İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

InternetHaber: Rezaletin böylesi!

internetHABER.com sitesinde yer alan haber şöyle…

Haftalık YANKI Gazetesi’nin manşeti olay yaratacak. Gazetenin iddiasına göre, Kemal Yalçın’ın yazdığı kitapta, Türk askerinden korkak, soykırımcı ve tecavüzcü olarak bahsediliyor.

“…Kayseri de çok ermeni vardı. Karşı köyümüzde Ermeni vardı. Toparlayıp götürdüler hepsini. Sürgün.. Nereye dedik? Gerzun’a dediler. Gerzun neresi? Bilen yok! Götürüp derede kesmişler, ırmağa dökmüşler hepsini.. (Sayfa 76)

Bu satırlar 1998 yılında, Doğan Kitap tarafından piyasaya sürülen ve şu sıralarda dördüncü basımı kitapevlerinin raflarında bulunan, “Emanet Çeyiz” adlı kitaba ait. Kemal Yalçın’ın kaleme aldığı bu kitap, mücadele yıllarını anlatıyor. 1998 Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü ve yine 1998 Kültür Bakanlığı Roman Başarı Ödülü alan bu kitapla ilgili herşey ilk bakışta normal görünüyor. Ancak kitapla ilgili anormallik şimdi okuyacağınız satırlarda başlıyor.

Kitap, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim 4 sınıf Türkçe kitabında öğrencilere ‘yaz okumaları’ için öneriliyor. Ahmet Köycü, Hatice Gümüş ve Emine Hatun tarafından kaleme alınan ilköğretim 4. sınıf Türkçe kitabında övgüyle sözedilen kitapla ilgili Türk Eğitim-Sen’in suç duyurusunda bulunduğu biliniyor. Ancak buna rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın kılı dahi kıpırdamıyor. Kitabı tavsiye eden ilköğretim 4. sınıf Türkçe kitabı halen piyasada ve kimi okullarda okutuluyor.

İşte Tavsiye Edilen kitap

Meb Yayınları arasında yer alan Türkçe kitabın 61. sayfasında skandal kitap şöyle tavsiye ediliyor. “Eğer yaz okumaları için kitap arayışı içinde iseniz Kemal Yalçın’ın ‘Emanet Çeyiz’ isimli eserini öneririm.” Yalçın, 1998 Kültür Bakanlığı Roman Başarı Ödülü, ve Abdi İpekçi Barış ödüllerini kazanan kitabında Türkiye’den Yunanistan’a, gönderilen Rumlar’la Yunanistan’dan gelen Türkler’in anılarını anlatıyor.

Kitabın bazı bölümlerinde şu ifadeler yer alıyor..

“Meğer büyük dayım, arkadaşlarıyla karısını, üç kızıyla iki oğlunu sakladığı mağaradan almaya gitmiş. Varıp bakıyorlar ki hepsini öldürmüşler! Onları görelim derken gecikmişler. Türkler, Ferizdağı’nda bulduklarını öldürmüşler, kuyuya doldurmuşlar. (Sayfa 90)

”Komşu köylerdeki Ermeniler’i kestiklerinde bize dokunamazlar, arkamızda Yunanistan var dedik” (Sayfa 74) Götürüp derelerde kesmişler, ırmağa dökmüşler hepsini… (Sayfa 76) Türkler geliyor, evlerimizi yıkıyor, ağaçları alıp götürüyorlardı. (Sayfa 78.79.80) Meğer büyük dayım arkadaşlarıyla karısını, üç kızıyla iki oğlunu sakladığı mağaradan almaya gitmiş. Varıp bakıyorlar ki hepsini öldürmüşler. (Sayfa 90)

“Türkler Rum köyünü basıyor, köylüleri kiliseye tıkıyor ve Rumlara bağırıyor. ‘A..ğına koyduğumun cavırları’, ‘A..zına koyduğumun koca cavırı, sende mi içiyon?’ diye kocaman bir taşı başına vurdu.”, “Toplanıp gelecekler, hem s…cekler bizi, hem de öldürecekler.” (Sayfa 86-87-89) (Küfürler kitapta sansürsüz ve açık seçik olarak yazılı!)

Lambis isimli bir Rum anlatıyor:

“İnsan doğup büyüdüğü yerlerin suyuyla, havasıyla yoğrulup gidiyor. Babam, anam Trabzon’u anlata anlata öldüler” (Sayfa 27)

“Ajan falan olamazsın sen. Belli olur böylesi. Bu dağlar, bu topraklar, bu insanlar, hepimiz çok acı çektik. Korkma! Burada (Yunanistan’da) başına bir iş gelmez. Jandarma dipçiği yoktur burada.” (Sayfa 35)

Türkler Kaçıyordu

“Hepsi silahlı. Türkiye askeri. Türkler kaçıyordu silahlarıyla. Erzurum tarafından gelip Rum köylerinden geçerken vurdular, kırdılar, ne isterlerse aldılar. Türk hükümeti bunlara sahip çıkmıyordu. Herzaman bu oluyordu” (Sayfa 43)

“Yordan amca, hanımı Gülperi’nin konuşmasını kesti. ‘Eee söyleyeyim mi gayri’ diyerek başladı türkülere..”
‘Top top olduk Erzurum’un başına
Lanet olsun toprağına daşına
Hasret kodu bizi kavim kardaşa
Erzurum, Erzurum viran kalasın..
Sende benim gibi yarsız kalasın’ (Sayfa 71)

“Kemal Paşa (Atatürk) 300 çeteyle Topal Osman’ı, ‘Rum çetelerine engel olsun, bunlar harbe zarar vermesin’ diye koydu. Eğer Topal Osman onlarla uğraşmasaydı, çeteler Gelibolu’da yardım edecekti. Kemal Paşa’nın hesabını bozacaktı.” (Sayfa 46)

“Üstümüze askerler geliyordu devamlı. Sık sık ölümle burun buruna geliyorduk. Ama asker tutsa bile öldürmüyordu. Esas çevre köylerden toplanan Türkler tuttuklarını öldürüyordu”
“Baktık, ‘Koca Antastas’ dediğimiz Rum kaptanın kafasını kesmişler, bir öküz arabasının üzerine çarmıh etmişler. Tokat’ta ahaliye gösteriyorlar. Bizi de kiliseden çıkarıp ’görün babanızı’ diye dövüyorlardı.” (Sayfa 95)

“Süleyman Bey iyi adamdı. Ermenileri kestikleri zaman, İgo yanyan isimli bir Ermeni kadını kurtarmış, saklamış.. Vermemiş aramaya gelenlere.” (Sayfa 118)

“Papazın biri çıkıyor köylüler adına:

‘-Efendi bizde ne Ermeni var, ne de silah. Etme eyleme, olsa getiririz!’ der demez biri bir kolundan tutuyor, biri de öteki kolundan. Çetenin biri alıyor eline baltayı. Şak şak şak yarıyor papazı yukarıdan aşağı diri diri!” (Sayfa 79)

Ve daha birçok benzer satır…

Kültür Bakanlığı’nın 1998’de Roman Başarı Ödülü verdiği bu kitabı, bugün 10 yaşındaki çocuklara, ilkokul 4. sınıfta okuyan taze beyinlere nasıl tavsiye edildiği soru işaretleriyle dolu.

Kültür Bakanı İstemihan Talay’ın cevap vereceği çok soru var…

Yorumlar kapatıldı.