İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Oktay Ekşi: Ermeni sigortaları – hürriyet

Oktay Ekşin

EĞER ABD’deki Türk-Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) Başkanı Ercüment Kılıç’ın değerlendirmesi doğru ise ‘‘Ermeni soykırımı’’ sorununun bundan böyle bir de karşımıza tazminat konusu olarak çıkması söz konusu…

Kılıç, ‘‘Türkiye dışındaki Ermenilerin (diaspora), Türkiye’ye karşı müthiş bir tazminat oyunu planladıklarını belirterek, Türk yetkililerin dikkatli olmalarını’’ istemiş.

İstemiş ama bizim yetkililerin arabayı devirmeden nasıl kullanacağını düşünmek gibi bir adeti olmadığını galiba bilmiyor. Oysa bizde önceden önlem almak yerine araba devrildikten sonra çare aranır.

O nedenle Kılıç, uyarıları doğru olsa bile sesini kimseye duyuramaz.

Peki ama bu uyarıya sebep olan mesele nedir?

Elimizdeki bilgilere göre bu sigorta bedeli işini ortaya ilk olarak, Dr. Varteks Yeghiayan (Yağcıyan) adında bir Ermeni hukukçu attı. Yağcıyan o dönemde kendini sigorta ettiren Ermenilere ait 7671 adet poliçeye ulaştı. Daha sonra bu poliça sahiplerinden 90 yaşında Martin Maroutian adında bir Ermeni’nin vekaletini aldı. Ancak önce ‘‘zamanaşımı’’ meselesini çözmesi lazımdı. Uğraştı, didindi, neticede California’da, ‘‘soykırım’’ nedeniyle 2010 yılına kadar açılan davalarda zamanaşımının dikkate alınmayacağına ilişkin bir yasa çıkarttırdı. Ardından davayı açtı. Ancak Martin Maroutian çok yaşlı olduğu için o ölmeden yeni bir atılım yapması gerekiyordu:

Maroutian’ın davasının sadece onun kişisel sorunu olmadığını, tam tersine, belli bir kesimi temsil ettiğini ileri sürdü, böylece davasının ‘‘toplumun belli kesimi adına’’ açılmış sayılmasını sağladı.

Dahası… Yagcıyan’a maddi tazminat talep etme hakkı da tanındı.

Ve sigorta şirketleriyle pazarlık bu aşamada başladı.

Elimizdeki kaynaklara göre, ABD’de sigorta şirketleri sahibini bulamadıkları için ödeyemediklerini iddia ettikleri sigorta bedelini cebe atma hakkına sahip değiller. Ödeyemiyorlarsa, belli bir süre sonra o poliçe nedeniyle müşteriden aldıkları primleri eyalet maliyesine yatırmak zorundalar. Oysa şirketler belli ki bunu da yapmamışlar.

Keza ilgiliye ödeme konusunda kusurlu oldukları ortaya çıkarsa, geçen her yıl için ödemeleri gereken miktara yüzde 10 eklemeleri zorunlu.

Kısaca Yağcıyan’ın eli hayli güçlü görünüyor. O nedenle sigorta poliçelerinin o tarihteki bedeli kağıt üstünde en çok 20 milyon dolar görünmekle beraber, şimdi toplam ödemenin 2 milyar dolardan 50 milyara kadar çıkabileceği ileri sürülüyor. Kılıç daha da fazla söylüyor, trilyonlarca dolardan söz ediyor.

Peki bu iş Türkiye’nin başına ne iş açar?

Eski Dışişleri Bakanı İlter Türkmen 5 Mayıs 2001 tarihli Hürriyet’te çıkan yazısında ‘‘Bu sigorta kontratlarının yerine getirilmesinin Türkiye’ye yansımaları olmaz’’ demiş.

Bakalım göreceğiz, Kılıç mı haklı, Türkmen mi?

Yorumlar kapatıldı.