İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hürrriyet: Sınıra ortak anıt dikelim

HyeTert notu: Lale Şıvgın’ın düzenlediği söyleşiyi internet üzerinden http://www.bayathaber.com/ermenipatrik.htm adresinden okuyabilirsiniz.


Turan YILMAZ / ANKARA

“İncil, ‘Eğer ortada bir sorun varsa suiistimal edilmemesi için çabuk halledin’ der. Ortada çözümsüz bir sorun var. Adını koymak için değişik eylemler yapılacağına, diyalog kurulsun.”

Ermeni Patriği Mutafyan, kin kültürünün yok edilmesi gerektiğini söyledi. Bilkent öğrencilerinin internet sitesine konuşan Mutafyan, ‘Sınırda ortak anıt açalım. Herkes için çiçekler koyalım’ dedi. Ermeni Patriği, ‘Ekmeği bölüşelim, suyu birlikte içelim’ çağrısı yaptı.

Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan, Türkiye-Ermenistan sınırına ‘ortak anıt’ dikilmesi önerisinde bulundu. Mutafyan, ‘İncil, ‘ortada bir sorun varsa suiistimal edilmemesi için çabuk halledin’ der. Her iki tarafın da değişik eylemler yapması yerine, sınırda ortak bir anıt açılsın. Biz, herkes için gidip çiçekler koyalım’ dedi.

Mutafyan, Bilkent Üniversitesi öğrencilerinin internet sitesi ‘www.bayathaber.com’da Lale Şıvgın’ın sorularını yanıtlarken çarpıcı açıklamalarda bulundu. Mutafyan’ın açıklamaları özetle şöyle:

Yurtdışındaki Ermeniler bizi Türk olarak görür

Yurtdışındaki Ermenilerle konuştuğumuzda onlar bizi Türk olarak görürler ve bize güvenmezler. Türklerle konuştuğumuzda da bizi Ermeni olarak görürler ve onlar da bir yere kadar güvenmezler. Biz kendimizi bu anlaşmazlığın tam ortasında hissediyoruz.

Kin kültürünü ve zehir aşılamayı kaldırmalıyız

İnsanlar kültürlerini kin ve nefret üzerine kurmasınlar. Her ne kadar diasporadaki aşırı Ermeniler gençlerini Türk düşmanlığıyla yetiştiriyorlarsa, Anadolu’da da bu farklı değil. İnsanlar Anadolu’da Ermeni kelimesini küfür olarak kullanıyorlar. Ermeni dölü diyorlar. Bunları Meclis’te bakanların ağzından bile duyduk. Bu kin kültürü ve zehir kaldırılmalı.

Üçüncü tarafların bu işe karışmaları her zaman abes, rahatsızlık verici. Türkiye’deki Ermenilerin eğer bir sorunu varsa bunun çözüleceği yer Ankara. Bizim Millet Meclisimiz. Bizim seçtiğimiz milletvekilleri bu sorunların üzerine gitmeli ve gider de.

Benim önerdiğim şey diyaloğun pekişmesidir. Birlikte ekmek bölüşülmelidir, su içilmelidir

Biz, Türkiye Ermenileri olarak kendimizi iki ateş arasında kalmış olarak görüyoruz. Çünkü hem Türk’üz, hem Ermeni’yiz. Bir de iki sevgiliye aşık insanlar olarak görüyoruz. Çünkü hem Türk’ü, hem Ermeni’yi seviyoruz. Hem Türk kültürümüz var, hem Ermeni.

Türk vatandaşıyız ama subay ve polis olamıyoruz

Ermenileri belediyelerde küçük görevlerde, üniversitelerde profesör olarak görebilirsiniz. Ama orduda Ermeni göremezsiniz, yüksek devlet dairelerinde Ermeni göremezsiniz. Ermenilerin orduda gelebileceği en üst yer astsubaylıktır. O kadar.

Türk vatandaşı olarak büyümekte olan bir gence bunu açıklamak zor. Diyelim ki polis dizilerini seyrediyor ve polis olmak istiyor, ama olamazsın Ermeni olduğun için. Bunları açıklamak zor tabii.

Sorunlar, vergi isyanıyla başladı

1890’larda ve daha önce başlayan olayların sebebi, Anadolu’daki yerleşik Ermeni halkı çifte vergilendirmeden kaynaklanmıştır. İlk başkaldırma ve isyanlar bu yüzden olmuştur. Devlete verdikleri vergilerin yanı sıra, Anadolu’daki Kürt beylikleri de ayrıca zorbalıkla yerli ahaliyi vergilendirmeye çalışmıştır. Ve buna reaksiyon doğmuştur. Vergiyi ödememe tavrı oluşmuştur.

OLAYLAR ZİNCİRİ

Bu, ordu tarafından ezilmiştir. Ve başlayan bu husumet özellikle yabancılar tarafından körüklenmiştir. Ve bir olaylar zinciri 1914-15 gibi acı olayların vuku bulmasına neden olmuştur. Önemli olan bu olaylara ne ad vereceğimiz değildir. Bir isyanı bastırma mıdır? Soykırım mıdır? Çatışma mıdır? İç savaş mıdır? Daha ne isim verirseniz verin. Önemli olan isim vermek değildir. Önemli olan ortada bir sorun olduğudur.

Yorumlar kapatıldı.