İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İHD İstanbul Şubesi MEB Genelgesi’ne karşı Danıştay’a Dava Açıyor

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi MEB Genelgesi’ne karşı Danıştaya dava açıyor. Basın açıklaması ve dava dilekçesini aktarıyoruz.


BASIN AÇIKLAMASI


MEB Genelgesi’ne karşı Danıştay’a Dava Açıyoruz:
Çocuklarımıza Düşmanlığı Değil, Kardeşliği Öğretin!

Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı 14 Nisan 2003 tarihli genelgesi ilk ve orta öğretim kurumlarından 2002/2003 öğretim yılında, “Ermeni iddialarının asılsız olduğu” temasını işleyen konferanslar gerçekleştirilmesini ve ayrıca ortaöğretim kurumlarında “Birinci Dünya Savaşı’nda Ermeni isyanı ve Faaliyetleri” konulu kompozisyon yarışması düzenlenmesini istemiştir.

IHD İstanbul Şubesi olarak Danıştay’da Genelge’nin iptali ve yürütmeyi durdurma istemiyle dava açmak üzere bugün Kumkapı Bölge İdare Mahkemesine Dava Dilekçe’mizi sunuyoruz.

Söz konusu Genelge dava dilekçemizde ayrıntılarıyla açıklandığı üzere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na ve Türkiye Cumhuriyeti’nin imza koyduğu, iç hukuku bağlayıcı uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Genelge, Anayasa’nın, “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz” hükmünü içeren 25. maddesini, çok sayıda uluslararası sözleşme maddesi arasında, “Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir,” diyen Anayasa’nın 27. maddesini, “Çocuk ifade özgürlüğü hakkına sahiptir; bu hak (…..) yazılı, sözlü, basılı, sanatsal biçimde veya çocuğun seçeceği başka bir araçla her türlü haber ve düşüncelerin araştırılması, elde edilmesi ve verilmesi özgürlüğünü içerir,” diyen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 13. maddesini ihlal etmektedir.

Ayrıca söz konusu genelgenin çocuklarımızın vicdanlarında, duygusal ve düşünsel dünyalarında onulmaz yaralar açacağına inanıyoruz. Çünkü Genelge, Ermeni çocuklarının kendilerini baskı altında, düşman bir çevrede hissetmelerine neden olacağı gibi, diğer kimliklerden çocukları da Ermeni arkadaşlarına karşı düşmanca duygular beslemelerine yol açacaktır.

Bu yönüyle de Genelge, “Çocuğun (…) değerbilirlik, hoşgörü, özgürlük, eşitlik ve dayanışma rurhuyla yetiştirilmesinin gerekliliği”ni hükmeden, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin giriş bölümünü, “Eğitim insan kişiliğinin tam anlamıyla gelişmesini ve insan haklarına ve temel özgürlüklere saygının güçlendirilmesini sağlayacak, bütün uluslar, ırklar ve dinsel gruplar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu geliştirecek şekilde verilir,” diyen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 26. maddesini ihlal etmektedir.

Bu nedenlerle söz konusu Genelge’nin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay’da dava açmuş bulunduğumuzu kamuoyuna duyuruyor, çocuklarımızın barışçıl duygularla yetişmesini, ırkçı ve ayrımcı önyargılara karşı korunmasını, okullarımızda dostluk duygularının aşılanmasını isteyen herkesi Genelge’ye karşı çıkmaya çağırıyoruz.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi



DAVA DİLEKÇESİ

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI’NA

Gönderilmek Üzere

İSTANBUL NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİNE


YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEPLİDİR

DAVACI :İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi

Çukurçeşme Sk.Bayman Apt.No:10/1 Taksim-Beyoğlu-İST.

VEKİLİ :Av.Kadriye DOĞRU

Çukurçeşme Sk.Bayman Apt.No:10/1 Taksim-Beyoğlu-İST.

DAVALI :Milli Eğitim Bakanlığı ANKARA

KONU :Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın 14.04.2003 tarih ve B.08.0.TTK.0.01.01.04. sayılı konferans ve Kompozisyon Yarışması Düzenlenmesi konulu genelgesinin ( Genelge 2003/23 ) iptali istemi talebidir.

