İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

hürriyet: Ya Ekumenik de olsaydı…

Oktay EKŞİ

İyi ki İsmet Paşa, Patrikhane’nin ‘‘Türkiye yasalarına tabi dini bir müessese’’ olduğunu ve ‘‘dini konular dışında hiçbir meseleyle meşgul olmayacağını’’ Lozan’da yedi düvele (devlete) kabul ettirmiş.

Bize bu sözü, son günlerde gazetelerde yer alan Rum Ortodoks Patrikhanesi ile ilgili haberler söyletiyor:

Patrik Bartholomeos, Patrikhane’nin en önemli karar mercii olan 12 kişilik Sen Sinod (St.Synode) Meclisi’nin üyelerinden 6’sını değiştirmiş. Bunların yerine biri Türkiye Cumhuriyeti, diğerleri ABD, İngiltere, Yeni Zelanda ve 2 de Yunanistan vatandaşı üyeler tayin etmiş.

Şimdi tartışılan mesele, Patrik Bartholomeos’un Türk vatandaşı olmayan din adamlarını bu göreve getirmeye yetkisi var mı, yok mu sorusu…

Bu soruya net yanıt verebilmek için önce Patrikhane’nin hukuk zeminindeki yerini net olarak ortaya koymak gerek:

Patrikhane Türkiye’nin bir kurumu ise, Patrik hazretleri de her konuda Türkiye yasalarını göz önünde tutmak, onlara uymak zorundadır.

Örneğin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan kimse Patrikliğe getirilemez. Nitekim 1948 yılında Rum Ortodoks Patrikliği’ne seçilen New York Başpiskoposu Athenagoras’ın bu sıfatı üstlenebilmesi için kendisi Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edilmiştir.

Aynı şey yaygın görüşe göre Sen Sinod Meclisi üyeleri için de geçerlidir. Ancak Patrik seçiminin nasıl yapılacağına ilişkin 6 Aralık 1923 tarihli İstanbul Valiliği yazısı ortada yoktur. O nedenle bu noktanın aydınlanması daha ileri düzeyde araştırma yapılmasını gerektirmektedir.

Aslını ararsanız meselenin özü 6 metropolitin vatandaşlık bağından da önce Fener Patrikhanesi’nin Ekumenik sayılıp sayılmamasıdır.

Bilindiği gibi Bartholomeos kendisinin Ekumenik yani Evrenselliği kabul edilmiş bir Patrik olduğu iddiasındadır.

Oysa Türkiye devleti açısından Fener Patrikhanesi yukarıda söylediğimiz gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kurumudur.

Türkiye’nin kendi kurumunu, kendisinin üstünde bir yere çıkartması ondan beklenebilir mi?

Kaldı ki Fener Rum Patrikhanesi’nin Ortodoks dünyasındaki yeri sadece Türkiye açısından değil, öteki Ortodoks Kiliseleri açısından da tartışılmalıdır. Örneğin Fener’in Ekumenikliğini örneğin Moskova’daki Başpiskopos kabul etmemektedir. Ama Bartholomeos’un öteki ülkelere gittiği zaman Ekumenik Patrik muamelesi gördüğü de bir gerçektir.

Görüldüğü gibi ortada sessiz şekilde yürütülen bir kavga var. Fener Patriği Bartholomeos Lozan’ın çemberini kırmak ve Patrikhaneyi Osmanlı döneminin pervasızlığına kavuşturmak için uğraşıyor. Hatta yasalarımızın emredici hükümlerinin bile yok sayılmasını ve Patrikhaneye bağlı olarak ‘‘Heybeliada Ruhban Okulu’’nun tekrar açılmasını istiyor. Arkasından Türkiye’de tarikat okulları açılması söz konusu olur mu olmaz mı onu ilgilendirmiyor.

Daha da önemlisi, ileri görüşlü(!) hükümetimiz bunlara çanak tutuyor.

Yorumlar kapatıldı.