İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

RADIKAL: Hayatın ‘azınlık’ halleri

– Şişli’de inecek yoksa Beşiktaş’tan inicem.

– Ben Beşiktaş’ta inicem.

-Ben de…

-Ben de…

-Eeee… Şeyy… Ben Şişli’de…

-Üzgünüm abi, sen azınlıkta kaldın!"

Azınlık, öyle kendi halinde sıradan bir sözcük değil. Bazen hayatın
her yanına sinen, anlamı katmerlenmiş bir imge oluveriyor. Aret Gıcır bir
Ermeni,

İstanbullu ve Türk. Bir azınlık mensubu. Yaşadığınız şehre hiç bu
gözle baktınız mı? "Fransa’da Türk olarak algılanıyorum, burada
Ermeni, yani hiçbir yere ait hissedemiyorsun kendini…" Lyon’da Ecole
Emile Cohl’da çizgi roman ve illüstrasyon eğitimi aldığı dönemde başından
geçen bir olayı anlatıyor Aret: "Bir gün metroda beklerken bir
Cezayirli, aksanımdan Fransız olmadığımı anladı. ‘Nerelisin?’ diye sordu.
Türküm deyince de sarılıp kardeşim diye öptü."

Yurtdışında ‘Türk’ yaşadığı ülkede Ermeni. Orada Türk azınlık,
burada gayrimüslim azınlık. Hatta çizer olmanın onun azınlık kimliğini
derinleştirdiğini düşünüyor: "Ermeni ve çizer olarak daha da azınlıkta
hissediyorum kendimi." Onun gözünden hayatın nasıl göründüğünü
anlamak için Azınlıkyan tiplemesini incelemek, kitabından bir – iki sayfa
karıştırmak yeterli.

30’lu yaşları artık yavaş yavaş geride bırakan Krikor Azınlıkyan,
Kurtuluş’ta oturuyor. Annesiyle yaşıyor. Kapıcı İmdat Efendi, hayatı
sorgulayan genç, keçi sakallı, uzun saçlı Baret (Aret’in kendisi olsa
gerek) ana kahramanlar. Yaya’lar, Mama’lar, Dayday’lar ve daha pek çok akraba
var öykülerde. Tabii Krikor’un hayatındaki kadınları da görüyoruz bir
yandan. İlişkiler,

günlük yaşama ilişkin ince ince dokundurmalar…

Azınlıkyan yalnızca etnik azınlık olma durumuna ilişkin bir tipleme değil.
Hayatı her anlamda azınlık olarak yaşamaya dair öyküler var kitapta. Düşünce
olarak azınlık, yaşama bakış açısından azınlık… Yaşamın bizi
zorladığı içine almaya çalıştığı ritme ayak direten, ayak uyduramayan
biraz da ‘kaybeden’ karakterlerin çevresinde dönüyor öyküler.

Aret, Azınlıkyan’dan söz ederken onun kimliğini ve hayata bakışını
tam olarak

‘ortada’ diye nitelendiriyor. Yani ne milliyetçi bir Ermeni, ne de bu kimliğini
tamamen reddeden bir dünya vatandaşı. Aslında Azınlıkyan hiçbir tarafta
değil. Hayatındaki bu belirsizlik öykülere de yansıyor. Ermeni olarak yaşamanın
getirdiği, hayatın neredeyse tümüne yayılmış ürkekliğin izleri var Azınlıkyan’ın
hayatında.

"Azınlıkyan demeseydin"

Peki Aret yarattığı karakterle ne kadar benzeşiyor? Bu soruyu yanıtlarken
"Benden tabii ki çok şey var. Ama o ben değilim. Bir kere o benden daha
yaşlı, daha deneyimli, hayata ilişkin yorumları daha bilgece…" Tüm
bu tabloda mini öykülerin içine sinen bir yaşam sevinci, babacan bir gülümseme
var bize eşlik eden. Aret komik öyküler anlatıyor

aslında. Hem güldüren hem düşündüren desek klişe olacak. En iyisi şu
hikâyeyi dinleyin. Aret babasına Azınlıkyan tipi hakkında ne düşündüğünü
sormuş. Babası da "İyi, güzel yapmışsın yavrum," demiş,
"ama şuna

‘Azınlıkyan’ demeseydin keşke…"

Krikor Azınlıkyan

1966 yılında İstanbul’da doğdu. Azınlık okullarında okudu, azınlığın
çoğunluğunun aksine kuyumcuda hiç çalışmadı. Farklı olmak adına
muhasebeciliği seçti. Bu meslek de trend olunca çaresiz kalan Azınlıkyan,
muhasebeciliği bırakıp karikatür jönlüğüne başladı. Şimdi tek korkusu
yeni mesleğinin trend olması…

Bekâr ve bir kedisi var. Hâlâ İstanbul’da, Kurtuluş’ta yaşıyor.

(Azınlıkyan’dan)

Aret Gıcır

1978 yılında İstanbul’da doğdu. Azınlık okullarında okudu. Azınlığın
çoğunluğunun aksine kuyumcuda hiç çalışmadı. Farklı olmak için mi
bilinmez karikatür, grafik ve çizgi romanla ilgilendi. Seçtiği meslek hiç
trend olmadı. Çizgi hikayeleri Fesat dergisinde, Azınlıkyan tiplemesi ise
Agos gazetesinde yayımlandı. Lyon’da Ecole Emile Cohl’da çizgi roman ve illüstrasyon
eğitimi aldı. Şimdi yine İstanbul’da, Kurtuluş’ta. Bekâr ve kedisi yok.
(M.T.)

Azınlıkyan Sözlüğü

Zo, Be!: Ya!, Lan!

Dayday: Dayı, amca anlamında hitap

Kuyrig: Abla

Mama: Anne

Yaya: Nine

Topik: Bir Ermeni mezesi

Gağant Baba: Noel Baba

Surp Zadik: Paskalya yortusu

Aşagerd: Öğrenci

Yorumlar kapatıldı.