İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

yög: Ermeni diye önü kapatıldı

FATMA KOÇAK

HABER MERKEZİ – Ermeni asıllı olduğu için Türkiye Milli Takımı’na alınmayan ve Bayanlar Futbol Ligi’nin en başarılı futbolcularından olan Hemşire Rebeka Fırıncıyan, kadın futbolcuların promosyon amaçlı kullanıldıklarını ve geleceklerinin olmadığını belirtti. Fırıncıyan, azınlıkların maruz kaldığı ayrımcılığın son bulmasını istedi.

Futbol oynamaya Almanya’da başlayan Rebeka Fırıncıyan, Ermeni asıllı olduğu için “ASALA üyesi olmakla” suçlandığını belirtti. Kendisine yapılan haksızlık nedeniyle futbolu bırakmak zorunda kaldığını ifade eden Fırıncıyan, “Türkiye’de birçok alanda olduğu gibi futbolda da ayrımcılık yapılıyor. Kendilerine uyan kişiler arıyorlar. Bu nedenle futbolu bıraktığım için pişman değilim” dedi.

İlkokuldan itibaren futbola büyük ilgisinin olduğunu kaydeden Fırıncıyan, bunu da esprili bir dille, “Genelde kızların eline oynamaları için bebek verilir. Ben elime, bebek yerine top aldım ve bir daha da bırakmadım” diyor. Fırıncıyan, aynı zamanda Türkiye Bayanlar Futbol Ligi’nde ilk “gol kraliçesi” olarak da biliniyor.

‘Kadınlara ekmek yok’

Yaşamına birçok başarıyı sığdıran Fırıncıyan, futbolun yanı sıra hemşirelik mesleğinden de vazgeçmemiş. Futbola ve hemşireliğe Almanya’da başlayan Fırıncıyan, “Almanya’da ikinci lig takımlarından PSV Berlin’de profesyonel futbol oynadım. Ama sadece top peşinde koşmadım, aynı zamanda okuluma da devam ettim. Çünkü futbol erkek egemen bir spor dalıdır; kadınlar, bu meslekte yaşamını kazanamaz. Özellikle Türkiye’ye döndüğümde bunu daha iyi anladım. Kadınlara bu alanda ekmek yedirmiyorlar” dedi.

‘Reklam için kullanıyorlar’

Almanya’da fazla yaşayamadığını ve 1984’te doğduğu topraklara geri döndüğünü, ancak Türkiye’de futbolun çok gelişkin olmaması nedeniyle 2 yıl voleybol oynadığını belirten Fırıncıyan, şöyle konuştu “Futbol oynayan kadınlarla tanıştım ve Sitespor’da yeniden futbol oynamaya başladım. Birçok turnuvaya katıldık ve şampiyonluklar aldık. Arkasından Dinarsu’ya transfer oldum. Ancak kadınları futbolda reklam aracı olarak kullanmaya çalıştıklarını burada gördüm ve dayanamayarak eski takımıma geri döndüm. O dönem kadın futbolu bayağı ilgi görmeye başlamıştı. Birçok büyük şirket reklam için bayan futbol takımlarını kullanıyorlardı.”

Örgüt üyesi suçlaması

Futbol yaşamının en parlak döneminde Fenerbahçe’ye transfer olan Fırıncıyan, başarılı oldukça önüne etnik kimliğinin çıkarıldığını anlattı. Rebeka Fırıncıyan, Fenerbahçe’de oynarken yaşadıklarını şöyle anlattı: “Fenerbahçe’de 2 defa gol kraliçesi oldum. Daha sonra kadın takımı kapatıldı ve bizi Taçspor’a aktardılar. Ancak burada hakkım olmasına rağmen, takım kaptanlığını bana vermediler. Neden böyle yapıyorsunuz, diye sordum; ama cevap alamadım. Sonradan öğrendiğime göre kulüp başkanı, ‘O Ermeni, kesin ASALA isimli örgüte yardım ediyordur, onu kaptan yapmayalım demiş.’ Bunu öğrendiğimde çok kötü oldum. Çünkü ben bu topraklarda yaşayan biriyim ve Türkiye vatandaşıyım. Genel bir bakış açısı var. Sanki her Kürt bu ülkeyi bölmek istiyormuş ya da her Ermeni, ASALA üyesiymiş gibi. Ama ben yine futbolumu oynadım.”

