Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Avrupa Parlamentosu’nun bugün aldığı kararların ‘abesle iştigal’ ve Türkiye açısından ‘hükümsüz’ olduğunu söyledi.
Konvansiyon toplantılarına katılmak üzere Brüksel’de bulunan Yılmaz, Avrupa Parlamentosu’nun bu sabah oylayarak kabul ettiği, Ermeni soykırımı iddialarını içeren Kafkasya raporuyla, HADEP’in kapatılmaması çağrısını değerlendirdi. “Bu kararların bizim tarafımızdan kabul edilmesi ve fiili sonuç doğurması mümkün değildir” diyen Yılmaz, şöyle devam etti:
“Avrupa Parlamentosu, Türkiye’nin temsil edilmediği ve görüşlerinin dile getirilmediği bir forumdur. Türkiye, her zaman, siyasi bir forum olan parlamentoların tarihi yargılamak gibi bir misyonu olmadığını, bunun, bağımsız ve tarafsız bilim çevreleri tarafından yapılması gerektiğini söylemektedir. Ancak Ermeni lobileri, parlamentoları sürekli olarak istismar etmek gayreti içindedir.”
Yılmaz, 2000 yılında, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raporu’na da bu tür iddiaların sokulduğunu, 2001 raporunda bu yöndeki önerilerin reddedildiğini hatırlatarak şöyle konuştu:
“Bu tür çelişkili tavır ve kararlar Avrupa Parlamentosu’nun güvenilirliğine ve tutarlılığına gölge düşürür. Bu kararlar, Türkiye’nin AB’ye bakışını olumsuz etkilememelidir. Bu kararlar, AB ile ilişkilerimizi daha da geliştirmemizin, üyelik sürecini tamamlamamızın ne kadar önem kazandığını göstermektedir. Türk parlamenterlerin dahil olacağı bir Avrupa Parlamentosu’nda bu tür manipülasyonlar daha kolay önlenecektir.”
Avrupa Parlamentosu’nu istismar edenlerin, bir yandan da Türkiye ile Ermenistan arasında bir sivil toplum örgütleri girişimi olan Uzlaşma Komisyonu’nun çabalarını baltalamak, sabote etmek amacı güttüğünü belirten Yılmaz, “Türkiye her konuda uzlaşmadan yanadır ama uzlaşma, tarihi yalan ve yanlışlar üzerine inşa edilemez. Avrupa Parlamentosu, tarihi gerçeklerin ortaya çıkarılmasını istiyorsa yapması gereken, Ermenistan’ın da kendi arşivlerini bilim adamlarına açması için çağrıda bulunmaktır” dedi.
Yılmaz, HADEP kararıyla ilgili olarak da şunları söyledi:
“Biz başka ülkelerdeki yargıların bağımsızlığına ne kadar saygılıysak, diğerlerinden de bu tavırı bekleme hakkına sahibiz. Dolayısıyla, bu karar, bir temenni olmaktan ötede değer taşımıyor.
Avrupa Parlamentosu yararlı bir iş yapmak istiyorsa, AB Komisyonu’na ve AB Konseyi’ne terör örgütleri listesine bugüne kadar PKK ve DHKP-C’nin neden dahil edilmediğini sormalıdır. Parlamento’nun bugün aldığı kararlar, abesle iştigaldir.”
Yorumlar kapatıldı.