AÇIKLAMALAR :Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı 14 Nisan 2003 tarihli genelgesi ile ;

“Tüm il ve ilçelerde ki ilköğretim ve orta öğretim kurumlarından 2002/2003 öğretim yılında, ‘Ermeni iddialarının asılsız olduğu’ temasını işleyen konferanslar gerçekleştirilmesini ve ayrıca ortaöğretim kurumlarında ‘Birinci Dünya Savaşı’nda Ermeni İsyanı ve Faaliyetleri’ konulu kompozisyon yarışması düzenlenmesini istemiştir.

Genelgeye göre yarışma il düzeylerinde gerçekleştirilecek, bu yarışmalar 2002/2003 öğretim yılı sonuna kadar sonuçlandırılacak, birinci olan kompozisyonlar 01 Eylül 2003 tarihine kadar bakanlığa bildirilecek ve Türkiye genelinde dereceye giren kompozisyonlar belirlenerek Bakanlıkça çıkarılan Bilim ve Aklın Aydınlığında EĞİTİM dergisinde yayınlanacaktır.

Bakanlık genelgesinin gerekçesini “Birlik ve bütünlüğümüze yönelik her türlü tehdide karşı yapılacak en önemli mücadele, tarihi gerçekleri güçlü bir üslupla ifade edebilen bir gençlik yetiştirmek ve kamuoyu oluşturmak” sözleriyle açıklamaya çalışmıştır.

Milli eğitim Bakanlığı’nın 2003/23 sayılı genelgesinin hukuka aykırılığını belirtmeden önce bu genelgenin hukuksal niteliğini değerlendirmek gerekmektedir.

Genelgeler hukukumuzda kural koyan genel düzenleyici işlemlerdendir. Hukukumuzda genel düzenleyici işlemler esas olarak Anayasa’da sayıldığı kadarıyla “Kanun Hükmünde Kararname”, “Tüzük”, “Yönetmelik”le sınırlı değillerdir. Anayasada sayılmamakla birlikte “karar”, “kararname”, “tebliğ”,”sirküler”,”yönerge”, “iç düzen”, “genelge” vs. adı altında yapılan işlemler de vardır. Bunlar Anayasa’da yer almadığından doktrinde adsız işlemler olarak sınıflandırılmaktadırlar.

Bu işlemlerle de bazen yürütme tarafında kural konabilmekte ve bu işlemlere karşı yargı yoluna gidilebileceği doktrinde de kabul edilmektedir. (Gün ışığında yönetim S. 345 vs. İlhan ÖZAY , Alfa Yayınları İst 2002 )

Bu adsız işlemlerden “Genel Karar” yada “Karar”larda yönetmelik gibi işlem sayılmaktadır ve yargı denetimine tabidir.

Olayımızda “Genelge” ismine rağmen işlem, bir genel karardır. Çünkü uygulanmakla tükenecek kararlardandır, yani konferanslar verilip, kompozisyon yarışmalarının düzenlenmesi ile tükenecek işlemlerdendir.

Mevzuatımızda sayılmamakla birlikte genelge adı altında MEB yayınladığı ( 2003/23 sayılı genelge ) genel düzenleyici bir işlem olup yargı denetimine tabi bir genel karardır.


YASAL-HUKUKSAL AYKIRILIK VE GEREKÇELER

Kamusal alandaki iradenin işlemi olan idari işlemler özel işlemlerden farklı olarak yetki, konu, şekil, maksat ve sebep unsurlarını ihtiva etmek durumundadırlar. İdari Yargılama Usulü yasanın 2.maddesi gereğince bir idari işlemin hukuka uygun olması için işlemin tüm bu unsurlar yönünden hukuka uygun olması gerekmektedir.Bu unsurlardan birinin dahi sakat olması işlemi hukuken sakat kılar.

