İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

hürriyet: İsveçlilerin gene Sevr’i tutmuş

Özdemir İNCE

Durum artık anlaşıldı: İsveç gibi bilinçaltları geçmiş günahların kurtlarıyla dolu ülkelerde kendi günahlarından kurtulmak isteyen insanlar Türkiye’yi ve iç sorunlarını psikiyatri kliniği haline getiriyorlar.

Uluslararası Cezalandırma Örgütü, Sınırsız Bahçıvanlar Örgütü, Bacaları İzleme Örgütü gibi meczupların rahatlamasını sağlayan Sefil Toplum Örgütleri “Türkiye’de oyuncu ayıların hayatı” konulu paneller düzenleyip geçmişin yaralarını ve acılarını toplu halde kaşıma ayinleri düzenliyorlar. Bunlara alıştık artık. Bu türden bir panel düzenlendiğini duyduğum zaman İsveç gibi kasvetli bir ülkede yaşamadığıma şükrediyorum.

***

Son olarak “Türkiye’de İnsan ve Kadın Hakları” konulu panel düzenlemişler. Bu panelin başlığı sayesinde kadınların insan sınıfına girmediğini de öğrendik. Demek ki “İnsan Hakları” kadın haklarını kapsamıyor. Panelin başlığını İsveçceye çevirsinler, eğer biraz dil bilinçleri varsa nasıl gülünçleştiklerini görürler.

Kuşkusuz Türkiye’de İnsan Hakları yeterli düzeyde değil. Kimi eksik yasaları mevcut AKP hükümeti çıkarmaya çalışıyor. Çıkartılan yasaların uygulanmasında da aksaklıklar var. AKP hükümetinin Türkiye’yi yönetmesinden tedirgin olsam da bu hükümetin Avrupa Birliği’nin de baskısıyla ciddi işler yapmaya çalıştığını inkâr edemem.

Türkiye’de son bir yıl içinde bu doğrultuda yapılanlar tam anlamıyla bir uluslararası panel konusu. TBMM’de yapılan çalışmaları, çıkan yasaların uygulanma süreçlerini bir futbol maçı gibi izlemek mümkün. Türkiye toplumbilimcilere büyük bir laboratuvar olanağı sunuyor.

Bu büyük laboratuvarda bilimsel çalışma yapmak varken, son panelde de İsveçlilerin gene Sevr panorayası tutmuş Bu tarih öncesi anlaşma ile Kürtlere ve Ermenilere verilen haklar masaya yatırılmış. Bu kafayla İsveçliler, Hititlerle Mısırlılar arasında bundan 3303 yıl önce imzalanan Kadeş Anlaşması’nda adları geçmiyor diye Türkleri Anadolu’dan sürmeye bile kalkışabilirler. Aslında iyi de olur. Biz de o zaman İsveç’in kirli geçmişini masaya yatırırız.

***

Panelde ilk sözü alan Uluslararası Af Örgütü’nün İsveçli Türkiye bölümü sorumlusu Sten Göran Dahlgren, “Türkiye’deki insan haklarının asıl başlangıç noktası Sevr Anlaşması’na dayanıyor. Kürtlere ve Ermenilere Sevr ile verilen hakların geri alınmasının getirdiği özel şartlar Türkiye’de insan hakları ihlallerine yol açıyor” demiş ve Atatürk’ün dünyada demokrat biri olarak tanınmasına karşın Türkiye Cumhuriyeti’nin ayakta kalabilmesi için Kürtlere ve Ermenilere karşı uyguladığı yöntemlerin demokratik bir yaklaşım olmadığını ileri sürmüş.

Uluslararası bir toplantıda böyle bir cümle kuran Uluslararası Af Örgütü temsilcisinin akıl sağlığından kaygı duyulur. Sokakta kahkahayla gülen insanlara kuşkuyla bakan İsveçlilerin bu türden zırvaları dinlemeleri nedense bana şaşırtıcı gelmiyor.

Af Örgütü, İzleme Örgütü gibi uluslararası “önyargı ve saplantı” örgütlerinde Türkiye ili ilgili işlerde çalışan görevlilerinin genellikle İskandinavyalı olmaları da şaşırtmıyor beni. Çünkü Türkiye bunların ruh ve kafa sağlıklarına çok iyi geliyor. Türkiye sayesinde günah çıkartıyorlar, bilinçaltlarındaki kirlerden arınıyorlar!

***

Bu türden toplantılara temsilci gönderip Türkiye’nin haklarını savunan Türkiye Stockholm Büyükelçiliği’nin görev bilincini övgüyle karşılıyorum. Ama artık uygar bilimsel sabrı bir yana bırakıp politik girişimlerde bulunmanın zamanının geldiğini düşünüyorum.

Yorumlar kapatıldı.