın bu başarısıyla birlikte Amerika, bugüne kadar ihmal ettiği yeni bir sinema izleyicisi kategorisini de fark etti: Dini film tutkunları. Amerika’da yapılan kamuoyu yoklamalarına göre ayda en az bir kez kiliseye giden Hıristiyanlar, yüzde 39’luk bir oranla sinemada dini film izlemeyi seviyor.
Bunun ardında her 10 Amerikalı’dan 8’inin İncil’e koyu bir şekilde inanmasının yattığını belirten araştırmacılar, genellikle göz ardı edilen bu dindar geniş kitlenin, eğer onların beğenisine göre filmler yapılırsa, yeniden sinema salonlarına dönebileceğini düşünüyor. Gibson’ın filminin yakaladığı başarının ardından Amerikan ABC televizyonunun Hz. İsa’ya ihanet eden ‘Judas’ adlı havarinin hayatını konu alan bir filmi gösterime sokması da raslantının ötesinde bir adım olarak değerlendiriliyor. Amerikan film endüstrisinin önde gelen isimleri de bunun sadece bir başlangıç olduğunu söylüyor ve ekliyorlar: Dini içerikli filmler dönemi başlıyor!
Yorumlar kapatıldı.