İdari işlemlerin öncelikle bir sebebi bulunmalıdır, bu sebep nesnel ve maddi bir durum olmalıdır. Bu bir veya birden fazla hukuki bir işlem ya da olay olabilir, olayımızda böyle bir sebep bulunmadığı gibi eğitimin böyle bir olaya yönlendirilmesinde bir kamu yararı da bulunmamaktadır. Genelgenin yarattığı sonuç kamu yararına aykırı, kişi hak ve özgürlüklerini, insan haklarını zedeleyici olduğundan işlem konu yönünden de sakat ve hukuka aykırıdır.

Genel karar niteliğindeki bu genelge uygulamasındaki maksat eğitim hizmeti değildir, öğrencilerin kişiliğinin laik, demokratik, insan haklarına saygılı bir biçimde geliştirilmesi değildir. Gerek uluslararası hukuk ve siyaset alanında, gerek Türkiye kamuoyunda uzun yıllardır tartışılmakta olan, akademik, politik, sosyal, kültürel boyutları olan bir konuyu, bütün bu boyutlarıyla değerlendirme yetenek ve birikiminden henüz yoksun olan ilk ve orta öğretim çağındaki çocuklara, ruhsal ve zihinsel dünyalarını zedeleyecek, kişiliklerinin özgürce gelişimini ve çevresiyle karşılıklı sevgi, saygı esasına göre ilişkiler kurmalarını engelleyecek, kişiliklerini rencide edecek şekilde empoze etmektedir. Dolayısıyla sebep, konu ve amaç yönünden hukuka aykırı olması nedeniyle işlemin iptali gerekir

Ayrıca söz konusu genelge, genel olarak kişinin, özel olarak da çocukların temel hak ve özgürlüklerine aykırı olması nedeniyle gerek Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının ve yasaların , gerekse Türkiye Cumhuriyetinin imzalamış olduğu ve iç hukuku bağlayıcı nitelikteki Uluslararası sözleşmelerin aşağıda sıralanan maddelerini, aşağıda belirtilen gerekçelerle ihlal etmektedir. Bu nedenle de işlemin iptali gerekir.

222 Sayılı ilköğretim ve eğitim kanunun 1.maddesi eğitimi “… Milli gayelere uygun olarak bedeni,zihni ve ahlaki gelişmelerine ve yetişmelerine hizmet eden, temel eğitim ve öğretimdir” şeklinde tanımlamıştır.

Milli Eğitim Temel Kanunu ise Milli eğitimin genel amacını tarif ederken öğrencileri, “……..Beden,zihin,ahlak,ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne , geniş bir dünya görüşüne sahip, İNSAN HAKLARINA SAYGILI, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan;yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek” ilkesine yer vermiştir.

Bu genelgenin uygulanması, çocukları; sıra arkadaşı, sınıf arkadaşı, oyun arkadaşı, sırdaşı olan çocukların soylarına göre birbirlerinden ayrılması, aralarına düşmanlık tohumları ekilmesine yol açacak konferanslara katarak, Ermeni çocukların kendi kimlikleri aleyhine ifadeler kullanmaya, diğerlerini de Ermeni arkadaşlarına karşı Ermeni kimliği nedeniyle düşmanca tezler dile getirmeye zorlayarak en temel kişilik haklarını ve insan haklarını ellerinden almış olmaktır.

Ayrıca bu genelge 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun ilkelerinden 11. madde de düzenlenen demokratik eğitim ve 13. maddede düzenlenen bilimsellik ilkelerine açıkça aykırıdır. Hiçbir bilimsel eğitimde çocuklardan idare tarafından belirlenmiş bir tezden yana düşünceler üretmesi istenemez.

Açıkladığımız nedenlerden genelge Kanuna ve Anayasa’ya açıkça aykırıdır. Bu genelge yukarıda da izah ettiğimiz gibi bir Genel Karardır. Uygulanmakla tükenecektir. Telafisi imkansız sonuçlar doğuracaktır. Çocuklar üzerinde psikolojik ve sosyal bir travma yaratacaktır. İdari işlem açıkça hukuka da aykırıdır. Bu nedenle İdari Yargılama Usulü Kanunun 27.Maddesi gereğince yürütmenin durdurulmasına karar verilmelidir.

