İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

radikal2: Yüzlerce ya da binlerce İncil…

İSA KARATAŞ

Sayın Mehmet Ali Gökaçtı’nın 11 Ocak 2004 tarihli Radikal İki’de yayımlanan “Kuran’ın toplanması ve sonrası” başlıklı yazısında yer alan bir cümle dikkatimi çekti. Yazının konusu İncil olmamasına rağmen, İncil ile ilgili olarak şöyle bir cümleye yer verilmiş:

“… Ve böylece belki de, İslam bilginlerinin daha sonra bir zamanlar Hıristiyan din adamlarının yapmak zorunda kaldığı gibi konsül toplayıp yüzlerce İncil metni arasından bazılarını seçmelerine benzer bir durumun önüne de geçilmiş olur…”

Hıristiyanlık konusunda bilen bilmeyen, hemen herkes fikir yürütüyor, yazılar yazıyor. En somut örnek de, elimizde bulunan İncil’in kitaplaştırılması konusunda ileri sürülen görüşler olsa gerek. İncil’in İS 325 yılında toplanan İznik Konsili tarafından “birçok İncil’den seçilerek oluşturulduğu” sık sık ileri sürülüyor. Tarihsel gerçeklere uymayan bu iddiayı ileri sürenler ‘rakamlar’ konusunda bir türlü anlaşamıyorlar. Sayın Mehmet Ali Gökaçtı her ne kadar ‘yüzlerce İncil metni arasından’ bir seçim yapıldığını söylüyorsa da, bu konuda çok farklı düşünceler de mevcut:

“Yirmiyi aşkın” diyenler var. (Rüştü Şardağ, 13 Şubat 1994 Milliyet, “Batı’da Laiklik”).

“Otuz altı adet” diyenler var. (Bilim Araştırma Grubu, “Masonluk ve Kapitalizm”)

“Elli dört adet” diyenler var. (Harputlu İshak Efendi, “Cevâp Veremedi -Dıyaul – Kulûb”)

“Altmıştan fazla” diyenler var. (Emine Ö. Şenlikoğlu, “Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar”)

“Yüz küsur” diyenler var. (Samiha Ayverdi, “Misyonerlik Karşısında Türkiye”)

“Yüzlerce” diyenler var. (Osman Güngör Fevzioğlu, Ahmet Okutan, Turgut Durukan, “Askerin Din Bilgisi”/ Emine Ö. Şenlikoğlu, “Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar”)

“İki yüz yetmiş adet” diyenler var. (Muhammed Atâurrahîm, “Bir İslam Peygamberi Hz. İsa”)

“Üç yüz doksan altı adet” diyenler var. (Bilim Araştırma Grubu, “Yahudilik ve Masonluk”)

“Bin civarında” diyenler var. (Ahmed Lütfi Kazancı, “Hz. Adem’den Hâtemü’l – Enbiyâ’ya Kurân’ın Tanıttığı Peygamberler”)

“Dört bin adet” diyenler var. (Muhammed Atéurrahîm, “Bir İslam Peygamberi Hz. İsa”)

“Dört bin’i aşkın” diyenler var. (Ahmet Deedat, Edip Yüksel, “Kitab-ı Mukaddes Allah Sözü müdür?”)

“Dört bin dört yüz adet” diyenler var. (Yeni Çağrı – Aylık İslami dergi, Mayıs 1993, “Barnaba İncili Neden Yokedilmeye Çalışıldı?” başlıklı imzasız yazı.)

Hemen herkesin farklı ve birbirinden çok uzak bir rakam vermesi, bu iddianın doğruluğunu yeterince sarsıyor. Zaten bunların hemen hepsinin en ufak bir tarihsel kaynak ve dayanakları da yok. İznik Konsili konusuna değinen ciddi araştırmaların hiçbirinde bu tür bir iddia bulunmaz.

“Gerçekleri Saptıranlar” adlı kitabımızda geniş bir şekilde ifade ettiğimiz gibi, İS 325 yılında toplanan İznik Konsili’nin toplanma amacı elimizde bulunan İncil’i “yirmiyi aşkın” ya da “dört bin dört yüz adet” eserden seçmek değildi. Zaten İncil İznik Konsili’nden en az 200 sene önce elimizdeki şeklini almıştı. Bu konsilin toplanma amacı, Aryus adlı din adamının İsa Mesih konusunda ileri sürdüğü görüşleriydi. Aryus’a göre İsa Mesih’i Tanrı ile eşit görmek yanlıştı. İznik Konsili Aryus’un görüşlerini dinledi, uzun bir süre tartıştı ve yanlış olduğuna karar verdi. Konsilden çıkan karar da özetle şu şekildedir:

“Her şeye gücü yeten, görülen ve görülmeyen tüm varlıkların yaratanı olan bir tek Baba Allah’a inanıyoruz. Bir tek Rab İsa Mesih’e de inanıyoruz; Allah’ın Oğlu, Baba’dan doğan, biricik oğul, yani Baba’nın öz varlığından oluşan, Allah’tan Allah, Nurdan Nur, gerçek Allah’tan gelen gerçek Allah, yaratılmış değil, doğrulmuş, Baba’nın aynı öz varlığına sahip olan, kendi aracılığıyla gökteki ve yerdeki her şey yaratılmış, biz insanlar için ve kurtuluşumuz için gökten inmiş, insan bedeni almış ve insanlar arasında yaşamış, sıkıntı çekmiş ve üçüncü günde ölümden dirilmiş, göğe yükselmiş, dirilerle ölüleri yargılamaya tekrar gelecek olan O’dur. Ve Kutsal Ruh’a da inanıyoruz.”

Konsil’in aldığı bu karar, o tarihten itibaren Hıristiyanlığın
“İman İkrarı” (Amentüsü) haline geldi ve daha sonraki konsillerde geliştirildi. Bu ‘İman İkrarı’ Hıristiyan olmanın en önemli esaslarından biri olarak kabul ediliyor ve halen hem Katolik hem Ortodoks hem de Protestan kiliseler tarafından kullanılıyor.

Türkiye Protestan Kiliseler Birliği

Haberle ilgili siteler

http://www.gercegedogru.com

Yorumlar kapatıldı.