İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

hürriyet: Egoyan´a evet Amelie´ye hayır

Doğan Hızlan

ALİN TAŞÇIYAN’ın Bornova’da Amelie krizi haberini (Milliyet, 30 Aralık 2003) okuyunca şaşırdım.

Amelie’yi ben de görmüştüm. Porno sözüyle bir arada anılmayacak başarılı bir film.

Haberin devamı, bilgisizliğin derecesini iyice ortaya koyuyor:

‘‘Amelie’yi porno film sınıfına sokan AKP Bornova ilçe teşkilátı, öğrencilere okul salonunda bu filmi izlettiren Bornova Anadolu Lisesi yöneticilerini Milli Eğitim Bakanlığı’na şikáyet etti.’’

Bu şikáyet, sanatı algılayamamaktan kaynaklanıyor ama Milli Eğitim Bakanlığı’nın tavrını hoş görmedim:

‘‘Milli Eğitim Bakanlığı, şikáyet üzerine yöneticiler hakkında kapsamlı soruşturma yapılması talimatı verdi.’’

Sanatı, sanat dışı yargılarla değerlendirmenin çağdışılığını her zaman yazdım. Amelie’yi bir seks filmi gibi görmek, ona olmadığı özellikleri yapıştırmaktır.

Milli Eğitim Bakanlığı bir an önce bu soruşturma talimatını geri almalıdır.

Bakın deve kuşu politikası ne kadar gülünç durumlar yaratıyor?

Sinemalarda oynamış bir filmi herkes görebilir, görmüştür de.

Hálá yasaklama mı?

* * *

HÜRRİYET’in Ararat devrimi sürmanşetini görünce (27 Aralık 2003) gülünç yasaklama devri bitti diye sevinmiştim.

Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu; ‘‘Ararat filmi için Gece Yarısı Ekspresi’ndeki hatayı tekrarlamayacağız. Türkiye kendi büyüklüğü içinde bu tür şeyleri tolere edebilir. İsteyen gider izler ve kimin ne zihniyette olduğu görülür’’ demişti

Ben bu anlayıştan, modern zihniyetten yanayım.

İnsanlar adına biz karar vermeyelim, seyri önlemeyelim, seyreden karar versin. Kendi dünya görüşü, inançları, bilgileri ışığında karar versin. Bireysel düşünceye saygı budur.

Ararat gibi filmlerde içe kapandıkça, görmezlikten geldikçe, yurtdışındaki etki alanı büyüyor.

Yasaklamadığımız anda, onun, eleştiriler doğruysa, kötü bir propaganda filmi olduğu anlaşılacaktır.

Ya da Ermeni meselesine bir başka açıdan baktığı ortaya çıkacaktır.

Amelie filmini seyreden biri ahlak hocalığı yapmaya kalkışmazsa, onun değerini bilir. Sinema açısından kalitesini kabul eder.

Nedense biz başkalarını kendi fikrimiz doğrultusunda yönlendiriyoruz.

* * *

SANATA özgür açıdan yaklaşılmayan bir Türkiye’nin 2003 yılında olduğundan şüpheleniyorum bazen.

Yorumlar kapatıldı.