İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

milliyet: Yunanistan´ın favori filmi İstanbul´a özlemi işliyor

Alin Taşçıyan

Yunanistan’da yılın filmi, İstanbul’u kimsenin zorunlu olmadıkça terk etmeyeceği, dünyanın en müthiş kenti olarak gösteriyor! Yunanca adı, “politik mutfak” anlamına gelen, “Politiki Kouzina”, uluslararası adı “A Touch of Spice / Baharatın Tadı” olan film, Bizans ve Osmanlı imparatorlarının ortak başkentindeki yaşam kültürünün yüksekliğini sergiliyor.

Komik, melankolik, politik

Yönetmen Tassos Bulmetis, “Baharatın Tadı”nı özyaşam öyküsünden yola çıkarak yazmış. 1963-64 yıllarına Yunan uyruklu Türkiyeli Rumların sınır dışı edildiği dönemden bugüne uzanan, yer yer komik, yer yer politik, ama genelinde buruk bir tona sahip bu film, popüler sinemanın başarılı bir örneği.

Başak Köklükaya ve Tamer Karadağlı’nın da rol aldığı, ANS’nin ortak yapımcılarından biri olduğu filmin, mart ayında Türkiye’de gösterime girdiğinde ilgi göreceğine, İstanbullulara bir miktar gözyaşı döktüreceğine kuşku yok.

Sevenin gözüyle…

Yönetmen Bulmetis, İstanbul’u çok seviyor ve filmi izleyen herkesin bu olağanüstü kenti onun gözleriyle görmesini istiyor. O kadar da başarılı ki, İstanbul’a bir kez gelenlere bile, İstanbul’u “özlediklerini” söyletiyor film..

Sinemasal yönden dört dörtlük olmasa ve popüler yaklaşım itibariyle pek çok kusur bulunabilse de, bu film, yapılış amacını ve duygusunu perdeden salona geçirebilen ender yapımlardan. Bulmetis, filmin siyasi yanını da son derece ölçülü biçimde ele almış; eleştirilerini kibarca ve mizahı yerinde kullanarak yapıyor. Türkiye’yi “incitmemek” için de azami gayret gösteriyor.

O değerini anlamış…

1957 İstanbul doğumlu Bulmetis, 1964’te sürgün edildiği kente ancak 30 yıl sonra döndü. Onun gözlerinden İstanbul’u böyle güzel, böyle büyüleyici, kimsenin zorunlu olmadan terk etmeyeceği bir kent olarak görünce hem hüzünlendik, hem de mutlu olduk. İstanbul’da yaşayan ama layık olduğu değeri vermeyenleri, rant olarak görenleri düşünüyoruz da… Acaba onları sürgüne göndersek dönüşte toprağı öperler mi?

Baharatın Tadı’na doyum olmuyor!

Selanik Film Festivali’nin Ulusal Yarışma Bölümü’nde favori gösterilen “Baharatın Tadı”, yönetmeni gibi İstanbul’da doğan, 1964’te ailesiyle birlikte sınır dışı edilen Fanis’in öyküsünü anlatıyor. Ağzının tadına düşkün Rum ailesinin temel direği Vassilis Dede, TC uyruklu olduğu için İstanbul’da kalıyor. Hakiki bir düşünür olan, hayatın her alanıyla, aşkla ve astronomiyle baharatın ilişkisini kuran; çok sayılıp sevilen Vassilis Dede’den; ışıl ışıl gözlü, siyah bukleli komşu kızı Saime’den ayrılmak Fanis’i derinden yaralıyor. Bütün enerjisini yemek yapmaya yöneltiyor.

Mizahi anlatım

Fanis’in bunalımı, Türkiye’den “Yunanlı” diye gönderilen, Yunanistan’da “Türk” diye karşılanan 1963 sürgünlerinin uyum sorunlarını da mizahla aktarıyor. Vassilis Dede’nin İstanbul ile bağları o kadar güçlü ki, ailesi ve arkadaşları göçtüğü halde bir kez bile ziyaretlerine gidemiyor. Dünya çapında bir astronom olan Fanis de, bir türlü yeniden ayak basamıyor, felsefesiyle hayatını yönlendiren dedesinin ve hiç unutmadığı çocukluk aşkının yaşadığı doğum yerine.

Yorumlar kapatıldı.