İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Can Dündar: Onno dağı

Milliyet yazarı Can Dündar yazısında, Yalova Belediyesi´nin Onno Tunç’un uçağının düştüğü yere yaptırdığı 10 metreye 10 metre boyutundaki anıtla, “Türkler bize bir hediye vermek isterlerse işlerine hiç yaramayan bir şeyi, mesela Ararat’ın Ermeni yamacını verebilirler” diyen Charles Aznavour ile bağlantı kuruyor.

Bundan böyle İstanbul üzerinde uçanlar veya deniz yoluyla Yalova kıyısından geçenler Papaz Harmanı Dağı’nda tanıdık bir isim görecekler:

“Onno Tunç…”

Yalova Belediyesi, Onno’nun uçağının düştüğü yere yaptırdığı 10 metreye 10 metre boyutundaki anıta, sanatçının adını yazdırdı.

Bu anıt sayesinde Onno’nun şimdiye dek dillerde yaşayan ismi, artık “yeni meskeni” dağlara kazınacak.

***

Muhteşem bir girişim bu…

Geçen hafta Cannes film festivalinde gösterilen “Ararat” filminin başrol oyuncusu Charles Aznavour, Ermeni sorunu için arabuluculuğa soyunurken, “Türkler bize bir hediye vermek isterlerse işlerine hiç yaramayan bir şeyi, mesela Ararat’ın Ermeni yamacını verebilirler” diyordu.

Yalova halkı, bu kötü espriyi, Papaz Harmanı Dağı’na Ermeni asıllı bir bestecinin imzasını atarak yanıtlıyor.

Bu kadar da değil…

Yalova içindeki bir park alanına da Onno ve onunla birlikte vefat eden Hasan Kanık ile onları kurtarmaya giderken donarak ölen iki dağcının adları yazılı bir anıt dikilecek.

Bir de Onno Tunç’un heykeli…

Hem de parktaki caminin hemen önüne…

Farklı dinden, farklı inançtan insanların bu topraklar üzerindeki ebedi kardeşliğini simgelercesine…

***

Anıtlar 10 Haziran’da açılacak.

Onno dostları orada olacak.

Çok sayıda bakan ve bürokrat da gidecek.

Gece, karartılmış şehir merkezinde 25 bin mum yakılıp Onno’nun şarkıları söylenecek.

Gönül ister ki, Diyanet İşleri Başkanı ve Ermeni Patriği de Yalova’da buluşsun, Onno için yan yana dua etsin.

Garo Mafyan’la konuştum dün…

Sesi ağlamaklıydı:

“Onno bu ülkenin en sevilen sanatçılarından biriydi. Tarih boyunca şarkıları dilden dile gezecek. Ama bu jest de Anadolu uygarlığının dünyaya verdiği bir insanlık dersi olacak” dedi.

***

Güçlü devlet olmanın tek ölçütü, sahip olduğunuz tankların ve seferber edebildiğiniz piyadelerin sayısı değil artık…

Aleyhinize çekilen filmleri ne kadar şiddetle protesto ettiğiniz ve hangi bölümlerini kestiğiniz de kudretinizin yegane göstergesi sayılmıyor.

Gazetecileri, düşünürleri hapsetti diye pafta pafta yere serilen devlet büyüklerinizin resimlerini püskürtme boyayla kapatmanız da arzuladığınız itibarı sağlamıyor size…

Bunlara gülüp geçebiliyor musunuz?

Yazar – çizer hapsetmekten vazgeçebiliyor musunuz?

Siz daha iyi film yapabiliyor musunuz?

Güçlüsünüz.

Yalova halkı, özlü sözler ve politik sloganlar dışında yazı yüzü görmemiş dağlarına, şarkıları yüreklere işlemiş bir sanatçının adını – uyruğuna, inancına, fikrine bakmaksızın – kazıyarak hem vefasını, hem özgüvenini gösterdi.

Ne mutlu Onno’ya!..

“Bilirsin, unutulmak dokunur ya her insana…”

Yorumlar kapatıldı.