İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Özdemir İnce: Yalanın süryanicesi (9) – hürriyet

İbranilerden (Yahudilerden) sonra ilk Hıristiyan olan halk olarak kabul edilen Süryaniler (Aramiler), bölgenin M.S. 7 yüzyıldan itibaren Arap Müslümanların denetimine geçmesinden sonra artık Müslüman okyanusunda küçük bir ada olarak yaşamlarını sürdürdüler. Belki Haçlı Seferleri sırasında, pek emin değilim ama Avrupa’dan gelen Hıristiyanların korumasına belki biraz sahip oldular.

Bölgenin 1516 yılından itibaren Osmanlı egemenliği ve sorumluluğu altına girdiğini kabul edebiliriz. Yakup Bilge “Geçmişten Günümüze Süryaniler” adlı kitabında, Süryanilerin göreceli de olsa, Osmanlılar döneminde huzura kavuştuklarını yazmakta. Ne zamana kadar?

Osmanlı iyice zayıf düşene, İngiltere, Fransa ve Rusya bu imparatorluğu paylaşma sürecini başlatana, bölgeyi Protestan misyonerler, İngiliz ve Fransız casus ve ajanları istila edene kadar, 400 yıl…

***

Kışkırtıcıların sadece Süryanileri kışkırtmak için bölgeye geldiklerini söylemek işi abartmak olur. Kışkırtılması amaçlanan kitlelerin, halkların (Doğu Anadolu’da Ermeniler; Güney Doğu’da, Suriye ve Irak’ta Kürtler ve Araplar) yanında Süryanilerin önemi ikinci, üçüncü derecedendir. Ancak Türk ve Müslüman olmayan her nesne ve uyruk kışkırtma konusu olduğu için Süryaniler de tarihte tekrar girmişlerdir.

***

Yakup Bilge, kitabının 19.sayfasında, II.Abdülhamid’in panislamist politikası yüzünden Süryanilerin Kürtlerle çarpışmak zorunda kaldığını yazar.

Süryaniler, Kürtler, Araplar kendi aralarında her zaman çatışmışlardır. Ancak II.Abdülhamid (1876-1909) döneminde çatışmalar daha çok Hamidiye Alayları ile Süryaniler arasında olmuş olabilir.

Hamidiye Alayları, Doğu Anadolu’daki Kürt aşiretlerini denetim altında tutmak için II.Abdülhamid tarafından kurulan milis örgütleridir (1905). Doğu Anadolu’da merkezi yönetime karşı başlayan (başlatılan) Kürt isyanlarının yanı sıra Ermenilere karşı da kullanılmıştır. 1908’de, İkinci Meşrutiyet’ten sonra dağıtılan Hamidiye Alayları genellikle Kürtlerden oluşmaktaydı.

***

Osmanlı İmparatorluğu’ndaki toplu duruma bakalım: Yunan, Bulgar, Sırp gibi Hıristiyan unsurlar bağımsızlıklarını kazanıp kendi ulusal devletlerini kurmuşlar; Rusların kışkırtıp desteklediği Ermeniler nüfusça azınlıkta oldukları Doğu Anadolu’yu da içine alan bir Ermeni devleti kurmak istiyorlar ve bu tasarıları ABD Başkanı Wilson’ın planlarında yer alıyor… Bu arada, bağımsızlık kazanmak Süryani aydınlarının da aklına gelmiş (ya da getirilmiş) olmalı. Gene İngiltere’nin, Fransa’nın yani kapitalist emperyalizmin parmağı.

Osmanlı, böyle bir durumda, “Efendim ne iyi ettiniz, lütfettiniz, keramet buyurdunuz! Buyurun, rica ederim, bu topraklar sizin olsun” mu diyecekti?

Yorumlar kapatıldı.