Bir an için İnsan Hakları Derneğinin bu davayı açmaktaki menfaati sorgulanabilir: Derneğimizin temel gayesi toplumun her alanında ve herkesimin haklarının ihlaline karşı sosyal,siyasal ve yargısal alanlarda mücadele etmektir. Toplumun geleceği olan çocuklarımıza düşmanlık telkin eder mahiyette bir genelgenin iptalini istemek Derneğimizin en temel görevidir. Ayrıca derneğimizin onlarca üyesinin çocukları İlk ve Orta Öğretimde öğrencidirler .Bu konuda üyelerimizden onlarca şikayet almaktayız, bu üyelerimizin menfaatlerini korumak da görevimizdir. Bu nedenle bu davanın Derneğimiz tarafından açılması bir zorunluluk halini almıştır.

GENELGE TARAFINDAN İHLAL EDİLEN
ULUSAL VE ULUSLAR ARASI HÜKÜMLER:

1-14.04.2003 Milli Eğitim Bakanlığı Genelgesi’nin “Ermeni iddialarının Asılsızlığı” adı altında tanımladığı konunun ders dışı etkinlik olarak işlenmeye zorlanması, ilk ve ortaöğretim çocuklarını Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarından farklı dilsel, dinsel ve kültürel aidiyete sahip bir bölümüne karşı düşmanlık duygularını körükleyecek niteliktedir. Bunun başlıca nedeni, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Ermeni iddiaları” ifadesini benimsemiş olmasıdır. Çünkü Bakanlık, hangi özel yada tüzel bir kişilik, kuruluş, oluşum, ya da sosyal bir kesimin iddialarından söz ettiğini belirtmek yerine, herhangi bir ayrıma gitmeden, ”Ermeni” iddiaları ifadesini kullanarak, çocuklarımızın gözünde bütün bir Ermeni toplumunu ve bu topluma mensup Ermeni arkadaşını, öğretmenini, komşusunu, akrabasını, hatta karışık evliliklerde anne ya da babasını “hasım”konumuna getirmektedir. Bu şekliyle genelge, hangi kimlikten olursa olsun, ilk ve orta öğretim okullarında okumakta olan çocukların ruh sağlığı ve zihinsel gelişimi açısından bir tehdit oluşturacak etkinlikleri zorunlu kılmaktadır. Dolayısıyla Genelge, Ermeni çocuklarının kendilerini baskı altında, düşman bir çevrede hissetmelerine neden olacağı gibi, diğer kimliklerden çocukları da Ermeni arkadaşlarına karşı, son derece tahrip edici olan, düşmanca duygular beslemelerine yol açacaktır. Genelgenin uygulanması sonuçta sınıflarda dostluk, kardeşlik ve karşılıklı saygı ortamını yok edecek, böylelikle okulların varlık nedeni olan ve Milli eğitim Temel Kanunu’nda belirtilen çocuğun bedensel ve zihinsel gelişimini sağlayacak eğitim sürecine zarar verecektir.

Bu nedenle Genelge:

a) “Halkı; sınıf ,ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığı açıkça tahrik eden kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis ve üçbin liradan onikibin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu tahrik umumun emniyeti için tehlikeli olabilecek bir şekilde yapıldığı takdirde faile verilecek ceza üçte birden yarıya kadar artırılır” diyen TCK’nın 312/2. maddesini;

b) “Çocuğun toplumda bireysel bir yaşantı sürdürebilmesi için her yönüyle hazırlanmasının, Birleşmiş Milletler Antlaşmasında ilan edilen ilkeler ve özellikle barış, değerbilirlik, hoşgörü, özgürlük, eşitlik ve dayanışma ruhuyla yetiştirilmesinin gerekliliği”ni hükmeden, Türkiye Cumhuriyeti’nin imzalamış bulunduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin giriş bölümünü,

c) “Eğitim insan kişiliğinin tam anlamıyla gelişmesini ve insan haklarına ve temel özgürlüklere saygının güçlendirilmesini sağlayacak şekilde verilir. Eğitim bütün uluslar, ırklar ve dinsel gruplar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu geliştirecek şekilde verilir”, diyen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 26.maddesini,

d) “Taraf devletler çocuğun eğitiminin aşağıdaki amaçlara yönelik olmasını kabul eder;

