İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ntv: Türkiye Loizidou’ya tazminat ödüyor

19 Haziran 2003— Türk hükümeti adına bugün Strasbourg’da yapılan açıklamada, AİHM tarafından 1998 yılında açıklanan Loizidou kararının yerine getirileceği bildirildi. Türkiye, siyasi nedenlerden ötürü 1998 yılından bu yana yerine getirmediği karar nedeniyle Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’nden politik baskı görüyordu.

Ankara’nın AİHM’nin Lozidou kararını yerine getireceği, Strasbourg’da düzenlenen Avrupa Konseyi Daimi Delegeler Komitesi toplantısında Türkiye’nin Avrupa Konseyi daimi temsilcisi büyükelçi Numan Hazar tarafından Avrupa ülkelerine resmen bildiridi. Hazar, Türk hükümetinin Loizidou hakkında AİHM tarafından hükmedilen maddi tazminatı 8 Ekim 2003 tarihine kadar “koşulsuz” olarak ödeyeceğini duyurdu.

Türkiye’nin bu ‘beklenmedik’ önerisi, söz konusu kararı Ankara’ya karşı politik baskı aracı olarak kullanmak isteyen Yunan ve Rum heyetlerini şok etti. Türk büyükelçinin kararına itiraz eden Yunan ve Rum heyetleri, Türkiye’ye ödeme için sadece “Temmuz ayına kadar” süre verilmesini istedi. Ancak bu önerileri Temmuz ayında AB dönem başkanlığını devralacak İtalya ve Ermenistan heyetleri dışında hiçbir ülkeden destek görmedi. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Walter Schwimmer, toplantıda yaptığı konuşmada, olumsuz tutumundan ötürü özellikle Yunan büyükelçiyi tersledi ve Ankara’nın çözüm arayışlarının takdirle karşılanmasını istedi.

GERİDE 3 BİN RUM DAHA VAR

Türkiye’nin bugün Strasbourg’da açıkladığı karar, AİHM’de bugüne kadar Türkiye’den davacı olan yaklaşık 3 bin Rum vatandaşının şikayetlerinin ne olacağı sorusunu da gündeme getirdi. Kulislerde Ankara ile Avrupa Konseyi arasında resmi olmayan bir anlaşmaya varıldığı ve AİHM’nin bundan böyle Rumların Loizidou kararı sonrasında Ankara’ya karşı yaptıkları şikayetleri KKTC’de kurulacak özel bir hukuk organına transfer edeceği söyleniyor. AİHM, Mayıs 2001’de Kıbrıs Rum Kesimi’nin Türkiye’ye karşı kazandığı devletlerarası davada, KKTC’nin hukuk organlarının adadaki Rumlar için de “iç hukuk yolu” olduğu hükmünde bulunmuştu. AİHM bu hükmü göz önünde bulundurduğu takdirde, Rumlar daha önce Ankara’ya yönettikleri şikayetleri bundan böyle KKTC’ye yönetecekler. Bu durum Rum Yönetimi ve Atina’yı öfkelendirse de, Avrupalı diplomatlar Strasbourg kulislerinde “3 bin davadan kurtulmanın başka çaresi yok” yorumunda bulunuyor.

AB İÇİN ÖNEMLİ KARAR

Ankara’nın Strasbourg’da yaptığı açıklama, Kıbrıs sorunu için olduğu kadar, Türkiye’nin AB perspektifi açısından da büyük önem taşıyor. AİHM kararlarına uyum, Kopenhag siyasi kriterlerinin “olmazsa olmaz” koşulu olarak biliniyor. Türkiye, Loizidou kararını yerine getireceğini açıklayarak Kopenhag kriterlerini pratikte uygulamaya başladığını da göstermeye çalışıyor. Loizidou kararı, Avrupa Konseyi organlarının olduğu kadar, AB Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu’nun son 3 yıldır Türkiye hakkında hazırladıkları raporlara da girmişti. Loizidou kararı yerine getirilmediği sürece Avrupa’nın da Türkiye’ye “Kopenhag kriterlerini yerine getiriyorsun” demesi mümkün değildi.

AİHM LOİZİDOU KARARI

AİHM, 1996 ve 1998 yıllarında Kıbrıslı Rum Titana Loizidou ‘nun Türkiye’ye karşı “Girne’deki 10 parsel arazisine el konulduğu” iddiasıyla açtığı mülkiyet davasında, davacıyı haklı bulmuş ve Türkiye’nin kendisine yaklaşık 700 bin dolar maddi tazminat ödemesinde karar kılmıştı. Ankara, “Loizidou davası” kararını politik nedenlerden ötürü bugüne kadar yerine getiremediği için, hükmedilen 700 bin dolarlık tazminat cezasına her yıl yüzde 8’lik gecikme faizi işletiliyordu. Bir diğer deyişle Ankara’nın Titina Loizidou’ya ödemesi gereken meblağ 1 milyon doları aşmış durumda.

Titina Loizidou gibi, 1974 sonrası adanın güneyine göçmüş binlerce Rum daha bugüne kadar Strasbourg’da Türkiye’den davacı olmuş durumda. Strasbourg’daki diplomatik kaynaklar, AİHM’de Rumlar tarafından Türkiye’ye karşı yapılan şikayet başvurusunun 2 bin 693 olduğunu bildiriyorlar.

AİHM KIBRIS DAVALARI DURDU

Öte yandan, AİHM’nin de Kıbrıslı Rumlar tarafından Türkiye’ye karşı açılan davaların kararlarının açıklanmasını yeni bir karara kadar askıya aldığı öğrenildi. Kararın, 1974 sonrası adanın kuzeyinden güneyine göç eden Rumların KKTC’den malk ve mülk talebinde bulunabilmeleri için kurulması planlanan özel hukuk mercii çalışmaları göz önünde bulundurularak alındığı söyleniyor .

Yorumlar kapatıldı.