‘Elin gavuru’ dediler

Ayrımcılığın Türkiye Milli Takımı seçmelerinde de devam ettiğini ve en sonunda pes etmek zorunda kaldığını söyleyen Fırıncıyan, “1996 yılında milli takım seçmeleri vardı ve ben yılın gol kraliçelerinden biriydim. Buna rağmen, çok istediğim halde, beni milli takıma almadılar. Bunun nedenini sorduğumda, sebebi yine aynıydı: Ermeni ve Hıristiyan olmam. İsimlerimiz önlerine geldiğinde, bu kim diye araştırıyorlar ve ‘Elin gavuru milli takımımızda yer alacağına kendi kızlarımızdan biri olsun’ diye beni takıma almadılar. Bunları duyduktan sonra artık, o camiada kalamazdım. Böyle bir ırkçı tutumdan sonra artık, trilyon da verseler o formayı giymem dedim ve çekip gittim. Hemşire olarak çalışmaya devam ettim. Ara sıra arkadaşlarla halı sahada oynuyoruz” dedi.

Futbolun Türkiye’de erkekler için meslek olduğunu, ancak kadınların böyle bir şansının olmadığına bire bir tanıklık ettiğini söyleyen Fırıncıyan, “Biz oynadığımız dönemde, nerdeyse cebimizden para vererek futbol oynuyorduk. Erkeklerle kadınlara kesinlikle aynı davranılmıyor. Bizi sadece bir dönem büyük şirketler reklam için kullandı. Onun dışında bu spor gerçekten bu işi seven ve uğraşmak isteyen kadınların meslek edinebilecekleri bir iş değil. Federasyon bizi desteklemiyor. Erkeklere trilyonlar veriliyor. İş kadınlara gelince öyle olmuyor. Kadın futbolunun geleceği yok, o yüzden bıraktığıma da çok pişman değilim. Kadınların her alanda olduğu gibi futbolda da erkeklerin çıkarlarına alet edilmeye çalışıldığını görüyorum ve bu beni rahatsız ediyor” diyerek sitemde bulundu.

Rebeka Fırıncıyan kimdir?

1963’te İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Almanya’da tamamladı. Berlin’de hemşirelik eğitiminin yanı sıra profesyonel olarak futbolculuğa devam etti. Almanya Kadınlar Ligi’nde PSV Berlin takımında bir süre forma giydikten sonra 1984’te Türkiye’ye kesin dönüş yaptı. Hemşireliğin yanında sporu da kendine uğraş olarak seçen Fırıncıyan, 2 yıl voleybol oynadıktan sonra, 1989’da futbola geri döndü. Birçok takımda futbol oynadı. Türkiye Bayanlar Futbol Ligi’nde 2 kez “gol kraliçesi” oldu.

Kadın futboluna bir darbe de federasyondan

İSTANBUL – 16 yaşından büyük kadın futbolcuları liglerde oynatmama kararı alan Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu kararı futbolculardan büyük tepki gördü. Sağlıklı bir lig oluşturma gerekçesiyle bu kararı aldığını belirten federasyona tepki gösteren futbolcular ise Futbol Federasyonu’nun Bayanlar Ligi’ne ödenek ayırmamak için eşcinsel futbolcuları bahane ettiğini belirtiyor.

Türkiye’nin tartışmasız en sevilen spor dalı olan futbol, tüm dünyada büyük paraların döndüğü bir sektör. Seyircisiyle, oynayanıyla genellikle erkeklerin ilgi alanı olan futbola, merak salan kadınlar ise federasyon tarafından engelleniyor.

Türkiye Futbol Federasyonu’nun sağlıklı bir kulüpleşmeye gidilmesi amacıyla 1988’den önce doğanlardan ligde oynama hakkını alması kadın futbolcuların tepkisini çekti. Lisanslı olarak futbol kulüplerinde oynayan 200-250 kadın futbolcunun geleceği ise meçhul.

“Bayanlar Ligi” Türkiye’de 1993 yılından itibaren düzenlenmeye başladı ve büyükler kategorisinde organize edildi. Ligler ilk başladığında 25 takımdan oluşan “Bayanlar Ligi”nde federasyonun ödenek ayırmamasından dolayı takım sayısı her yıl düşüş gösterdi. 1997’den bu yana ise kadınlar ligi yapılamıyor. Türkiye Bayanlar Futbol Ligi’nin geleceğini ilgilendiren bu karara birçok futbolcu tepki gösterirken alınan karar tartışmaların alevlenmesine de neden oldu. Kadın futbolcuların iddiasına göre, zaten uzun yıllar ödenek ayırmayan federasyon, kadınları futbol oynatmamak için gerekçe üstüne gerekçe üretiyor.

Yorumlar kapatıldı.