İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Avrasya´yı düşünelim ve Ermenistan politikamızı düzeltelim

ABD’nin şu anda Ortadoğu merkezli gibi görünen “yeniden yapılandırma” uygulamalarının uç noktalarının Kafkasya ve

Orta Asya olduğu bir bilinmeyen değildir. Ve bu iki uç Türkiye’yi en az Irak ama uzun vadede Irak’tan çok daha

fazla ilgilendiren gelişmelere sahne olacaktır. Bu noktada, Rusya ve İran’la sıcak ilişkileri bulunan Ermenistan,

Kafkaslarda istikrarın sağlanması açısından kilit bir konuma yükselmiştir. Ermenistan-Azerbaycan arasındaki

gerginliğin giderilmesi ve Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi Kafkasya’nın yakın

gelecekteki en önemli gündem maddelerini teşkil edecektir. Bu nedenle biz Ankara’da Irak’a asker yollama tartışmalarının

yoğunlaştığı şu günlerde Türkiye’nin tartışması gereken çok önemli bir konun da kuzeydoğu komşumuz Ermenistan ile

ilişkilerimizin geleceği olduğu kanısındayız. Ve hükümeti, siyasetçileri, aydınları, konunun tüm uzmanlarını Erivan ile

ilişkilerimizi yeniden düşünmeye davet ediyoruz. Zira Ermeni sorununu taraflar bizzat kendi çabaları ve iradeleriyle

köklü bir şekilde çözümleyecek adımları atmadıkları sürece, üçüncü ülkelerinin kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilecekleri

bir koz olmaya devam edecektir. Bu durum ne Türkiye’nin ne de Ermenistan’ın hayrınadır. Bu bağlamda Türk diplomasisinin son

dönemde Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmek için attığı cesur adımları ve Dışişleri Bakanımız sayın Abdullah Gül ile Ermenistan

Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan’ın başlattıkları yeni uzlaşma arayışlarını sonuna kadar destekliyoruz.

Türkiye geçen 12 yıllık süre zarfında Avrasya’da aktif belirleyici olma amacını gerçekleştirememiştir. Hatta Türk dış politikası

Avrasya’da birçok dış politika konusunda zamanın dışındaymış izlenimi vermiştir. Bunun sebebi ise Türkiye’nin bölgesel aktörlerin

yanısıra Ermenistan’ın ilişki biçimlerinin değişimlerini doğru algılayamamasıdır. Zamanın ruhu Türkiye için Avrasya’da yeni bir dış politika

vizyonu geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Çok geç olmadan Türkiye’nin dış politikasına yeni bir Avrasya vizyonu vermesi gerekmektedir.

Bu noktada biz öncelikle Türkiye için düşman tanımlaması olmayan bir Avrasya politikasının ortaya konmasına ihtiyaç olduğu kanısındayız.

Bunun ilk adımı ise Ermenistan ile ekonomik ve kültürel ilişkilerimizi tesis etmek olmalıdır.

Ermeni ve Türk halkları arasındaki bin yıllık ortak tarihin derin dostluklara ilham kaynağı olduğu hatırlanmalıdır. Büyük Türkistan

hayalleriyle kendi içerisinde dünyanın geri kalanına karşı bir “öteki” algılayışı üzerinde kurgulanmış bir Avrasya

politikası günümüz koşullarında başarısızlığa mahkumdur. Dış politikada ön yargılar ve değer hükümleri artık bir mana ifade

etmemektedir. İzolasyon politikaları yerini ekonomik ve kültürel entegrasyona bırakmaktadır. Yeni dış politika hedefimiz

kalkınmayı ve ekonomik istikrarı sağlamak olmalıdır.

Dış politikanın temelinde ticaretin yattığı artık kavranmalı yeni Avrasya vizyonun oluşumunda hükümet iş adamlarının sesine

kulak vermelidir. Bölgedeki aktif Türk işadamları ekonomik ve kültürel entegrasyona dayalı kurgulanacak Türkiye’nin yeni Avrasya

vizyonunun nasıl olması gerektiği hususunda ip uçları vermektedir.

Avrasya ekonomik olarak Türkiye için süreklilik arz eden bir coğrafyadır ve Türkiye’nin bu coğrafyada önemli çıkarları vardır.

Yunanistan dahil bütün komşularımızla yoğun ekonomik ilişkiler kurmaya çabalayan hükümetin gözlerini Ermenistan’a çevirmesinin

tam sırasıdır. Yıllardır hüküm süren kötümser anlayışın iyimserliğe dönüşmesi için gerekli şartlar mevcuttur. Şimdi duvarlarını yıkarak

kalkışa geçen bir Türkiye’nin zamanıdır.

Saygılarımızla,

Turk-Ermeni İş Gelistirme Konseyi

www.tabdc.org

Yorumlar kapatıldı.