a)Çocuğun kişiliğinin, yeteneklerinin, zihinsel ve bedensel yeteneklerinin mümkün olduğunca geliştirilmesi;

b)Çocuğun insan haklarına ve temel özgürlüklere ve Birleşmiş Milletler şartında verilen prensiplere saygısının geliştirilmesi;

c)Çocuğun anne babasına, kendi kültürel kimliğine, diline ve değerlerine, çocuğun yaşadığı veya geldiği ülkenin ulusal değerlerine ve kendisinin sahip olduğundan farklı olan uygarlıklara saygısının geliştirilmesi;

d)Çocuğun bütün haklar etnik, ulusal ve dinsel gruplar ile yerli kökenden gelen kişiler arasında anlayış, barış, hoşgörü, cinslerin eşitliği ve dostluk ruhuyla, serbest bir toplumda sorumlu bir insan hayatı yaşamaya hazırlanması;”

diyen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 29.maddesini ihlal etmektedir.

2- Genelge akademik içerikte , dış politika, uluslararası hukuk, toplumsal ve siyasal tarih gibi çok çeşitli disiplinlerin alanına giren, en önemlisi derin bir husumet konusu haline gelmiş bir başlığı belirleyerek ve yararlanılacak kaynakları baştan belirterek; veri toplama, bulguları değerlendirme amacıyla analiz yapma, muhakeme etme, sonuca ulaşma becerilerini kazanma sürecinin henüz ilk aşamalarında olan ilk ve orta öğretim çocuklarını belirli bir yönde görüş belirtmeye zorlamaktadır.

Bu yanıyla Genelge;

a) “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz” hükmünü içeren T.C. Anayasası.”Düşünce ve kanaat hürriyeti” başlıklı 25. maddesini,

b) “Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme , açıklama , yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir”diyen Anayasa’nın 27.maddesini,

c) “Çocuk ifade özgürlüğü hakkına sahiptir; bu hak, ülke sınırları ile bağlı olmaksızın; yazılı, sözlü,basılı, sanatsal biçimde ve ya çocuğun seçeceği başka bir araçla her türlü haberle düşüncelerin araştırılması, elde edilmesi ve verilmesi özgürlüğünü içerir” diyen Birleş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 13.maddesini,

d) “Taraf devletler, çocuğun düşünce , vicdan ve din özgürlüğü hakkına saygı gösterir” diyen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 14.Maddesini,

e) “Taraflar, ulusal azınlıklara mensup kişilerin kanun önünde eşitlik ve kanunla eşit korunma hakkını güvence altına almayı Taahhüt ederler. Bu konuda, ulusal azınlığa mensubiyete dayalı herhangi bir ayrımcılık yasaklanmıştır’’ diyen Avrupa Birliği Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşmesinin 4. maddesini,

f) “ Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak , din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarzda ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak sureti ile dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir” diyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9.maddesini ,

g) “ Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir” diyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10.maddesini,

h) “Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkına sahiptir”diyen İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin 18.maddesini, ihlal etmektedir.

SONUÇ VE İSTEM :Yukarıda belirttiğimiz nedenlerden sebeb, konu ve amaç yönünden 222 sayılı kanuna, 1739 sayılı MİLLİ EĞİTİM TEMEL KANUNUNA ve Uluslararası Sözleşmelere aykırı bulunan 14.04.2003 trihli 2003/23 sayılı genelgenin İPTALİNE,

Çocuklarımızın ruhsal sağlığını, kişiliklerini, öğrenme ve kanaat oluşturma becerilerinin özgürce gelişmesine engel olması, düşünce ve ifade özgürlüğünü engelleyici özellikler taşıması, farklı kökenlerden çocuklarımız arasında gerginlik ve husumetleri kışkırtıcı nitelikte bulunması nedeniyle açıkça hukuka aykırı ve uygulanmasının da telafisi imkansız zararlar doğuracağından yargılama sonuna kadar genelgenin YÜRÜTÜLMESİNİN DURDURULMASI’na karar verilmesini saygılarımızla arz ederiz.

Yorumlar kapatıldı.