İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

tercüman: CEMAAT VAKIFLARI, AYRICALIK PEŞİNDE

Aysel ALP / ANKARA

CEMAAT vakıflarının, Vakıflar Genel Müdürlüğü denetiminden din işlerinden sorumlu Devlet Bakanlığı’na verilmesini öngören bir taslak hazırlandı. Cemaat vakıflarının Avrupa Birliği aracılığıyla baskı yaptığı Türkiye, gelen talepleri değerlendirmek üzere harekete geçti. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hüseyin Hatemi, hazırladığı 20 maddelik taslağı Dışişleri Bakanlığı’nda yapılacak bir toplantıda tartışmaya açacak.

“Tüm sorunları halledecek bir formül bulmaya çalıştım” diyen Hatemi, cemaat vakıflarına yapılmış haksızlıkların giderilmesi için de bazı teklifleri olduğunu vurguladı.

Türkiye’nin uyum amacıyla attığı önemli adımlardan biri olan cemaat vakıflarına mal edinme hakkı verilmesiyle ilgili yasal düzenleme, hem bu vakıfları hem de AB’yi memnun etmedi. Cemaat vakıfları, AB aracılığıyla Türkiye’ye üç yeni talebin karşılanması için yasal düzenleme baskısı yapıyor. Bunlardan birincisini, vakıflara tanınan mal edinme hakkının kiliseler, Ruhban Okulu ve Fener Rum Patrikhanesi’ne de tanınması.

Vakıfların ikinci talebi ise, 1936 İstanbul Beyannamesi’nde yer almayan, beyan etmedikleri mallarının kendilerine geri verilmesi. Cemaat vakıfları üçüncü taleplerinde de, ‘sadece amaçlarımızı gerçekleştirmek için değil, kar elde etmek için de mal satın alabilelim” diyorlar. Dışişleri Bakanlığı, AB aracılığıyla cemaat vakıflarından Türkiye’ye gelen bu talepleri, ilgili kurum temsilcilerinin katıldığı toplantılarda tartışmaya açtı. Toplantı sonrasında, konuyla ilgili bir yasa taslağı hazırlamak üzere İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Hüseyin Hatemi görevlendirildi.

Hatemi’nin hazırladığı, eklerle 20 maddeye ulaşan Cemaat Vakıfları Kanun Taslağı’nda, cemaat vakıflarına özel bir denetim sistemi getirilirken; bu şekilde ilgili vakıfların Kiliseler, Ermeni ve Rum Patrikhanesi ile Hahambaşılık tarafından; bunların da devlet bakanlığınca üst denetime tabi tutulması öneriliyor. Taslak, bu vakıfların din adamı yetiştirme ihtiyaçlarına da cevap verirken; bundan sonra ‘cemaat vakfı’ adıyla yeni vakıf kurulmasının da önüne geçiyor. Hatemi, hazırladığı taslak ile tüm sorunları çözecek bir formül bulmaya çalıştığını belirtirken, “Eğer tasarı kabul edilirse, hem bu vakıflara yapılmış bazı haksızlıklar telafi edilmiş olacak hem de bunlar için yeni bir denetim sistemi söz konusu olacak” dedi. Osmanlı’nın fermanlarla ruhsat verdiği bu vakıfların mallarına ‘tüzel kişiliğiniz yok’ gerekçesiyle el konulduğunu vurgulayan Hatemi, kimseye haksızlık, zulüm yapılmaması gerektiğini, tasarı ile de bunların önüne geçmeyi hedeflediğini söyledi.

Yorumlar kapatıldı.