İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

akşam: Bir büyükelçi nasıl saçmalar?

Coşkun Kırca

Yeni Amerikan Büyükelçisi ayağının tozuyla konuştu ve Türkiye’nin, Ermenistan’la olan sınırını açması ve Sayın Denktaş’ın da Annan Planı’nı kabul etmesi gerektiğini söyledi. Üstelik Sayın Yalçın Doğan’ın naklettiğine göre, bu incileri döktürdükten sonra masasına oturup, Türkiye kendisi Ermenistan sınırını açmazsa Amerika’nın açtırtacağını sözlerine eklemiş! Bu beyanlar tek kelimeyle gereksizdir, yanlıştır ve ülkemizin içişlerine kaba bir müdahaledir.

Bu satırların yazarı, devlette ve basında görevli olduğu uzun yıllar sırasında Türkiye’nin NATO’da olmasını, Türkiye ile Amerika’nın hemen her bölgede ortak yüksek çıkarları olduğunu ve iki ülkenin stratejik ortaklık içinde hareket etmeleri gerektiğini daima savunmuştur. Bugün de Türkiye’nin Irak’a asayişi korumak için belirli şartlarla asker göndermesi gerektiğini savunuyor. Ancak, yine bu satırların yazarı, Türkiye’nin Amerika’ya eşit bir müttefik sıfatıyla yardımcı olması gerektiğini ve Amerika tarafından onun bir uydusu gibi görünmemesinin bu işbirliğinin baş şartı olduğunu da daima söyleyegelmiştir. İşte ekselansları bu pek hayati noktayı idrak etmemişe benziyor.

Ermenistan, yıllardan beri bir Türk Devleti olan Azerbaycan topraklarının % 20’sini askeri işgal altında tutmakla kalmıyor; Anayasasıyla Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’dan toprak taleplerinde de bulunuyor ve nüfusunun önemli bir kısmını kaybetmiş olmasına rağmen, hiçbir uzlaşmaya yanaşmıyor. Türkiye bu ülkeyle olan sınırını açarsa, Ermenistan rahat bir nefes alacak; ama işgalcilikten yine de vazgeçmeyecektir. Zira, Erivan, Türkiye’nin sınırı açmasının -başta Amerika olmak üzere-Batılı Devletler ile Rusya’nın baskısı altında kalmasından ileri geldiğini düşünmeye devam edecektir. Türkiye, Ermeniler Azeri arazisinden çekilir ve Bakü’yle makul bir uzlaşmaya yanaşırlarsa, sınırı tamamıyla açacağını ve Trabzon limanının Ermeni ihracat ve ithalatı için serbest bölge olarak kabul edileceğini ilan etmelidir. Bu barış taarruzunu yapmadan Türkiye’nin bu sınırı açması sadece safdillik olur. Amerika da bu esas dahilinde Minsk Grubu’nda Ermenistan’a baskı yapmalıdır. Aksi halde, Amerika saldırganın yanında yer almış olur. Amerika bu hatayı işlemeye devam ederse Türkiye’nin Irak’ta Amerika’ya yardımcı olarak bulunduracağı askerin orada kalması giderek imkansızlaşır.

Kıbrıs için de böyledir. Türkiye Irak’a bir tümen seviyesinde asker gönderecek; orada zayiata uğrayacak ve Amerika, buna rağmen, Kıbrıs Türklüğü’nü Rum hegemonyası altına sokacak bir planı destekleyebileceğini sanacak! Olacak şey değil! O takdirde, bakalım, Amerika, Irak’ta Türkiye’den beklediği desteği Yunanistan ile Kıbrıs Rumları’ndan sağlayabilecek mi? Ne gezer! Bunların hangisi Amerika’nın Irak macerasını tasvip ettiğini söyleyebildi?

Ekselans bilmelidir ki Türkiye’de duygusal bir Amerikan alayhtarlığı varsa buna sebep olan hep bu tarz Amerikan küstahlıkları olmuştur. Ekselansa tavsiyemiz, Türk Milleti’ni iyi anlamaya çalışmasıdır. Yoksa görevinde başarısız olacağı zerrece kuşku götürmez.

Yorumlar kapatıldı.